Mustafa Kemal Paşa, meclisin Ankara’da toplanmasını birçok defalar İstanbul Hükumetine bildirmişse de cevap alamamıştı. Er geç İstanbul’un işgal edileceğini biliyordu. İstanbul Hükumeti de Ankara’yı tanımak istemiyordu.
Sonunda 12 Ocak 1919 da açılan İstanbul Meclisi, 16 Mart 1919 da İstanbul’un işgali ile dağılmış ve dağıtılmıştı.
İstanbul’un işgalinden üç gün sonra, 19 Mart 1919’da Atatürk, Ankara’da bir meclisin toplanacağını ve derhal seçim yapılmasını bildiren yazısını, sivil ve asker bütün teşkilatlara telgrafla iletmişti. İstanbul’dan kaçan bir kısım milletvekillerinin de Ankara’ya gelmek üzere yola çıktıkları öğrenilmişti. Ayrıca, yeni açılacak meclis için bina aranmış ve evvelce ittihat terakkinin fırka binası olarak yaptırdığı fakat tamamlatamadığı bina uygun bulunmuştu.
İstanbul’dan bazı milletvekilleri de gelmişti. Yunus Nadi, Hamdullah Suphi, Mazhar Müfit Bey ve Halide Edip Hanım da gelenler arasındaydı. Paşa, bu münevver ve yetişkin milletvekillerinin Ankara’ya gelmelerine çok memnun olmuştu. Meclis 115 milletvekili ile 22 Nisan 1920 Perşembe günü açılacaktı. Fakat Halife ve Damat Ferit Hükumetinin heyet-i temsiliyeyi
“dinsiz” olarak tanıtan yayınları, Anadolu halkı üzerinde tesirsiz kalmamıştı.
İstanbul Hükumetinin muhtemel bir dinsizlik propagandasına meydan vermemek için Meclisin açılması bu sebeple 23 Nisan Cuma gününe bırakılmıştı. 23 Nisan sabahı Ankara bir bayram günü gibi canlı ve neşeliydi. İhtiyarı, genci, kadını, kızı sabahın erken saatlerinde en güzel elbiseleriyle sokaklara dökülmüştü
Meclisin açıldığı günün akşamı yatsı vaktinden evvel Yunus Nadi, Mazhar Müfit, Ruşen Eşref, Fethi Bey, Hoca Feyzullah Efendi ve birkaç milletvekili direksiyon binasında toplanmışlar, Atatürk ile sohbet ediyorlardı. Bu konuşmalar arasında bir milletvekili,
“Paşam, bu güzel günün adını henüz koymadık. Bir ad koyalım” dedi. Bunun üzerine Paşa, yarı karanlık odada koltuğundan doğrularak,
“İşgal kuvvetlerini nasıl olsa atacağız. Fakat karşımızda 600 senelik bir imparatorluğun dağılmış da olsa bir hükumeti duruyor. Onun karşısında meclisimiz çocuk sayılır. Onun için bugünün adına “çocuk bayramı” diyelim. Büyüsün ve kendi zaferini kendi ilan etsin” dedi. Mustafa Kemal’in bu sözleri, oturanların alkışları ve tasvipleriyle karşılandı. Böylece 23 Nisan Meclisin açılış günü Çocuk Bayramı olarak kabul ve ilan edildi.
Bu anı, bizzat ‘Can Yoldaşım’ adlı kitabımda aktardığım haliyle, dedem Ali Çavuş’a aittir. Atatürk’ün 1919’dan 1926’ya kadar yanından bir dakika bile ayrılmamış yaverine…
Bize bu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni armağan edenleri minnet ve rahmetle anıyoruz.