Ne yapmalı!

Yayın tarihi: 19 Şubat 2024 Pazartesi 9:42 am - Güncelleme: 19 Şubat 2024 Pazartesi 9:42 am

Hüsnü Mahalli

Başka bir açıdan

Son anda çekilen olmazsa 31 Mart seçimlerine 35 siyasi parti ve az sayıda bağımsız aday katılıyor . Son cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde alınan oylar göz önünde bulundurulursa yerel seçimlerde büyük şehirlerde birden fazla kazanma şansı olan partilerin sayısı üçü geçmeyecektir.

AKP, CHP ve DEM.

AKP’nin desteklediği MHP de bir yerde kazanabilir.

Bunun dışında YRP, TİP ve belki İYİ Parti bir iki ilçe ya da kasabada kazanabilir.

Bu durumda çoğunluğu ‘muhalif’ olan ya da muhalif gibi görünen ve kazanma şansı olmayan partilerin Türkiye genelinde ya da tek tek kent ve ilçelerde aday göstermesi iktidara hizmet etmenin dışında hiç bir amacı yok ve olamaz.

Aynı tespit bağımsız adaylar için de geçerlidir.

Bu durumda vatandaşlar kime oy verecekleri konusunda son kez bilinçli olmak zorundadır.

1-Yurttaşlık bilinci varsa vatandaşlar mutlaka sandığa gitmeli ve ülkenin geleceğini belirleyecek bu sürece yönelik tavrını koymalıdırlar.

2- Hangi partiye gönül verirse versin yurttaşlar bu iktidarın iç ve dış politikalarından rahatsız iseler mutlaka sandığa gidip oylarını kazanabilecek adaya vermelidirler.

3- Seçim zamanı yaklaştıkça yoğun bir şekilde yapılacak kamuoyu yoklamalarında hangi parti ya da adayın ne kadar oy alabileceği büyük ölçüde belli olacaktır. Bu durumda yüzde 15 hatta 20’nin altında oy alması beklenen bir adayın kazanma şansı olmayacağı için ona oy vermek yalnız ve yalnız AKP’nin işine yarayacaktır.

4- Başka bir ifade ile bu seçimlerde gerçek muhalefet adına seçime katılan adaylara oy vermek ne kadar önemli ise AKP adayına vermemek ya da verdirmemek çok daha önemlidir.

5- Unutulmamalıdır ki; yerel olmasına karşın bu seçimlerin sonuçları Türkiye’nin geleceğini etkileyecektir. Örneğin CHP 2019’da kazandığı İstanbul, Ankara, Adana, Antalya ve Mersin gibi büyük kentlerle birlikte başka önemli belediyeleri de kazanırsa Mayıs seçimlerinde yıkılan umutları yeniden yeşertebilir.

6- Yok eğer AKP bu seçimlerde İstanbul ve Ankara’yı yeniden ele geçirirse Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük güç ve moral kazanacak ve yeni anayasa hamlesinde cesur adımlar atacaktır. Sonrasını anlatmak bile abesle iştigal olur çünkü sonrasında çok ama çok farklı bir Türkiye olacaktır. Böyle bir Türkiye’de yaşamak isteyen herkes varsa tüm kompleks ve saplantılarından kurtulmalı ve AKP ile Erdoğan’nın önünü kesebilecek ve yüzde yüz kazanabilecek partilerin adaylarını desteklemelidir. Çoğu haklı eleştirileri tartışmanın zamanı değildir ve herkes son kez kendi dar hesapları için değil ülkenin yani kendi çocuk ve torunlarının geleceği için oyunu kullanmalıdır. ‘Ama hiç bir şey değişmediğine göre oy kullanma zahmetine katlanmam’ demenin vebali çok ama çok büyük olacaktır.

7- Son olarak DEM’in görev ve sorumluluklarına bakmalı.

Daha önce olduğu gibi Kürt kökenli seçmenlerin büyük bölümü DEM adaylarına sahip çakacak ve bu adaylar 10-12 kentte kazanabilir. İlçelerle birlikte kazanılan belediye sayısı 60 civarında olabilir. Kendi adaylarının kazanma olasılığının olmadığı yerlerde DEM seçmeni büyük ölçüde CHP adaylarını destekleyecektir. Bir bölümü de TİP ya da diğer sol kimlikli adaylara oyunu kullanacak ve bu oylar boşa gidecektir. Buna karşın CHP ve sol partilerin seçmenleri özellikle Güneydoğu’da iktidarın tersi propagandasına rağmen DEM’in adaylarına oy kullanabilir. CHP, DEM, sol partiler ve demokrasiden yana tüm güçlerin koordinasyonu, işbirliği ya da ittifakı ülkede bir çok sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır.

Zaman; karmaşık ve saçma sapan hesap yapmanın zamanı değil.

Zaman; dolaylı-dolaysız AKP ve ‘başkalarının’ propaganda oyununa gelmeme zamanıdır.

Zaman bir ve son kez olsun akıllı ve hep birlikte bu ülkeyi sevme ve AKP’nin karanlık tezgahlarından kurtarma zamanıdır.

Kaynak: TELE1