Marka denilen şey bir isim Tıpkı Fatih Terim gibi. Özel bir isim. Aynı isimde bilinen bir başkası yok. Kimilerinin çok, kimlerinin az, belki de hiç, ama uluslararası şampiyonluğuyla çoğunluğun saygı duyduğu kimlik. Futbolda UEFA Şampiyonluğu kazandırdığı yıllar, diğer teknik adamlara açtığı sınırlardan ülkeye yeni heyecanlar taşıyan cesaret veren bir isim. Yani bu konuda Türk Futbolunun ilk göz ağrısı. Büyük şampiyonluktan sonraki gelen yıllar, oyunu doğasına uygun iletişimini doğru yönetemediği yıllar oluyor. Bir Milli takımlar, bir Galatasaray kulübüne teknik adam olarak gidip gelme yılları. O görevlerde sorunları yönetmek yerine, sorunun kendisi oluyor. Özellikle sporcularla yaşadığı sorunlar, basın toplantılarında sporcuları “hedef” gösteren açıklamaları. Şimdi görevde olduğu Galatasaray kulübünde benzer tutumlar. Milli takımda tazminat gündemleri. Malum, meşhur ”yumruk yumruğa kavga etti”, “dayak yedi”, dayak attı”, olayları. Rakip kulübün başkanının kendisine yönelik, her durumda itibar sarsıcı sözleri. Bu günlerde “tarihin en kötü futbolunu” oynattığı için eleştirildiği alan. Ve takımı toparlayacak bir vizyon ortaya koyamayacağına dair güvensizlik. Adete var olma nedeni huzursuzluk, sorun. Bu algı Terim’in onun konumlandırılma adresi. Bunca yaşanan şey ve geçen yıllar. Gelinen noktada üstüne yapışan bu algı. Belli ki hoş bulmuyor kendini. Yeni var olma hallerinden, konularından memnun değil. İsmi yoruldu. Kendinden sıkıldı. Yoksa o kadar emek verdiği markasını, yeniden güçlü bir şekilde yönetmek yerine, neden ortadan kaldırmak istesin ki? İş yapış şeklinden bahsederken neden kendine, ‘ben’ yerine “FT” diyerek kısalsın, küçülsün, sıfırlansın. Biri akıl vermiş olmalı, yenilen denmiş. Çok geç. Gereksiz. Sadece. İletişim danışmanı değiştirmek yeterli.

KRİTER ÖNEMLİ

Yabancı oyuncu sayısı. Her daim gündemde. Yıllardır ülke futbolumuzu yönetenler bir türlü karar veremedi. Üç mü olsun, 7 mi? Süper ligde, başlayan bu sezonda, 11 yabancı oyuncuyla sahaya çıkan takımlar var. Çiçeği burnunda Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’e bu konuyu sormuşlar. “Plan program dahlinde yabancı sayısını düşürmeyi planlıyoruz. Ama bunu bir günde değil, belli bir program içinde yapacağız” demiş. Derim ki; yabancı sayısı serbest kalsın ama kriter getirilsin. Mesela, yaş sınırı, milli takımda oynama sayısı, şampiyonluk yaşama süreçleri gibi.

ABDULLAH AVCI MI GİDER ? FATİH TERİM Mİ?

Futbol medyasında zaman geldi. Gönderme zamanı. Abdullah Avcı’mı Fatih Terim’mi? Avcı derbiyi kazandı şimdilik, bir hafta rahatladı. Terim kaybetti hedefte. Avcı derbiyi kazandı ama nezaket gereği yeni Başkan seçilen Ahmet Nur Çebi’ye istifasını vermesi beklenirdi. Vermedi. Belki bir daha büyük takım çalıştıracak daveti alamayacağını düşünüyor. Hırs yaptı.

FİLM ÖNERİM

Ay Işığı (High Flying Bird). Film yönetmeni Steven Soderbergh’in iphone’la çektiği bu film NBA Lokavt’nı konu alıyor. Basketbolu bir tema olarak sunan bu spor filminin başrollerde Zazie Beetz, Andre Holland yer alıyor. İyi seyirler.