Çoşkunlar Davası | Fabrika sahibi ‘En büyük mağdur benim’ dedi!

Yayın tarihi: 15 Mart 2021 Pazartesi 12:01 pm - Güncelleme: 15 Mart 2021 Pazartesi 6:01 pm

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 7 işçinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasına ilişkin davanın ikinci duruşması görülüyor. Duruşmada iş yeri sahibi Yaşar Coşkun patlamanın sabotaj olabileceğini öne sürerek, olaydaki en büyük mağdurun kendisi olduğunu savundu.

Sakarya’nın Hendek ilçesinde, 7 işçinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasına ilişkin davanın ikinci duruşması başladı. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada bugün sanık ifadeleri alınacak, ardından da patlamada yaralananlar şikayetlerini anlatıp tanıklık yapacak. Duruşmaların birkaç güne yayılması bekleniyor.

Davanın ilk duruşması 6 Ocak’ta yapılmış, ancak duruşma salonunun küçük olması nedeniyle mağdurlar ve yakınları salona girememiş bu da protestolara neden olmuştu. İlk duruşmada fabrika sahibi Yaşar Coşkun tahliyesini isterken, sanığın avukatı “sabotaj” iddiasında bulunmuş, bunun üzerine salon karışmıştı. Duruşma, “mahkeme, salonundaki fiziki yetersizlik” de gerekçe gösterilerek bugüne ertelemişti.

“İNSANLARIN HAYATI HİÇE SAYILMASIN DİYE BURADAYIZ”

Duruşma öncesi açıklama yapan Avukat Can Atalay, “Bugün Sakarya Hendek’teki işçi katliamı ile ilgili davanın 2. duruşması için buradayız. Bu memlekette insanların hayatı hiçe sayılmasın diye, ekmeklerini kazanmaya çalışırken insan hayatları önemsiz görülmesin diye, Türkiye işçi sınıfının hayatı önemsiz görülmesin diye. Bu ülke feraha çıkacaksa, ancak emeğiyle geçinen yurttaşların, hakları hukukları sayılırsa mümkün olur diyerek buradayız” dedi.

“TAKSİR MAKSİR KABUL ETMİYORUM, BU PLANLAYARAK ADAM ÖLDÜRME”

Hayatını kaybeden işçi yakını Hatun Tepeçınar ise “Biz adalet için buradayız. Gerçek adaleti istediğimiz için buradayız. Gerçek suçluların, gerçek cezalarını alana kadar bu yolda devam edeceğiz” dedi. Tepeçınar, şunları söyledi: “Acılarımız her gün kat kat aynı şekilde artıyor. Zavallı, gariban, emekçi işçileri hiçe sayılan bir ülkede yaşıyoruz, biz böyle bir ülke istemiyoruz. Emekçi işçilerin de gerçekten hak ettiği haklarını almalarını istiyoruz. Benim bugünlük söyleyeceğim bu kadar. Adaletimizi inşallah en kısa zamanda sayın hakimlerimiz bizi fazla süründürmeden cezalarını vermelerini istiyoruz. Ve ben şunu söyleyeceğim: Taksir maksir değil; bu planlayarak adam öldürme. Çünkü bir fabrikada gereken şartlar yerine getirilmemişse bu planlayarak adam öldürmedir. Taksir maksir kabul etmiyorum. Planlayarak adam öldürme suçuyla yargılanmalarını istiyorum.”

İşte Sakarya’daki fabrikanın patlamasında yaşanan ihmaller zinciri

“KASTEN, BİLEREK YAPILAN BİR CİNAYET İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Avukat Gülşen Uzuner de kasten, bilerek yapılan bir cinayetle karşı karşıya olduklarını belirterek, “Kimse ihmal, taksir gibi başka mevzuların arkasına sığınmasın. Bilinmiş, saklanmış, organize edilmiş, denetlemeden kaçırılmış, denetlemeyle anlaşılmış… Böyle yürüyen bir dosya bu dosya” dedi. Uzuner, “Biz 7 canımızı kaybettik burada. Daha önce de bu fabrikada canlarını kaybedenler var. Onlarla birlikteyiz, bir daha olmasın diye de kendi canımızın da hesabını sormaya geldik. Bu davanın, taşkınların böyle yönetim yapanların peşini bırakmayacağız. İşçi arkadaşlarımızla ve ailelerimizle birlikte iş cinayetlerinin peşini bırakmayacağız ve adaleti sağlayacağız” diye konuştu.

Avukat Uzuner, bugünkü duruşmada sanık sorgularının alınacağını ardından da sırayla yaralıların şikayetleri ve tanıklarının alınacağını söyledi. 3 gün daha süreceğini tahmin ettikleri duruşmalarda, 84 yaralının ifade vereceği söyledi.

Havai fişek fabrikasındaki patlamayla ilgili bilirkişi raporu tamamlandı; önlem alınmamış!

FABRİKA SAHİBİ: TERÖRİSTMİŞİM GİBİ MUAMELE YAPILIYOR, BEN SAYGIN BİR İŞ ADAMIYIM

Duruşmada iş yeri sahibi Yaşar Coşkun da savunma yaptı. Coşkun, patlamanın sabotaj olabileceğini, olaydaki en büyük mağdurun kendisi olduğunu ifade etti, “Benim tutuklu olmamım kimseye faydası yok. Benim dışarıda olmam lazım işlerimi toparlayabilmem için, diğer işçilerin işsiz kalmaması için” dedi.

Duruşmada ifadesi alınan Büyükcoşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nın sahibi Yaşar Çoşkun, patlamanın sabotaj olabileceğini belirterek, şunları söyledi: “Ateş düştüğü yeri yakar bunun farkındayım. 50 senelik bir firmayız, çalışanlarımızla aile gibi çalışıyoruz. 7 aile ferdimizi kaybettik. Hakkımızda yalan yanlış haberler yapılıyor. İlk duruşmada savunma hakkımız gasp edildi. Merdiven altı kaçak imalat yapan bir fabrika değiliz. Hakkımızda linç kampanyası yürütülüyor. 50 yıllık emeğimizi ve özgürlüğümüzü kaybettik. Basında sanki sürekli bizde iş kazası oluyormuş gibi yalan haberler çıkıyor. Bizde son kaza 2011 yılında oldu. Bana teröristmişim gibi muamele yapılıyor, iş cinayeti deniliyor. Halbuki ben saygın bir iş adamıyım. Türkiye’nin gelişmesi için elinden geleni yapmış bir firmanın ortağıyım. Bizim ne kadar düzenli olduğumuzu Türkiye’de herkes bilir.”

“SABOTAJ OLDUĞUNU SÖYLÜYORUM”

Kaza sırasında fabrikada olduğunu ifade eden sanık Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben ilk günden beri bu olayın sabotaj olduğunu söylüyorum. Bizim fabrikamızda kaza ilk defa olmadı, biz kazanın nasıl olabileceğini anlayabiliriz. Sayın İçişleri Bakanımız da bana sordu ‘Bu olay nasıl oldu’ diye. Ona da anlattım sabotaj olduğunu düşünüyorum dedim. Biri uzaktan kumandayla patlatmış gibi oldu. Bu olay üzerinde durulmadı. “Bilirkişiler nasıl bu fabrika mevzuata uygun değil diyor. Bizim fabrikamız sürekli denetlenirdi. Öyle olsa 16 sene nasıl çalışacaktı bu fabrika. Bizim fabrikamız aynı zamanda sefer görev emri olan bir fabrikadır. Savaş çıksa, devlet burada cephane üretir.

Ben cezaevine girene kadar MÜSİAD başkanıydım. Böyle saçmalık mı olur? Cumhurbaşkanı beni neden aramış diyorlar. O olmasaydı, ben o fabrikayı söndürebilir miydim? Bu iş dışarıdan göründüğü kadar basit bir iş değil. İddialar asılsız, hiçbirini kabul etmiyorum.”

“EN BÜYÜK MAĞDUR BENİM”

Coşkun, ayrıca tutuklu olmasının kimseye faydası olmadığını belirterek, “Benim tutuklu olmamım kimseye faydası yok. Benim dışarıda olmam lazım, işlerimi toparlayabilmem için, diğer işçilerin işsiz kalmaması için. En çok mağdur olan benim, işimizi kaybettik, 8.5 aydır içerideyim, özgürlüğüm yok” dedi.

ARZU ÇERKEZOĞLU: EŞİTLİĞİN ADALETİN OLDUĞU ÇALIŞMA HAYATININ KURULMASI İÇİN MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK

Dava öncesi DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da yaptığı açıklamada, Hendek’te 3 Temmuz’da yaşanan “cinayette” 7 işçinin yaşamını kaybetmesiyle ilgili davanın duruşması için burada olduklarını belirterek, şunları söyledi:

“Patlama yaşandığında, çok kısa bir süre içinde buradaydık. Patlama alanında yürürken birkaç saat sonra bile devam eden bir süreçti. Bu fabrika daha önce defalarca bu tür patlamaların yaşandığı bir yer. Daha önce 6 kez patlama yaşanmış ama yine farklı isimler altında üretime devam edilmiştir. Üretim zorlamasıyla insanların canının hiçe sayıldığı bir süreci o gün orada da gözlemlemiştik. Bugün burada ailelerimizle, avukatlarımızla birlikteyiz. DİSK olarak Soma’dan Ermenek’e Torunlar’dan Hendek’e kadar iş cinayetlerine karşı adalet arayışımız devam edecek. Eşitliğin adaletin olduğu bir çalışma hayatının kurulması için mücadelemiz devam edecek.”

Öte yandan duruşmaların birkaç güne yayılması bekleniyor.

Hendek patlaması davasında mağdur ailelerin basına bilgi vermesi neden engellenmeye çalışıldı? – ÇALIŞMA YAŞAMI