Yaklaşık 2 aydır bulunduğum Türkiye’den Washington’a döndüm, İstanbul’da seçimi izledim, Orta Anadolu ve Kıbrıs’ı dolaştım. Ankara’dan ayrılmadan önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla seçim sonrasına ilişkin genel merkezde bir sohbet yaptım.
Önce şunu söylemeliyim. Kemal Bey seçim sonucundan gerçekten çok mutlu. Ancak başarı halk deyişiyle ‘sarhoş’ etmemiş. Konuşmasından ‘ayakları yere basıyor, havalanmamış, bulutların üzerinde’ olmadığını görüyorum. Yapacak çok şey olduğunu ve başarıyı parlamenter sisteme dönüştürmenin yollarını arıyor. İmamoğlu isminin nasıl tespit edildiğini merak ediyordum.
İlk açıklandığı zaman gazetelerde çıkan haber ve yorumlardan İmamoğlu ismine fazla ‘itibar’ edilmediği izlenimi vardı.
Genel Merkeze hazırlıklı gittim. Seçimin kazanılmasında büyük payı olan adayların seçim öncesi büyük kentlere (Ankara, İstanbul, İzmir, Adana , Bursa vs.) isim tespitinin nasıl yapıldığını, Kılıçdaroğlu’nun payını, güvendiğim kaynaklardan soruşturdum.
Türkiye’nin özellikle dikkatini verdiği İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nun bizzat Kılıçdaroğlu tarafından önerildiği ve CHP içinde ‘itiraza’ ragmen İmamoğlu için israrcı olduğunu öğrendim.
İtirazın birinci gerekçesi ‘İmamoğlu’nun toplumda bilinen bir isim olmaması.’
Aday gösterilmemesi için çeşitli kanallardan Kemal beye baskı olduğunu da duydum.
İtiraz sadece CHP’deki üyeler tarafından gelmiyordu.
İmamoğlu’nun adaylığına giden kritik sürecin en önemli bölümü şöyle gelişiyor:
Kılıçdaroğlu ilk kez İmamoğlu’na adaylık teklifi götürüyor.
İmamoğlu, aday olmaktan yana değil.
Beylikdüzü’nde bir dönem daha devam etmek istiyor.
CHP Genel Başkanı ısrarcı oluyor. İlk konuşmadan sonuç alamıyor.
Bu arada öteki illerdeki adaylar tespit ediliyor.
Kılıçdaroğlu İstanbul dışında illerde ağırlığını koyup isimleri tespit ediyor.
İstanbul sona bırakılıyor.
İmamoğlu kabul etmemekte, Kılıçdaroğlu inatla aday göstermekte direniyor.
Kılıçdaroğlu iki görüşme daha yapıyor. Ekrem İmamoğlu üçüncüsünde ikna oluyor.
İmamoğlu’nun CHP adaylığı ittifak partilerine de iletiliyor, kabul görüyor.
Kılıçdaroğlu’na sadece yaptığım araştırmada, aday tespitinde ‘başarıdaki önemli payın kendisinde olduğunu’ söyledim.
Gülümsemekle yetindi.