Mithat Sancar: Kürt sorununda çözüm siyaset zeminidir

Yayın tarihi: 11 Ekim 2022 Salı 10:25 pm - Güncelleme: 11 Ekim 2022 Salı 10:25 pm

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Kürt meselesi diye deli gömleği” vardır sözlerine tepki gösterdi. Sancar, “Kürt sorununda çözüm müzakeredir, diyalogdur, mutabakattır, siyaset zeminidir” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Sancar sözlerine, 11 Ekim 2007 tarihinde yaşamını yitiren yazar Mehmet Uzun ve 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren yurttaşları anarak başladı.

Sancar’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“HABİP EKSİK’İN AYAĞINI ÜÇ YERDEN KIRDILAR”

Saldırılarına yenilerini ekliyorlar. Yüksekova’da pazar günü demokratik eylemde halka saldırdılar, halkın temsilcilerine saldırdılar. Vekilleri darp ettiler, Habip Eksik arkadaşımızın ayağını üç yerden kırdılar. Tanıklar ve az sayıdaki görüntü, bunun planlı olduğunu gösteriyor. Bilinçli bir saldırıdır. Keşke bütün görüntülerin ortaya çıkmasının imkanı olsa da tek kelime edemeyecekleri aynayı tüm topluma gösterme imkanımız olsa. Ama buna gerek yok. Her şey apaçık ortada. Düşmanlık politikaları, savaş uygulamalarına karşı direniş iradesi ürkütüyor, korkutuyor, öfkelendiriyor, hırçınlaştırıyor bu iktidarı. Bu düşmanlıkların içinde bir tanesi var ki onların kendileri için ayakta durma sütunudur. Nedir o? Kürt düşmanlığı. Habip Eksik arkadaşımıza ve diğer vekillerimize hunharca saldırının ve bu ağır yaralama tablosunun temelinde Kürt halkının iradesine saygısızlık; Kürt halkının mücadelesinden duyulan korku var. Bunu bilelim. Ama hiçbir saldırı bugüne kadar bizleri korkutmadı, ısrardan, mücadeleden alıkoyamadı. Yine başaramayacaklar.

‘Kürt sorunu yoktur’ diyen AKP’li milletvekili yuhalanınca salonu terk etmek zorunda kaldı

“ŞENER’İN KATLEDİLMESİ MÜNFERİT BİR OLAY DEĞİLDİR”

Bu iktidar bir şiddet toplumu yarattı. Bunu görmek zorundayız. Eğer sanatçılar sahnede veya sahneden indikten sonra konserde saldırıya uğruyor, öldürülüyorsa bunu kendinde hak gören yandaşın ve yandaş gibi veya kendini yandaş sananın cüretindendir. Bu cüreti de bu iktidardan alıyorlar. Sevgili kardeşimiz Onur Şener’in katledilmesi de bir tesadüf, münferit bir olay değildir. Her gün onlarca kadının şiddete uğraması ve aylar, yıllar içinde binlerce kadının kıyımı bu şiddet toplumunun en açık göstergesidir. Bizler böyle bir toplum içinde yaşamak istemeyen milyonların umuduyuz.

“KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜM MÜZAKEREDİR”

AKP Genel Başkanı geçen gün bizzat kendi söyledi. ‘Kürt meselesi diye bir şey yoktur, Kürt meselesi diye üzerimize giydirilmeye çalışılan deli gömleği vardır’ dedi. Deli gömleğini giydiren bu ülkeye çözümsüzlüğü dayatan zihniyettir… Kürt sorununda çözüm müzakeredir, diyalogdur, mutabakattır, siyaset zeminidir. Bunun dışında hiçbir yol emeğin hakkının gerçekleştiği demokrasinin inşa edildiği büyük barışın kurulduğu bir geleceğe götürmez. O nedenle bir an önce bu savaş politikalarına, şiddet zihniyetine; toplumu şiddet sarmalına mahkum eden bu iktidara ve rejime karşı güçlü bir barış iradesini, demokrasi ve emek mücadelesini örme mecburiyetimiz vardır. Bu bizim bu ülkenin halklarına karşı sorumluluğumuzdur.

 

“DARBE ANAYASASINDAN DA BETER OLACAKTIR”

Eğer bu ülkeye sivil, özgürlükçü, demokratik bir anayasa kazandırmak gibi bir istek varsa ön şartı sivil, özgürlükçü, demokratik bir ortam yaratmaktır. Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekillerini meydanlarda darp edeceksin, ağzını açana soruşturma açacaksın. Savcılarını üzerlerine salacaksın. Halkın vekilleri konuştuğunda bile fezlekeleri sıraya koyacaksın. Sonra gelin yeni bir anayasa tartışalım. İyi. Güzel. Hepimizin ağzını bağlayın sonra anayasa yaptık deyin. Bu şartlarda yapılacak anayasa, darbe anayasasından da beter olacaktır. Darbe anayasalarından kurtulmak istiyorsak toplumun en geniş kesimlerini kapsayacak, en büyük toplumsal mutabakatı hedefleyecek özgür, demokratik, sivil bir yol açmak lazım. Eğer yolu temizlemeden anayasa tartışma içine girerseniz ilk adımda mayına basarsınız. Bizde de o göz yok. Samimi bir anayasa tartışması her zaman varız. Önce yol temizliği. Önce mayınları temizleyelim. Size istediğiniz kadar öneri sunalım, iktidara demiyorum. Bütün topluma ve bütün muhalefete söylüyorum. Gelin yol temizliği üzerinde bizler uzlaşalım. İktidarın boş manevra alanı bulmasına izin vermeyelim.

“İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NI LAĞVEDİN”

Sansür yasası… Zaten baskılar artmış gidiyor, zaten medyayı tekellerine almışlar, kalan birkaç mecrayı da susturup böylece hiçbir itirazın duyulmayacağı bir toplum düzeni yaratacaklar. Dezenformasyon yasası diye bir şey getirdiler. Dezenformasyon ile mücadele etmek istiyorsanız, yapacağınız ilk iş Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığını lağvetmek. İletişim Başkanlığı’nı lağvedin toplumu yalan ve çarpıtma her türlü bilgi ve haberden korumanın en önemli adımını atmış olacaksınız. İstediğiniz yasayı getirin hakikat inatçıdır, mücadele güçlüdür. Kararlılık ve irade varsa, hakikat kendini ifade edecek yolları yaratır. Hakikat de o yollardan çıkacak ve sizin yalan düzeninizi mutlaka bozacak, sona erdirecektir.”