Yeraltı dünyasının tanınan isimlerinden İlker Çakıroğlu, İstanbul Topkapı’daki bir hastanenin yakınında aracında ölü halde bulunmuştu. Çakıroğlu’nun adli tıp raporu dava dosyasına girdi. Rapora göre, Çakıroğlu’nun sopayla dövülerek ve işkence edilerek öldürüldüğü ortaya çıktı.
İstanbul’da 30 Ocak günü, yeraltı dünyasının tanınan Çakıroğlu ailesinden İlker Çakıroğlu’nun Topkapı’da Koç Hastanesi önünde park etmiş bir araç içinde cesedi bulundu. Çakıroğlu’nun işkence edilerek öldürüldüğü ortaya çıktı. Başında iki delik ve vücudunda darp izleri bulunan Çakıroğlu’nun ailesi, cinayetle ilgili üç ismi işaret ederek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.
‘Kasten öldürme’, ‘eziyet’ ve ‘tehdit’ suçlarının işlendiği belirtilen suç duyurusunda, şüpheli Fuat Çakıroğlu, Hasan Çakıroğlu ve Ayhan Çakıroğlu’nun yargılanması talep edilmişti.
İlker Çakıroğlu cinayetinde savcılığa sunulan dilekçe fotoğraf albümünü ortaya saçtı
Özlem Çakıroğlu, eşinin 30 Ocak gününde yeraltı dünyasında çeşitli suç faaliyetlerinde bulunduğu iddia edilen aile üyeleri Fuat, Hasan ve Ayhan Çakıroğlu ile görüşmeye gittiğini ve bu kişilerin cinayetin baş şüphelilerinden olduğunu ifade etmişti.
İlker Çakıroğlu’ndan kafeteryada gerçekleştirildiği belirtilen görüşme sonrasında bir daha haber alınamadı ve emniyete yapılan ihbarın ardından Koç Üniversitesi Hastanesi’nde bir otomobilin içinde darp edilmiş bir şekilde ölü bulundu.
KAN DONDURAN ADLİ TIP RAPORU DAVA DOSYASINA GİRDİ
Sözcü yazarı İsmail Saymaz bugünkü yazısında İlker Çakıroğlu’nun adli tıp raporundaki detayları anlattı. ” Kanama ve komplikasyonları (yağ embolisi) sonucunda” öldü. Bedeni baştan ayağa kadar yara, sıyrık, morluk ve kızarıklıklar içinde. Boyun kısmında şu tespit yapılmış” diyen Saymaz doktorların sopayla dövüldüğünü söylediğini yazdı.
İsmail Saymaz’ın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:
Aradan 79 gün geçti. Kendi ayaklarıyla teslim olan üç kişiden başka dosyada tutuklu yok. MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi olan kardeşleri Hasan Çakır’ın ifadesinin alındıktan sonra bırakıldığı kaydediliyor.
Bu arada, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi’nin 24 Mart 2024 tarihli otopsi raporu dosyaya girdi.
Rapora göre Çakıroğlu, “Genel beden travmasına bağlı yaygın iç doku kanama ve komplikasyonları (yağ embolisi) sonucunda” öldü.
Bedeni baştan ayağa kadar yara, sıyrık, morluk ve kızarıklıklar içinde.
Boyun kısmında şu tespit yapılmış:
“Her iki tiroid kıkırdak çevresi yumuşak dokular kanamalı olup sol tiroid kıkırdak üst boynuzunda kanamalı kırık görüldü.”
Doktorlar Çakıroğlu’nun boynunun sıkıldığını vurguluyor.
Baş kısmında şöyle yazıyor:
“Saçlı deri altında oksipital bölge sol arka yaygın kanama…”
Yani, beynin arka kısmında görme becerisini gerçekleştiren lob darbe almış.
Rapordan devam edelim.
“Sol temporal kasta kanama görüldü.”
Beynin işitme, görme, koku alma, anlama, hatırlama işlevlerini gören sol bölgesi zarar görmüş.
Doktorlar beden ve beyindeki darplara bakarak, Çakıroğlu’nun sopayla dövüldüğünü söylüyor.
BAŞINDA BARDAK KIRILDI
İfadesine başvurulan bazı tanıklar, İlker Çakıroğlu’nun sopayla dövüldüğünü doğruluyor.
İddiaya göre… Çakıroğlu, 29 Ocak’ta saat 21 sularında Fuar Çakır’a ait Karaköy’deki Gamsız Meyhane’ye çağrıldı. İçeriye adımını attığı anda üst kattaki VIP’e alınıp saatlerce dövüldü. Bağrışma ve çığlıklar dışarıdan duyuluyordu.
Fuat Çakır, başında bir bardak parçaladı. Yüzü gözü kan içinde kaldı. Çakır, 200 kişilik listeden söz ediyor ve “Paralar nerede?” diye soruyordu. Çakıroğlu’nun banka hesabına girilip parası olup olmadığına bakıldı. Sonra Çakıroğlu’nu alt kata indirdiler. Burada da dövdüler. Çakır kardeşler ve adamları gece 3-4 sularında Çakıroğlu’nu ve sopaları yanlarına alıp meyhaneden ayrıldı.
Çakıroğlu, mekandan çıkarken ayaktaydı ve yürüyebiliyordu. Şu halde bir başka noktada Çakıroğlu’nu dövmeye devam ettikleri ve öleceği anlaşılınca arabasına koyarak, hastanenin önüne bıraktıkları anlaşılıyor.
İLKER Çakıroğlu cinayeti Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturuluyor.
Gizlilik kararından ötürü bilgi verilmiyor.
Yeraltı dünyasında korkunç cinayet! Çakıroğlu’nu kimler öldürdü?