MMO İstanbul’dan rapor: Ekonomi genç mühendisleri ülkeden uzaklaştırıyor

Yayın tarihi: 2 Şubat 2024 Cuma 11:46 am - Güncelleme: 2 Şubat 2024 Cuma 11:46 am

MMO İstanbul “İstanbul’da Yaşayan Mühendisler Araştırması’nı yayımladı. Raporda, mühendislerin yüzde 26,1’inin temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük çektiği belirtildi.

Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul Şubesi, 30 bin üyesinin sorunlarını tespit etme ve çözüm üretmek için yaptığı araştırmanın dördüncüsünü yayımladı.

Bu yıl bin 710 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada, İstanbul’da yaşayan mühendis, mühendislik öğrencisi, emekli ve iş arayan mühendislerin iş, yaşam ve eğitim koşullarını yeniden ortaya koymak amaçlandı.

Raporda yer alan ifadeler şu şekilde:

“Mühendisliği, bilim, tecrübe ve yaratıcılığı kullanarak doğal kaynaklardan insana, topluma faydalı üretimler sağlamak, toplumsal refaha katkı sunma faaliyeti olarak da tanımlayabiliriz. Bir mühendis, teknolojiyi insanlık yararına uygulayandır, aklı ve bilimsel yöntemleri toplumsal faydaya dönüştürendir.

Bu nedenle, bir ülkenin mühendislere verdiği değer, toplumsal faydaya, refaha, kalkınma ve gelişmişliğe verdiği önemi de temsil eder. Eğitim, sanayi, istihdam, büyüme/kalkınma politikaları, gerçekte mühendislerin üretim süreçlerindeki rolleri ile doğrudan bağlantılıdır. Bu yıl ülkemizde, 11 ilimizde yaşanan depremler bir kere daha mühendisliğin, bilimin ve tekniğin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir, yeniden kentleşme çalışmaları da bu zorunluluğu bakmak istemeyen gözlere dahi göstermeye devam etmektedir.

Bugün eğitimdeki sorunların en ağır biçimlerinin yaşandığı alanlardan bir tanesi kuşkusuz üniversitelerdir. Üniversitelerde eğitimin niteliği, üniversitelerin kimliği ve toplumsal yaşamdaki konumları, hükümetlerce değişmiş ve geçmişe göre büyük farklılıklar oluşmuştur.

2003–2023 arasında ülkemizde üniversite sayısı 78’den 208’e ulaşmıştır. Bunların 129’u devlet üniversitesi, 75’i vakıf üniversitesi ve 4’ü vakıf meslek yüksekokuludur. Ne var ki üniversite sayısının fazlalığı bugüne kadar yükseköğretim eğitim sistemi kalitesine yansımamıştır.

Bugün ülkemizde mühendislik bölümü olan 190 üniversitede, aktif mühendislik bölümü sayısı 2.094’tür. Bazı bölümlerin ise kontenjan olmadığı için açılamaması göz önünde bulundurulması gereken önemli bir durumdur. Pek çok bölümde ise öğretim görevlisi, laboratuvar eksikliği yani üniversite koşullarının sağlanamaması ülkemiz için acı tabloyu ortaya sermektedir.

Bu durum yaptığımız anket verilerinde de yansımasını bulmakta, önemli noktalardan bir tanesi de eğitim politikalarının olumsuz yansımaları olarak ortaya çıkmaktadır.

Araştırma toplamda 13 konu başlığı altında toplanmıştır ve çalışma durumuna göre faal, emekli, iş arayan ve öğrenci olarak 4 gruba bölümler yönlendirilmiş veya ortak olarak cevaplar alınmıştır.

İstanbul genelinde 1.121 faal, 405 emekli, 95 iş arayan mühendis ve 89 mühendislik öğrencisi olmak üzere toplam 1.710 kişi ile yaptığımız “İstanbul’da Yaşayan Mühendisler Araştırması Raporu 2024”ten bazı satır başlarını şöyle özetleyebiliriz:

Mühendislerin %26,1’i barınma, beslenme, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor
Ülkenin mevcut koşulları; pandemi süreci, deprem ve kesintisiz süren ekonomik kriz ile birlikte emek süreçlerinde yaşanan değişime bağlı olarak mühendislerin de mesleki ve sosyal alanda yaşadığı dönüşümler ivmesini arttırarak devam ediyor. Mühendislik bilimleri ve mesleğinin maruz kaldığı itibarsızlaştırma ve değersizleştirme ile işsizlik ve güvencesizleşme sorunları tüm ciddiyetiyle önümüzdedir.

Ankete katılan mühendislerin %88,7’si mevcut ülke ekonomisini kötü bulduğunu belirtmektedir. %26,1’i barınma, beslenme, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlandıklarını ifade etmektedir. ‘Adalet ve hukuk’ işaret edilen sorunların başında geliyor

Mühendisler ülkemizdeki en önemli sorunu Adalet ve Hukuk olarak işaretlemektedir. Bu sorun 3 yıldır yapılan tüm anketlerde birinci sıradaki yerini korumaktadır. Eğitim ve ekonomi sorunlarına ise yine 3 yıllık dönem boyunca ikinci ve üçüncü sıralarda yer verildiği görülmektedir.

Geçtiğimiz yıl deprem sonrası yaptığımız araştırmamızda en önemli sorunlar başlığında Doğal Afetler %61,7 iken bu yıl bu oran %54,4 olmuştur. %7’den fazla bu düşüş bizlere doğal afet gerçeğinin unutulmaya yüz tuttuğunu göstermektedir. Mühendislerin %96,9’u ülkemizin doğal afet politikasını yeterli bulmadığını %40,2’si ise buna rağmen olası İstanbul depremi için hazırlık yapmadığını belirtmektedir.

GENÇ MÜHENDİSLERİ ÜLKEDEN UZAKLAŞTIRIYOR

2022 yılı araştırması hem İstanbul’dan hem ülkeden uzaklaşma isteğinin büyük oranda arttığını göstermekteydi. Bu yükseliş deprem ve yaşanan mekânlara güvensizlikle birlikte daha da artmıştır.

İstanbul’dan ayrılıp farklı bir şehre veya farklı bir ülkeye taşınmak isteyenlerin oranı %55 iken 18-31 yaş arası katılımcılarda bu oran %67,94. Katılımcıların %82,2’si ekonomik durumdan kaynaklı olarak ülke değiştirmek istediklerini belirtmektedir.
Eğitim kalitesi düşmeye devam ettikçe meslek itibarı kayboluyor

Mühendislerin %91,1’i üniversitelerde eğitim alan öğrenci sayısının ihtiyaç fazlası olduğunu belirtirken, %75,8’i ise üniversitelerde verilen eğitim kalitesinin düşük olduğunu belirtmiştir.

Mühendislerin %78’i son 10 yılda meslek itibarının azaldığını belirtmiştir. Geçtiğimiz yıla göre %5 daha fazla olan bu oran, mesleğin itibarının her geçen gün azaldığını göstermektedir.

SGK TEK TARAFLI FESİHİ GERİ ALSIN

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı arasında, mühendis, mimar ve şehir plancılarının ücretli çalıştıkları sektörlerde kayıt dışı istihdamı önleme amacıyla 31 Temmuz 2012 tarihinde imzalanan ‘SGK ile TMMOB Arasında İşbirliği Protokolü`, SGK tarafından 9 Haziran 2017 tarihinde tek taraflı olarak feshedildi.

Meslektaşlarımızın %80’den fazlası SGK bünyesinde çalışmakta; çalışma yaşamları ve ücretleri bu
protokolden birebir etkilenmektedir. Mühendislerin %83,97’si TMMOB ile SGK arasında mühendislik asgari ücreti protokolü yapılmasını istemektedir.
Katılanların sadece %36,1’i tamamen mesleğiyle bağlantılı işlerde çalıştıklarını belirtmişlerdir.

Mühendislerin yaklaşık olarak %71,9’u yoksulluk sınırı olan 47.009 TL’den daha düşük ücret almaktadır. Yaş gruplarına göre son 1 yılda gelir değişimi incelendiğinde 18-50 yaş arası grupta katılımcıların %58,96’sının (2023 – %48,83) gelirlerinde resmi enflasyona karşı azalma olduğunu belirtilirken bu oranın 50 yaş üstü katılımcılarda %67,28 olduğu görülmektedir.

BARINMA DA SORUN TRAFİK DE

2022 yılında kira ile ilgili sorunlar %16 oranıyla nispeten alt sıralarda yer alırken, bu yıl barınma sorunu nedeniyle şehri terk etme motivasyonu %30’a yaklaşmıştır. Araştırmamıza geçen yıl eklediğimiz doğal afetler nedeniyle şehir değiştirme isteği ise bir sıra gerileyerek, trafik sorununun ardından %51,8 ile üçüncü sırada yer almıştır.

Mühendislik kontenjanlarında 2019’dan bu yana düşüş devam etmesine rağmen, mühendislik eğitiminde ihtiyacın çok üzerinde öğrenci olduğunu belirtenlerin oranı artarak %71,4’e ulaşmıştır. Aldıkları eğitimin kalitesiz ve yetersiz bir eğitim olduğunu belirtenlerin oranı da %75,8’e ulaşarak artışını sürdürmektedir. Bunlara paralel olarak da mesleğin itibarının ciddi anlamda azaldığını vurgulayanların oranı %44,4’lere çıkmıştır.
Emekliler çalışmaya devam ediyor

Emekli mühendislerin sadece %3,7’si emekli maaşı ile geçinebildiğini belirtirken, %96,3’ü emekli maaşı ile geçinmekte zorluk yaşadığını belirtmektedir. Emekli mühendislerin %79,8’i emekli olduktan sonra da değişen sürelerde çalışma hayatına devam etmiştir. İş arama süresi cinsiyete göre incelendiğinde erkeklerin %32,05’i, kadınların ise %40’ı 12 aydan daha uzun süredir iş aramaktadır. 6 aydan daha uzun süre iş arayanların oranı %48,4’tür.

KADIN MÜHENDİSLER İŞ VE AİLE YAŞAMINI BİRLİKTE YÜRÜTMEKTE ZORLANIYOR

Ankete bu yıl dâhil ettiğimiz kadın mühendislere yönelik sorular özellikle iş yaşamında karşılaşılan zorluklar hakkında net fikirler vermektedir. Ankete katılan kadın mühendislerin %55’ten fazlası işyerlerinde cinsiyet ayrımcılığı ve cinsiyete dayalı önyargılara maruz kaldıklarını belirtmekte, ancak
%30’u problem yaşamadığını vurgulamaktadır. %87,7’si ise iş yaşamı ve aile yaşamını birlikte
yürütmekte zorlandıklarını belirtmektedir. Cinsiyet eşitsizliği işyerinde yükselme fırsatları ve terfi konusunda da yaşanmakta, bu oran kadın mühendisler söz konusu olduğunda %88,7’ye ulaşmaktadır.”

Kaynak: TELE1