‘İklim değişikliği Türkiye’yi koronavirüsten daha sert vuracak’

Yayın tarihi: 10 Haziran 2021 Perşembe 10:50 am - Güncelleme: 10 Haziran 2021 Perşembe 10:50 am

TÜSİAD, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması gerektiğini belirterek, iklim değişikliğinin Türkiye’yi koronavirüsten daha sert vuracağı uyarısında bulundu.

TÜSİAD, TBMM İklim Araştırma Komisyonu’nda iklim değişikliğine dikkat çekti.

TÜSİAD Enerji ve Çevre Yuvarlak Masa Başkanı Cevdet Alemdar komisyonda, AB Yeşil Mutabakatı’nın, görüşme süreci devam eden AB-Türkiye Gümrük Birliği güncellenmesinin kapsamına alınması olasılığına değindi. “Biz Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı ciddi bir risk kaynağı olarak görüp ama bir taraftan da bunu iş dünyası olarak fırsata dönüştürmeye çalışıyoruz” dedi. AB’nin temmuz içinde sınırda karbon düzenlemesini hayata geçireceği anımsatan Alemdar, Türkiye’nin ihraç ettiği ürünlerdeki karbon ayak izini düşürmesinin isteneceğine vurgu yaptı.

1.8 MİLYAR EURO YÜK

Sınırda karbon vergisinin uygulanmasıyla birlikte, Türkiye’ye yönelik ek vergi gelebileceği ihtimaline değinen Alemdar, “50 euro karbon vergisi uygulamasının ülkemize maliyeti yaklaşık 1.8 milyar euro olacaktır. Biz, bu vergi yükünü taşımak yerine gerçekten fırsata dönüştürmeyi kıymetli görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Alemdar, yeşil dönüşüm için kapsamlı yol haritaları bulunduğunu belirterek, “Kovid-19, en kırılgan kesimlerin daha fazla etkilendiği bir kriz oldu ama iklim değişikliği Kovid-19’dan çok daha sert bir şekilde gelecek” değerlendirmesinde bulundu.

Haluk Pekşen, Türkiye’deki iklim değişikliğinin ve çevre kirliliğinin sebebini açıkladı

PARİS İKLİM ANLAŞMASI NEDİR?

Paris Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe bir anlaşmadır.

Paris Anlaşması’nın uzun vadeli sıcaklık hedefi, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerden 2° C (3,6° F) artış seviyesi ile sınırlı tutmaktır ve hatta 1,5°C çaba harcanmasıdır. Çünkü sıcaklık artışını 2°C yerine 1,5 ile sınırlamak riskler ve etkiler anlamında iklim değişikliğinin risklerini ve etkilerini önemli ölçüde azaltacağını kabul edilmektedir. Bunu sağlamak için emisyonların mümkün olan en kısa sürede azaltılması ve 21. yüzyılın ikinci yarısına kadar salınan ve tutulan sera gazlarının dengelenmesi hedeflenmektedir. Anlaşma ayrıca, tarafların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğini artırmayı ve “düşük sera gazı emisyonları ve iklime dirençli kalkınma yolunda tutarlı bir finansman akışı” sağlamayı hedefliyor.