Sorun Nerde

Sorgulamalar... gözaltılar... tutuklamalar.... görevden almalar... Bunlara karşı, yasaların düşünce özgürlüğüne dayanarak karşı çıkışlar...Bu karşı çıkışa karşı bu eylemler yasaldır savı... Aslında bu eylemleri düşünce özgürlüğü açısından eleytirenler yanlış yapıyor. Sorun yasa maddelerinde değil, sorun daha derinde... daha zorlu.

İvan İlyiç’in Ölümü

Konuya bir romanla giriyorum. Tolstoy’un romanı İvan İlyiç’in Ölümü. Roman, kapitalist sistemde yabancılaşan insanı gösterir. İvan İlyiç, öznel kavramlarla kendine öznel bir dünya kurar. Bu dünyanın nesnel dünyada karşılığı yoktur. İvan İlyiç kendi öznel dünyasında mutludur. Ölene yakın gerçeği görür, anlar mutsuzluğunu.

Yazarın Konumu

İvan İlyiç gibi yaşayan yazarlar vardır. Bunlar, gerçekçi olmayan, gerçeksiz yazarlardır. Bizde Sanatta Star Sistemindeki yazarlar, Selim İleri, Adalet Ağaoğlu, Orhan Pamuk, Latife Tekin kurgusal... öznel kavramlarla yaşar. Romanları gerçekiç değildir. Gerçeksiz romanlarıyla yanlış toplumsal bilinci pekiştirirler. Yabancılaştıkları için kendilerini değil kurdukları insan sanırlar kendilerini. Gerçekçi sanırlar... gerçekçi roman yazdıklarına inanırlar. Bundan dolayı eleştiriye kapalıdır. Güçleri yeterse eleştirmenleri sustururlar. Güçleri yetmiyorsa susarlar, kendi içlerine kapanır, öyle yaşarlar.

Merkantilizm

16.-18. Yüzyılda başta İngiltere, Avrupa devleterinin izlediği ekonomi politikaya merkantalizim, Türkçede de tecimcilik denir. Bu kurama göre ulusların varsıllığı, dış satımdır. Altınla gümüş varsıllığın, dahası devletin güvencesidir. Merkantilizmde, altınla gümüşün dış satımı yasaktrır.

Adam Smith, merkantilizmi şöyle eleştirir, “...altın ve gümüş bir ulusun taşınabilir zenginliğinin elle tutulur ve en önemli kısmıdır ve öyle düşünür ki, bu metallerin çoğalması ulusun ekonomi politiğinin en büyük hedefidir. Böylece, bu tür girişimlerde bulunan her ulus, gerektiği zaman dış savaşları yürütmek için kullanmak zorunda kalabileceği altın ve gümüş barış zamanında biriktirebilmek için gayret göstermelidir.”(1)

Popüler Yanlış Kavram

Adam Smith, polüler... kolay anlaşılır kavramlarla, yanlış bilinçle insanı kuşattığını söyler. Merkantilizm yasaklarına karşı burjuva sınıfı karşı çıkar.

Kapitalizmin Dünyası

Adam Smith’en savunduğu kapitalist ekonomni için Mehmet Tanju Akad, şöyle der: “ Smith mülkiyetin eşitsiz dağılımından endişe duymakta ancak yeri işbölümünde bütün ömrünü basit birkaç işi tekrarlamakla geçirecek olan emekçinin zihinsel yeteneklerini ve yaratıcılığını yitireceğini söylemektedir. Bu yabancılaşmanın farklı bir ifadesinden ibarettir.(2)

Kapitalizm, başta emekçiler... bütün çalışanları, işbölümüyle, hem zihinsel yetilerini hem yaratıcılığını dumura uğratır.

Yanlış Bilincin Burgacında

Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizme karşı savaşla kuruldu. Atatürk, emperyalizmin burgacına girmedi. Devletçi ekonomi-politikayla yönetti ülkeyi. Atatürk, Osmanlı’dan arta kjalan yanlış bilinçle de savaşım başlattı. Ancak Türkiye, 1950’den başlayarak emperyalizmin güdümünde yanlış bilinç dünyasında sokuldu. Demokrat Parti erki şöyle bir savla zihinleri bulandırdı. “Türkiye, küçük birAmerika olacak.” Kafalar Emerikan traşı yapıldı, Amerika olacağız diye.

Halk, bütünüyle yanlış bilinç dünyasında yaşadı. Erke gelen yanlış bilinçli burjuva partilerine umut bağladı. Baktı ki, partilerde umut yok, bilgisiz bir din adamının peşine takıldı.

AKP Erki

AKP erki, kapitalist yanlış bilince islami yanlış bilinci ekledi. Böylece AKP, kendine yanlış bilinçle yanlış kavramlarla öznel bir dünya kurdu. AKP’nin öznel dünyasındaki “gerçek” Platon’un idealar dünyasındaki “gerçek”in “kendişsi” sanıldı. En küçük eleştiri, “gerçek’in kendisine” saldırı diye algılandı. AKP’nin öznel dünyasında AKP “yeni Türkiye” AKP’yi eleştirenler susturulması gereken “eski Türkiye” oldu.

Evrensel...nesnel hukuk ilkelerine göre yanlıl olan gözaltılar...sorgulamalar...tutuklamalar....görevden almalar, AKP’nin öznel dünyasına göre “doğru”dur.

Bu açıdan evrensel hukuk ilkelerine göre eleştirmenin hiçbir anlamı yoktur.

Peki. AKP’yi evrensel hukuk ilkerine göre eleştirilmesin mi... İsteyen eleştirsin, ama AKP’nin evrensel hukuk ilkelerine uyabilir umudu taşımasın.

İnsanın Görevi

Ahmet Akbulut şöyle diyor, “Müslüman toplumların dramları, dindar aydınları yetiştirememekten kaynaklanmaktadır.”(3) Doğru, El Kındi... Farabi... İbn Sina... İbn Rüşd benzeri aydınlar olsaydı insan yazık bir duruma düşmezdi. Çünkü bu düşünürlere göre insanın görevi, insana nesnel doğruyu gösterir.İnsanın görevi budur.

1.     Adam Smith, Ulusların Zenginliği Cilt 2, Çev.M. Tanju Akad,Alan yayıncılık, istanbul 2002, Y-16

2.     Mehmet Tanju Akad, Adam Smith ve Ulusların Zenginliği, age.

3.     Ahmet Akbulut,Sahabe Dönemi-İktidar Kavgası, Otto Ankara 2016, Y-17