Öncelikle belirtmek isterim, bu yazıdaki betimlemeler müstehcenlik içerir. Sıkıntısı olan varsa tek tıkla sayfadan ayrılabilir!
Kadın memesinden bakacağız ekrana. Biraz sıkılacağız rakamları paylaşırken. Ama paylaşmazsak da
olmaz ille de boşaltacağız içimizde tutamaz olduklarımızı. Rahme düşen kadın erkek farksız olduğu gibi, dünyaya geldiğimizde ilk tutunduğumuz yerde bir kadının memesiydi bunu hatırlayacağız evvela...
Şimdi inelim derin konuya...!
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu açık adı bu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi devlet kanalı.
Son olarak yayımladığı özür metninde, bir kadının heyecanla Türk Milli Voleybol Takımının başarısına sevinirken, 3 saniye kıyafetin azizliğine uğrayıp memesinin görünmesini kendisine dert edinmiş. Özür üstüne özür, açıklama üstüne açıklama üst düzey yöneticileri mahcup olmuşlar.
Kadın memesinin görünmesi rahatsız ediciymiş. Yayın politikasına aykırıymış. ABD'nin yayınıymış.
Ah terbiyesiz, düşüncesiz ABD merkezli yayın kurumu gördün mü koskoca TRT'yi düşürdüğün hali! 3 saniyede nelere sebep oldun kimbilir?
Gördüm, okudum, izledim. Birçok aydınımız bu konuya değinmiş. Atatürk'ün kızlarının 13 saatlik ekonomi uçuşundan, cinsel hayat tercihlerine kadar nasıl bir psikolojik savaşa maruz kaldıklarını anlatmışlar. Ancak, bir şeyi unutmuşlar "Atatürk'ün kızları" diye anılmak zaten başlı başına bir devrimdir. Devrim, ona buna çemkirmeyle, boş muhabbetle, iki satır laf yetiştirme ile falan olmaz. Devrim sancılıdır. İnat ister. Zordur, mücadele için dirayet ister. İnanç ister, azim ister. "Filenin Sultanları" işte bu yüzden "Atatürk'ün kızları" diye anılmak istiyorlar. Onların sultanlıkla, rahatla, biat ile, konforla işleri yok. Onların, Türk Bayrağını gönderde layık olduğu yere çıkarmak ve İstiklal Marşımızı tüm dünyaya duyurmak gibi, "Ne Mutlu Türk'üm diyene!" sözünü yaşatmak gibi kutsal amaçları var.
Hepimizin umudu azalırken yeni yeni ufukları işaret eden meşaleler yanmaktan korkar mı hiç!
Şimdi gelelim asil konumuza..Şimdiye kadar okuduklarınız teşbihte hata olmaz ön sevişmeydi!
Hazır başlamışken TRT özür dilemeye, erdemli davranmasını beklediğimiz bir kaç husus daha var!
Devlet televizyonumuz TRT geçtiğimiz günlerde 9 kişiye 2,5 milyon TL huzur hakkı dağıttı. 15 milyon vatandaş 10 bin TL ile yaşayıp geçinmeye çalışırken , onların vergilerinden aldığı parayı 9 kişiye dağıttı. Sonrasında özür diledi mi? Bu hareket özrü hak eder, bekliyoruz!
Aralarında özel hayatı toplum değerlerinin çok dışında olanlar da vardı! Hatta "Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Atatürk, anayasadan çıkarılsın" diyeni de listede başı çekti. Özür bekliyoruz!
TRT’nin 2022 yılındaki toplam geliri ki bu açıklanan son resmi geliridir. 2023 henüz açıklanmadı! Ne kadardı ? 9 milyar 832 milyon 777 bin TL! Bu gelirin yüzde 82’si 8 milyar TL'yi aşan kısmı halktan kesilen vergilerden sağlandı. Bu bilgi bizzat kendi verileri.
Ancak, TRT yönetimi bunu nasıl harcadığını açıkladı mı? Evet ama kısmî. Mesela dedi ki: 9.8 milyar TL’lik gelirin 3 milyar 422 milyon 884 bin TL’sini dış yapımlara aktardık. Gerisi ticari sır! Halkın parasını nereye harcadığını halktan saklayan anlayıştan da özür ve şeffaflık bekliyoruz!
Dizi ve programlara bölüm başı ne kadar ücret ödediğini soru önergelerine rağmen asla açıklamadı! Bilmiyoruz. Hakkımız değil mi bilmek? Bu da özrü hak etti!
8 bin 346 personeli olan TRT’nin 2022 yılındaki personel gideri 2 milyar 463 milyon 590 bin TL! Peki onlar ne iş yapar da yetişemez işlere? Sayıları onlarla ifade edilen yapımcılara neden 3 milyar 422 milyon 884 bin TL ödenir? Bilen var mı? Bu soruların yanıtsız kalmaması gerekirdi kaldı! Al sana bir özürlük hal daha!
8 bin 346 personeli olan TRT, Türk Milli Voleybol Takımının ki; bu takım Dünya Şampiyonu, maçlarını canlı yayınlamak için kendi ekibini yurt dışına çıkaramıyor! Bunun özrünü dilemesi gerekir mi evet! Özür yerine ne var? İtiraf var !Ben oturdum ABD yayın kuruluşundan para ile yayın satın aldım. Özrü kabahatinden büyük mü?
Aynı TRT, bir terör örgütünün ele başının mektubunu ekranda okuttu mu? Bebek katiline söz hakkı verdiği ekranda yüzde 48'i temsil eden muhalefetin sesini kıstı mı ya da hiç söz hakkı vermeye gerek duymadığı oldu mu ? Kırmızı bültenle aranan isme mikrofon verdi mi? Peki bunlar için özür diledi mi?
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda TRT Haber'de ekranda "19 Mayıs Cumhuriyet Bayramı" yazıldı mı? Halkın tepkisine rağmen, kadın memesi 3 saniye ekrana geldi diye gösterilen hassasiyeti gördük mü ?
Şimdi sosyal medyada TRT satılsın diyenler var. TRT satılamaz dostlar, bu düşünce yanlıştır. Çünkü TRT, Türk Miletine aittir. Ancak, bu yapılanlara da sessiz kalınamaz!
TRT'nin 10 milyar TL'lik bütçesinin peşine düşmek hepimizin hakkıdır. Aylık 10 bin TL'ye geçinen emeklinin de alın teri var, işsiz gezen gencin de, dul yetim aylığı alanın da, ilkokulda kantin yerine öğle tatilinde musluğa giden çocukların da hakkı var TRT'nin bütçesinde...
Üst düzey yönetici maaşları, dış yapımcılara ödenen ve her yıl artan bütçelerin hesabı yetkili makamlarca muhakkak sorulmalı.
Bakın sabah programlarından birinde bu hafta bir çocuğa 11 kişinin tecavüz ettiğini duyduk, dinledik. Bir kadının TRT'de memesinin görünmesi kadar dert etmedik! Tartışmasız duyduk ve geçtik!
Nereden nereye gidiyoruz? Rahatımız bozulmasın derken çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakıyoruz? Asıl sorulması, peşine düşülmesi gerekenler şurada dururken biz neyin kafasını yaşıyoruz?
Asıl mesele bu!
Biz, doğan çocuklarını emziremesin diye göğüs uçları kesilen ataların evlatlarıyız! Cumhuriyet öncesi meclis kayıtlarında var bu dosyalar! Şimdi böylesi emeklerle gönderde dalgalanan bayrak dünyada varlığını, başarısını kutluyor diye bir kadının sevinçle göğsü açılmış öyle mi? Ben bu gururu yaşarken bunu kusur diye gören de ararım özrü!
Annenizin memesi ile başladınız hayata, eşinizin memesiyle de kök saldınız! Kadın memesini siz hangi ara bu kadar utanılacak, rahatsız olunacak hale getirdiniz?
Bizi rahatsız edenler çok, özür dilenmemiş ama özrü hak eden vakalar da...Diyorum ki; Ey çoban! Tekeden süt çıkarmaya gerek var mı?
Haydi esenlikle güzel günlere...