Karanlığa kalma

Yayın tarihi: 15 Ağustos 2020 Cumartesi 4:07 pm - Güncelleme: 15 Ağustos 2020 Cumartesi 4:09 pm

Tuğrul Keskin

‘Şiir, dilsel olanakların bütününün kullanıldığı bir sanattır’ dersek, doğru/düzgün bir şiir tanımı da yapmış oluruz aslında. Çünkü şiir, duyguda, kavramlarda, yaşantıda derinleşme sanatıdır ve bütün bu olguların birbirini bütünlemesidir de aynı zamanda. Gerçek bu iken, yine de şair neden gereksinim duyar, şiir dışındaki ‘yazı pratiklerini’ kullanarak kendini gerçekleştirmeye?

İtiraf ediyorum; yazı yazmak, bizim gibi ‘asıl işi yazı’ olmayanları, asli işinden alıkoyuyor çoğu zaman. Sonuçta yazı, anlamın kendisi ve salt gerçekle ilgiliyken, şiir, anlamı da aşan ve çoğu zaman gerçekliği yalnızca sezdiren bir ‘pratik’ olarak karşımızdadır… Peki karşılığı oluyor mu bu ‘şiiri boşlayarak’ yazıya yönelmenin? Bu da ayrı bir yazının konusu kuşkusuz!

Şiir, mutlak yoğun çalışma isteyen, üstüne düşünülmek, kibirden uzak tutularak kollanmak, daha da önemlisi sol yanda ‘sıcacık’ tutulmak isteyen bir sanat olmuştur her zaman; buna karşın asıl uğraşısı şiir olan birisi bulduğu imgeleri, metaforları, imajları bir başka tarlaya ekince, komşu tarla sulanmış yemyeşil, ‘kendisine ait’ şiir tarlası kurak bomboş kalabiliyor. Tıpkı bu son bir yılda benim tarlamın nadasa yatması gibi…

Bir yıla yakın zamandır hiç şiir yazmadığımı ama bu arada yüze yakın yazı yazdığımı hayretle gördüm bugün, yazı tarlası tıka/basa ekin doluyken; şiirlerimin olduğu dosyaya girdiğimde 1 (bir) şiir olduğunu hayret, haset ve üzüntüyle görmek… Pek sarsıcı gerçekten!

Bundan sonra n’apmalı bunu da bilemedim açıkçası. Çünkü yazı yazmak da sonuç olarak kendini gerçekleştirmenin, içindekileri haykırmanın, söylemenin, direnmenin yöntemlerinden biri kuşkusuz…

Çözüm olarak şunu buldum; en azından, arada bir de olsa bundan böyle bu köşede şiir yayınlamak, bunun için de en az yazı düşünmek kadar, şiire de zaman ayırmak ve yeni şiirleri de sizlerle paylaşmak… Bundan ötürü, ‘şiirler dosyamdaki’ o bir tek yeni şiiri bu hafta sizlerle paylaşmak istedim;

Karanlığa Kalma’

Güneş batıyor, bırakma ellerimi

Değilse ardım sıra kocaman karanlık

 

Yatma vakti midir uyku derinleşiyor

Usulca bir söz bekliyor yine de ruhum

 

Orada olsan beni beklesen unutmasan

Dere akıyor ve ay ışığı sarartıyor suyu

 

Hızlandır adımlarını, karanlığa kalma

Gölgeler büyüdükçe insan küçülüyor

 

İstişare ettim içten içe, bütün bir gece

Tozunu sildim kuytuluğumdaki anıların

 

Acıdım, kanadım, akıp durdum sana hep…