CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Erdoğan’ın artık erken seçime gitmesi ve yeni yönetimi iktidara teslim etmesi lazım’ dedi.
Erdoğan’ın yerel seçimlerde yenildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin ilk kez ikinci parti pozisyonuna geldiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu’yla Ankara’daki çalışma ofisinde uzun bir söyleşi yaptık.
Erken seçim
Cumhuriyet Halk Partisi erken seçimi zorlamalı mı? şeklindeki soruma şu cevabı verdi:
‘İkinci parti olunca artık Erdoğan ülkeyi sağlıklı yönetemez. Erdoğan’ın artık erken seçime gitmesi ve yeni yönetimi iktidara teslim etmesi lazım. Geçmişte bunun örnekleri vardır.
Yapılan ara seçimlerde beş milletvekiliydi galiba tam net hatırlamıyorum. Ecevit bu seçimleri kaybettiğinde görevini bırakmıştır ve ayrılmıştır.
Demokrasinin gereği olarak, ikinci parti konumuna geldiğinde artık ülkeyi gerçek anlamda yönetecek iradeye sahip olmadığından ayrılması gerekiyor. Bırakması gerekiyor. Ecevit gereğini yapmıştı. Tarihimizde bu örnek varken Erdoğan’ın direnmesi ben yerimde kalacağım diye direnmesi aslında demokrasiye düşürülen bir gölgedir. Halkın iradesine düşürülen bir gölgedir.’
‘Yani CHP erken seçimi zorlamalı mı?’ diye soruyorum.
‘Tabii erken seçim yapılmalı’ diye yanıtlıyor.
Diğer sorum CHP Genel Başkanı Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmeye ilişkin oldu.
Erdoğan yumuşadı mı?
Kılıçdaroğlu, ‘kamuoyunda ‘yumuşama’ yada öyle empoze edilen Özel- Erdoğan görüşmesinden sonra Erdoğan’da bir yumuşama görüp görmediği’ yolundaki şeklindeki soruya, ‘Erdoğan’ın seçim yenilgisini toplumda unutturmak istediğini’ söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
‘Şimdi siyasette Türkiye'nin demokratikleşmesi, kişi başına gelirin yükselmesi, yoksulluğun giderilmesi gibi pek çok alanda iş birliği yapmak anlaşılır bir şeydir, olması gereken bir şeydir. Eğer Türkiye’de demokrasi kökleşecekse, demokrasi kurumlaşacaksa, anayasa uygulanacaksa dolayısıyla bu konularda iş birliği yapmak güzeldir.
Sonuçta ortak hedef Türkiye’nin büyümesi ve gelişmesidir. ama bir yandan ‘ben bulunduğum pozisyondan vazgeçmeyeceğim, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yani tek kişilik hükümet modelini aynen sürdüreceğim derse zaten siz ne ile uğraşacaksınız. Yasama, yargı ve yürütmenin bir kişinin kontrolünde olduğu bir ülkede demokrasi olmadığı gayet açıktır. Dolayısıyla biz öncelikle demokrasiyi savunmalıyız. İnsan haklarını savunmalıyız.’
Kılıçdaroğlu, ‘mahkeme kararı olmaksızın Hakkari Belediyesine kayyum atanmasını’ örnek olarak verdi, ‘Siz seçimle iş başına gelen seçimle gelen belediye başkanı olan bir kişiyi halkın oylarını bir tarafa iterek, ya da halkın oylarını dikkate almayarak doğrudan doğruya bir kayyum atayabiliyorsunuz. Bu mücadele edilmesi gereken bir alandır. Uzlaşılacak bir alan değildir. Buna benzer olaylar uzlaşılacak olaylar değildir. Bunlar üzerinden biz mücadeleyi götürmek ve bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek zorundayız’ dedi.
‘Yani Erdoğan’da önümüzdeki dönemde bir yumuşama beklemiyorsunuz? diye araya girdim, Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
‘Erdoğan seçim yenilgisini toplumda unutturmak istiyor. Daha ılımlı görünmek istiyor. Herkesi kucaklayan bir Erdoğan portresi çizmek istiyor. Çünkü bu yenilginin süratle sona ermesini istiyor.
Eğer bir işbirliği içine girilirse yapılan zamlar yani ekonomik soykırım diye tanımladığım işçinin emeklinin ezildiği bir anlamda hakkının verilmediği, binlerce kişinin, milyonlarca kişinin işsiz olduğu belediyelerden pek çok çalışanın işine son verildiği bir yapıda siz nasıl uzlaşacaksınız. Dolayısıyla bunların tartışılmasını Erdoğan istemez. O nedenle Erdoğan kendisine yönelik eleştirileri minimize etmek ister ve buna uygun bir politika geliştirmek ister.
Otoriter rejimlerle çok partili yaşamda, otoriter rejimlerle otoriter yöneticilerle müzakere edilmez. Mücadele edilir. Gerçek anlamda bu ülkeye demokrasi gelsin diye.’
Kılıçdaroğlu sahaya inecek mi?
Kılıçdaroğlu, ‘sahaya inmeyi düşünüyor musunuz? Hala siyasetin içindesiniz ve önemli bir isimsiniz. Dolayısıyla son günlerde birkaç kez Anadolu’ya gidiş gelişiniz oldu.Bunu daha çok genişletmeyi ve yurt çapında yapmayı düşünüyor musunuz?’ seklindeki soruyu şöyle karşıladı:
‘Hayır, hayır tamamen o konuda görev yapacak olan sayın Genel Başkan. Dolayısıyla Genel Başkan yurt satında yaptığı gezilerle hem partinin politikasını anlatacak, hemde çalışmalarını sürdürecektir.
Ben daha çok konferanslara davet ediliyorum. Konferanslara katılıyorum. Orada düşüncelerimi ifade ediyorum. Bunların büyük bir kısmını da medyaya kapalı yapıyorum.’
AKP’nin ABD’de mal varlığı
Kemal Kılıçdaroğlu, ‘AKP ABD Temsilciliğinin Washington’da iki bina satın alması ve AKP’ye yakın Vakıfların ABD’de emlak sahibi olmalarına ilişkin görüşlerini de şöyle açıkladı:
‘Hani bir binayı satın almasını olağan karşılayabiliriz ama birden fazla bina satın alması, çok katlı yani gökdelenler satın almaları, Muhammed Ali Çiftliğinin bir şekliyle Ak Parti’ye yakın olan Vakıflar tarafından satın alınması doğru bir hareket değil. Doğru da değil.
Ben Erdoğan ailesinin mal varlığını Amerika’ya kaydırdığını ilerde Amerika’da yaşayabilecek ortamı yarattığını düşünüyorum.
Oysa eğer Türkiye’de siz bir vakıf, eğer Türkiye’de asıl merkez buradaysa milyonlarca insan var. Aç ve sefil yaşıyor. Vakıf olarak onlara yardım yapabilirsiniz. Onların yanında olabilirsiniz. Kaynakları onlar için harcayabilirsiniz. Yani siz Amerika’da ne yapacaksınız? Çiftlik aldınız Amerika’da ne yapacaksınız. Yani oralarda yaşayacaksınız herhalde. İlerde herhangi bir şey olursa gidip kendisi, ailesi vs falan Amerika’da herhalde yaşamayı düşünüyor. Benim aklıma ilk gelen o.’