Tüm dünyada spor müsabakalarının başlamasına az bir zaman kala, bahis şirketleri oyunun içerisinde kalma hevesiyle sponsorluk anlaşmalarına devam ediyor. Ülkemizde de durum benzer.
Bahis şirketleri bazı kulüplere ve liglere sponsor oldu. En son TFF 2.Lig ve 3.Lig’e bir bahis şirketi ismini verdi. Bu şirket 58 ilde ve 101 statta 106 takıma sponsorluk yaparak 2.600 sporcuyla etkileşimde olacağını “gururla” duyurdu. Bu rakamlara, Kadınlar Voleybol Ligi isim sponsorluğu ve bu liglerin ekranlar aracılığıyla buluştuğu izleyici kitlesini de eklemek gerekir
Spor medyasında “Tarihi anlaşma” manşetleriyle verilen bu işbirliğine ilişkin, üç aşağı beş yukarı bir hesap yapıldığında, çocukların ve gençlerin bahis şirketinin ismi ve reklamlarıyla karşılaşma oranı, nüfus içerisinde önemli bir yüzdeyi oluşturduğu görülecektir.
Etkileşimde olacağı bu büyük alan düşünüldüğünde, bahis şirketlerinin spor alanının içerisinde var olmasına karşı olan pratik bilinç; kumar oynamanın topluma yüksek bir sosyal maliyet getirdiği ve daha da önemlisi profesyonel sporun “saflığının” korunmasının daha önemli olduğu inancına yaptığı vurgunun önemi de arttırıyor.
Bu bilinç içerisinde İngiltere Federasyonu, bahis şirketleriyle yapılan tüm sponsorluk anlaşmalarının bütünüyle sona erdiğini yaklaşık üç yıl önce duyurdu.
Yılda 4 milyon Sterlin değerinde bir sözleşmeyi feshettikten sonra, “kumarla ilgili politika değişikliğine gidildiği, şikeyi ortaya çıkarmanın zor olduğunun görüldüğü, dolayısıyla artık bir bahis partneri almayacakları” ifade edildi.
Bu nedenle, profesyonel ve amatör liglere bahis şirketi isim sponsorluğu meselesini; spor bahislerinin sporun bütünlüğünü tehlikeye attığı, çocukların ve gençlerin kumar bağımlığı ile karşı karşıya kalması fikri üzerinden tartışmaya açmak gerekir.
Spor bahislerinin gençler arasında yaygın olduğuna dair önemli endişeler dikkate alındığında yapılan araştırmalar, spora bahis yapanlar arasında, yüzde otuzunun 29 yaşın altında olduğunu gösteriyor. Yine, ABD'de bu alanda tamamlanan 16 çalışmanın incelenmesi sonucunda, ülke genelinde çocuk yaştakilerin kumar oynamasının 1984-2002 yılları arasında yüzde kırk beşten altmış beşe, önemli ölçüde arttığı belirtiliyor.
Bu artış nedeniyle uzun yıllardır spor yöneticilerinin, yönetişim, vergilendirme, özel pazarlama hakları, uluslararası ilişkiler, sporcu uygunluğu, uyuşturucu testi, cinsiyet eşitliği, takım seçimi ve programları için prosedürler ve engelliler için erişimi alanlarına harcadıkları yoğun mesai bahis şirketleri spor ve taraftar ilişkilerini de kapsıyor. (Bizim yöneticilerimiz bu alanların bir çoğundan habersiz)
Biliniyor ki, spor pazarlaması alanında takımlara, liglere, sporculara sponsorluk yapan işletmeler, bu alanı kullanarak taraftarlar arasında duygusal bir bağ kuruyor. Bu bağ satın alma davranışlarında pozitif etki yaratıyor. Bahis şirketleri için büyük kitlelere ulaşma kolaylığının avantajı da göz önüne alındığında, spora sponsor olmak, bahis şirketleri için çok iyi bir kazanç alanı.
“Programı indir maçları izle. Takımın için bahis oyna. Hem takımına kazandır hem sen kazan. Sen kazan futbol da kazansın” sloganlarıyla, çocuklara ve gençlere cazibesi yüksek tehlikeli kapılar aralanıyor
Takım aşkı üzerinden yürüyen, bu görünmeyen sinsi problem taraftarları kumar sorunları yaşamaya duyarlı hale getirebiliyor.
Kumar bahis alanın zaten çocukları seçtiği biliniyor. Gençlerin biraz para sahibi olmak ve bunun devamı için oynamaya devam etmek isteyecekleri araştırmalarda görülüyor.
Zaman içerisinde çocukların bahis oynamak için para bulmaya çalışması, bu nedenle söyleyecekleri yalanların hayal sınırlarını zorlayacak kadar genişlemesi endişe veriyor.
Çocuklar ve gençler borçlanıyor ve borçlarını ödemek için suç işleyebiliyor ya da suça zorlanabiliyor.
Bu da çocukların gençlerin kendini mahvoluyor gibi hissetmesine neden oluyor.
Bu ruh halleri, çocuklarda ve gençlerde kötü zihinsel sağlık, kötü sosyal ilişkiler, kötü finansal durumlar gibi bir takım fizyolojik ve psikososyal sonuçlarla ilişkilendiriliyor.
Ayrıca çevrimiçi iletişimde spor bahislerine yönelen gençlerin sadece o oyunu oynamakla da kalmadığı da biliniyor.
Amerikan Pediatri Akademisi ve Ulusal Kumar Etkileri Çalışma Komisyonu, “Spor bahislerinin diğer kumar biçimlerine açılan bir kapı olabileceğini ve ayrıca patolojik kumar oynamaya yol açabileceğini” belirtiyor.
Ve dünya, bununla mücadele etmek, çocukları korumak için, sağlık programları geliştiriyor.
Hükümetler, kurdukları kumar komisyonlarıyla yol kat etmek istiyor ancak sektörü düzenleyenlerin savunmasız kişileri ve çocukları kumardan korumak istemedikleri görülüyor.
Mesele, çocukların ve gençlerin takım aşkı ilişkisinde bahis siteleriyle iletişimde olması ve beraberinde yaşanacağı muhtemel sorunlarla ilgili kimin sorumluluk alacağıdır
Bugünün gençlerinin ve üniversite öğrencilerinin çoğunun teknolojiye merakı, teknolojiyle ilişkisi göz önüne alındığında mesele; 58 ilde ve 101 statta 106 takıma sponsorluk yaparak 2.600 sporcuyla birlikte; ekranlar aracılığıyla geniş kitlelerle bahis sitesi adı aracılığıyla ulaşmaktır. Övünülerek sunulan bu rakamların, aslında genç neslimiz için büyük bir tehlikeye işaret ediyor olmasıdır.
Bu nedenle hükümetin ve muhalefetin bahis şirketlerinin spora isim sponsorluğu yapmalarını yasaklamaya yönelik yasal düzenlemeler konusunda adım atmaları gerekmektedir.
Çünkü, çocukların ve gençlerin spor aracılığıyla bedensel, ruhsal ve zihinsel yönden sağlıklı güçlü bireyler olarak yetişmeye ihtiyacı var.
Tarihsel olarak bakıldığında, oyunların “şike” ile bağlantısı olduğu gerçeği üzerinden, sporun bütünlüğünü bozan yaklaşımlardan uzak kalmaya ihtiyacı var.
Spor bahisleri; sahada olanların dürüstlüğüne zarar verir, halkın güvenini baltalar; sporcuları ve oyunu şüphe altına sokar.
Ve aileler.
Ebeveynlerin, çocukların çevrimiçi yaptıklarının farkında olmalı ve çocuklarla bu oyunların nasıl yapıldığı, nasıl çalıştığı ve tehlikeleri hakkında sohbet etmelidir.