Memleket yanarken TBMM kana bulandı ! Kınama halka yetersiz geldi oysa bu cezanın verilip verilmemesi bile tartışma yarattı!
16 Ağustos günü Türkiye'de tam 71 noktada ormanlar yanıyordu. Hele İzmir... 5 farklı noktadan yayılan dumanlar şehri esir almıştı. Karşıyaka Yamanlar 3 gün önce de yanmış 21.5 saatte kontrol altına alınmıştı.
Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) Yangın Haritası verilerine göre, İzmir, Manisa ve Bolu'daki yangınlarda 5.019 hektarlık arazinin kül olduğu öne sürüldü.
Arazinin 941 hektarı İzmir'de, 1.498'i Manisa'da, 2.580'i Bolu'da yer alıyordu.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), tedbir maksatlı İzmir, Aydın, Bolu, Muğla ve Manisa'daki orman yangınları nedeniyle 3.583 kişinin tahliye edildiğini açıkladı. Evler yandı, orman yandı, canlar yandı.
Halk ile birlikte ilgili kurumlar can hıraş bir şekilde yangınla mücadele ederken Gazi Meclis'te Can Atalay konusuydu gündem. Doğrusu eni konu çok yazıldı, belli ki yazılıp çizilecek daha. Benim takıldığım konu başka.
Çiftçiler isyanda, kamu çalışanları eyleme hazırlanıyor. Hasat bayramı çoktan isyan ve israf bayramına dönmüş. Gıda enflasyonu kontrol edilemez halde , millet açlıkla mücadele ederken tonlarca mahsul tarlalarda çürümeye bırakılıyor. Daha da vahimi aynı zaman diliminde Türkiye yangın yeri. Haber bültenlerinde bir tane olumlu örnek haberimiz yok. Vatandaşlarda gerginlik had safhada. İntihar edenlerin yaşı 11'e düşerken, 92 yaşındaki nineye kadar yayılmış durumda. Bunları ben söylemiyorum ana akım medyanın bültenlerinde izliyorum. Bunlarla ilgili çözümü var mı meclisin?
Orman Genel Müdürlüğünün sistemlerine göre Türkiye'de 2021 ve 2022 yıllarında toplam 4.953 orman yangını yaşandı. Bu durumdan toplam 152.302 hektar ormanlık alan etkilendi. Muhalefet partilerinden 57 soru önergesi verildi "orman yangınları araştırılsın neden çıkıyor" dediler. Ancak hiçbir şey yapılmadı.
"Çiftçiler isyanda, mahsul tarlada kaldı" deyip toplanan bir meclis de maalesef göremedik.. Kahramanmaraş'tan Konya'ya traktörlerle yollar kapandı. Haber bültenlerinde bile bazısı "haber değeri var" dedi ekrana yansıttı, bazısı kayıtsız kaldı!
Halk bu durumdayken "mecliste kan dökülmesine sebep olanlara sadece uyarı cezası kafidir " diyenler olmuş. Muhalefet vekilleri ise uyarı cezasının "Gazi Meclisi kana bulamak" ve halk yangınla uğraşırken verilen bu yüz karası görüntü için, yetersiz olacağını savunmuş. Meclis iç tüzüğünde yer alan yaptırımların yerine getirilmesi gereğinde ısrarcı olmuşlar. İktidar partisinden gördükleri direnç de hayli sinirleri germiş. Saadet-Gelecek Grubu Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, “İktidar milletvekillerinin çıkardığı kavga ve döktükleri kan, hukuksuzluğun ve külhanbeyliğin hazin bir örneğidir." diyerek yaptığımız telefon görüşmesinde yaşananları böyle aktardı.
Kınama cezası, şiddeti doğuracak faaliyete sebep olduğu için TİP Milletvekili Ahmet Şık 'ın bir aylık maaşının 3'te 1'inin kesilmesi, şiddeti işleyen AKP Milletvekili Alpay Özalan' a ise bir aylık maaşının 3'te 2'si kesilerek verilmiş.
AKP heyetine sormak lazım bu yüz karası görüntüler, halktan kopuk yaşayışın ifşası bu hal cezasız kalsa ne olacaktı? "Nasıl olsa cezası yok" diye Tayvan Meclisini aratmayan görüntülere her geçen gün yenisinin eklenmesinin önü açılır mıydı? Açılmaz mıydı? Kürsü dokunulmazlığı elden gittiğinde yarın taraflar yer değiştirdiğinde tavrınız ne olurdu? Şiddete maruz kalan x partisindense iç tüzük devreye alınsın değilse hiçbir şey olmamış gibi önümüze bakalım demek hangi vicdana sığardı?
Neyseki bu soruların yanıtlarına gerek kalmayacak şekilde aklı selimle muhalefet sesini duyurmuş, iç tüzük uygulanmış ve gereği yapılmış.
Adaletin önüne geçmeye çalışana da adalet lazım!
Haydi esenlikle güzel günlere...