Üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan yemin ederek görevine başladı ve birlikte çalışacağı bakanları belirledi. Bana göre yeni hükümetin en önemli ismi Dışişleri Bakanı olan Hakan Fidan. 2010’dan bu yana MİT Başkanı olan Fidan kendi deyimiyle Erdoğan’ın
‘sır küpü’ idi. Erdoğan’ın yabancı ülke liderleriyle yaptığı tüm görüşmelerde Fidan her zaman yanındaydı. 26 Temmuz 2020’de MİT’in İstanbul’daki yeni binasının açılışında konuşan Erdoğan ‘Türkiye’nin dış politika başarılarında MİT’in rolüne’ vurgu yapmıştı. Erdoğan’ın işaret ettiği başarıların başında elbette Türkiye’nin Erdoğan ideolojisine uygun Suriye, Libya, Irak ve Kafkaslar’daki etkin varlığı gelmektedir.
Hepsinde MİT ön plandaydı ve Fidan’ın bakan olmasıyla bu ‘
öncü rol’ daha da pekişebilir. Tam da Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın’ın MİT’in başına getirileceği söylenirken. Çünkü Wikileaks belgelerinde Amerikan Stratfor Şirketiyle ilişki içinde olduğu iddia edilen İbrahim Kalın sözcü olmanın ötesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Ulusal Güvenlik Sekreteri’ gibi görünüyor. Bu İkili’ye bir de Savunma Bakanlığına atanan Genel Kurmay Başkanı Yaşar Güler’i de ekledik mi bu iş çok daha ilginçleşiyor.
Belki de Erdoğan şimdiye dek olduğu gibi bu ‘Üçlü’ ile dış politikada ‘taraflar arası denge’ taktiklerini sürdürmeyi planlamaktadır.
Bir tarafta Rusya öbür tarafta ABD ve NATO.
Her iki tarafın kendine göre hesabı var ve bu hesaplar dolaylı-dolaysız Erdoğan’ın bölgesel politikalarını etkileyecektir. Örneğin geçen yıl Erdoğan’ın barıştığı BAE, İsrail, Suudi Arabistan ve Mısır Ankara’dan eylemsel adım beklemektedir. Örneğin Türk askerinin Suriye, Libya, Irak ve Somali’den çekilmesi. Örneğin Ankara’nın bu ülkelerin İslamcı silahlı gruplarına verdiği desteğe son vermesi.
Örneğin Erdoğan’ın bir an önce Esad ile barışması.
Örneğin Ankara’ya parasal destekte bulunan Körfez ülkelerine özelleştirme sürecinde öncelik tanınması.
ABD ve İngiltere vatandaşı olduğu söylenen ve batılı sermaye gruplarıyla içli-dışlı olduğu bilinen Mehmet Şimşek’in bu durum karşısında nasıl davranacağı bilinmez ama her konuda olduğu gibi bu konuda da son kararı Erdoğan vereceği için yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın işinin zor olacağı anlaşılıyor.
Peki Erdoğan ve ekibi böylesi karmaşık ve zor işlerle uğraşırken muhalefet partileri ne yapıyor?
CHP; yeni yönetimi şekillendirme ve kurultay hazırlıklarıyla uğraşırken diğer partiler CHP listelerinden meclise soktukları vekilleriyle Millet İttifakı’nı dağıtmakla meşguller.
Dokuz ay sora yapılması beklenen ve erkene alınması muhtemel olan yerel seçimler kimin umurunda!
Bu kafa ile gidilirse 2019’da kazanılan belediyelerin bir çoğu kaybedilebilir.
Yakın gelecekte iç ve dış politikanın yeni yönetim stratejilerini belirleyecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan kısa bir süre sonra yerel seçimler için hazırlıklara başlayacaktır. Muhalefet de son seçimlerde olduğu gibi ‘Bu seçimler adil ve eşit koşullarda yapılmıyor’ diyerek kendini avutacak ama bu da işe yaramayacak ve Erdoğan yeniden zafer kazanacak.
Neden ve nasıl olduğunu sorgulamak ise ‘abesle iştigalin’ ötesine geçemeyecek çünkü muhalefet buna alışık.
Yaşayan görecektir.