Gündemdeki isim Nurettin Soyer, Uğur Mumcu’ya her ayrıntıyı anlatmıştı

Haber -30 Ocak 2019 Çarşamba

  • Nurettin Soyer, Gülen ve arkadaşlarının yargılanması sırasında önemli bir olay yaşar; Mahkeme Hakimi Albay Kaya Alpkartal, Savcı Nurettin Soyer’in hazırladığı iddianameyi dikkate almaz; "Nur talebelerini suçlu göstermek için delil diye lüzumsuz şeyleri dosyalara doldurmuşsun” der. Nurettin Soyer, askeri yargı tarihinde bir ilk imza atar ve mahkemede, Albay rütbesindeki Askeri Hakim Kaya Alpkartal’ı reddeder. Buna sinirlenen askeri hakim, duruşmaya ara verildiğinde, Nurettin Soyer’in üzerine atlar ve onu yumruklamaya başlar. Nurettin Soyer, bu saldırı nedeniyle Kaya Alpkartal aleyhine 5 bin liralık manevi tazminat davası açar ve kazanır. Yeni bir mahkeme heyeti oluşur. Bu heyette savcı yine Nurettin Soyer’dir. 29 sanık çeşitli hapis cezalarına çarptırılır. Fethullah Gülen ise üç yıl ağır hapis cezası alır.

  • Nurettin Soyer, 12 Eylül döneminde yaşadıklarını Uğur Mumcu'ya anlatmıştı. 1987 yılında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan dizi röportaj tartışmalara yol açmıştı.

  • 1980 darbesinden sonra Nurettin Soyer, bu kez Ankara Sıkıyönetim Savcısı olur. MHP davasında karşısına MHP’nin avukatı olarak, artık emekli olan Kaya Alpkartal çıkar. 29 Nisan 1981’de 587 sanıklı “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası” açıldı. İddianameyi hazırlayan Ankara Sıkıyönetim Askeri Savcısı Albay Nurettin Soyer, MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş ve 219 kişi hakkında idam cezası talep etti. Yaklaşık 6 aylık soruşturma sonucunda hazırlanıp davayla birlikte Mahkemede okunan MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası İddianamesi’nde ağır suçlamalar yer aldı.

  • İzmir’de Adli Müşavir iken 30 Ağustos’ta ”kadrosuzluktan” emekli edilen Hava Hakim Albay Nurettin Soyer Uğur Mumcu’ya MHP Davası’nda Ankara Sıkıyönetim Komutanı Recep Ergun ile yaşadığı sorunları anlattı. Söyleşi Cumhuriyet’te 21 Eylül - 2 Ekim 1987 tarihleri arasında yayınlandı. Nurettin Soyer Mumcu’ya, Recep Ergun’un şifahi emriyle 13 Eylül 1980’de MHP’yi aradığını,sonraki günlerde soruşturma için 3 kez yazılı izin isteğinde bulunup ses çıkmayınca Ergun’la birlikte Evren başkanlığındaki MGK’ya çıktığını, talebi üzerine özel kanun çıkarıldığını öne sürdü.

  • Nurettin Soyer Mumcu ile söyleşisinde; yeterli delil bulunmadığı için tutuklama kararı vermediği feshedilen CHP’nin eski Genel Başkanı Bülent Ecevit’in Genelkurmay İkinci Başkanı Necdet Öztorun’un yargıya müdahalesi sonucunda adeta “delil yaratılarak” tutuklandığını söyledi

  • NurettinSoyer Uğur Mumcu’ya Recep Ergun’un 12 Eylül sonrasında sol örgütlerin şiddetle üzerine gidip işkencecileri -Behçet Dinlerer’in gözaltında ölümü olayında olduğu gibi-ve ülkücü militanları koruyup-kolladığını, aralarında sürekli sürtüşme yaşandığını ayrıntılı örneklerle anlattı.

  • Röportajda, Alpaslan Türkeş'in kasasından çıkan belgeler hakkında iddialar da var. Türkeş'in Deniz Kuvvetleri planı başlığıyla verilen haberde, Soyer'in iddiaları yer alıyor. Haberde Türkeş'in hakimler hakkındki değerlendirilmeleri de bulunuyor. Türkeş 12 Eylül'de hapiste iken, 'Biz içerideyiz, fikirlerimiz iktidarda' diye açıklama yapmıştı.

  • Soyer, Recep Ergun ile sürekli sorun yaşadığını söylüyor röportajında. Ve çok dikkat çekici bir ölüm olayını ve rgun'un nasıl engel olduğunu şöyle anlatıyor Uğur Mumcu'ya: Birinci Şube'de iki polis, yedek asteğmen Ömer Aslan'a içki içtikleri lokantanın kapısında rastlıyor. Asteğmenden yanındaki sözlüsüyla sözlüsünün arkadaşı kadını kendilerine bırakmak isterler. Asteğmen direnir. Polisler bu kez asteğmen Aslan'ı döver ve kadınlarla birlikte polis arabasıyla götürürler. Kadınlardan birinin evine gidilir, arama yapılır. Olaya Merkez komutanı el koyar. Asteğmen Aslan birliğine giderken trafik kazasında ölür. Olay bize geldi. Orgeneral Recep Ergun olayla yakından ilgili. Gözaltına alma isteğime, polisler TKP soruşturması yapıyor gerekçesiyle, "Nereden çıktı bu" diye karşı çıkıyor.

  • Soyer, Emniyet’ten işkence görmüş olarak askeri cezaevlerine getirilen kadınların ön muayenesini yapan bir askeri doktorun bu olaylara karşı önlem alınması talebini ilettiğinde, çağrılan doktora Ankara Emniyet Müdürü Ünal Erkan’la birlikte hakaret edildiğini iddia etti.

  • MHP ve Ülkücü Kuruluşlar İddianamesi”ni hazırlayan Savcı Nurettin Soyer 17 Haziran 1982’de MGK’ca görevden alınarak eski görevine: Genelkurmay Başkanlığı Askeri Yargıçlığı’na atandı. Soyer,bu 3.5 yıl içinde MSP, TİKP, Dev-Yol, TKP ve TÖB-DER davalarının iddianamelerini de hazırlamıştı.

  • 12 Eylül 1980 darbesinde Ankara Sıkıyönetim Komutanı olan eski MİT Müsteşar Yardımcısı emekli orgeneral Recep Ergun 1987 seçimlerinde ANAP’tan Kayseri milletvekili seçildi ve daha sonra Genel Başkan Turgut Özal’ın yardımcılığına getirildi. Recep Ergun ve 14 kamu görevlisi hakkında Behçet Dinlerer’in 15 Aralık 1980’de Ankara Emniyeti DAL’da işkenceden ölümünden dolayı 20 Temmuz 1988’de suç duyurusundan soruşturma başlatıldı; 27 Ocak 1989’da Savcılık “yetkisizlik” gerekçesiyle suç duyurusunu Genelkurmay’a gönderdi. (Kaynakça: 12 Eylül Adaleti (Uğur Mumcu), Cumhuriyet gazetesi - Hürriyet gazetesi, Sabah gazetesi, Oda Tv, SolHafıza‏ @GunlukArsiv)

  • Soyer'in Recep Ergun'a yanıtı

  • Yazı dizisi sürerken 2 Ekim 1987’de A.Türkeş’ten iddiaları yalanlayan bir açıklama geldi. Bu açıklamadaki iddialara yanıt olarak Nurettin Soyer’in ve Uğur Mumcu’nun açıklamaları da Cumhuriyet’te yer aldı.

  • Alparslan Türkeş, MHP’li yöneticiler ve avukatlar başta Askeri Savcı Albay Nurettin Soyer olmak üzere Mahkeme Heyeti’ni yanlı ve önyargılı olmakla suçladı. Ve Türkeş Savcı Nurettin Soyer hakkında 23 Aralık 1981’de 1 milyon TL’lık manevi tazminat davası açtı. Dava, Askeri Savcı Nurettin Soyer’in hazırladığı MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası İddianamesi’nde yer alan bazı cümle ve pasajların Türkeş’in kitaplarından tahrif edilerek alındığı, böylece iddianamedeki ağır suçlamalara mesnet yaratılmak istendiği iddiasıyla açılmıştı. Manevi Tazminat Davası’nın açıldığı Ankara 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nce 1 Temmuz 1982’de “görevsizlik” kararı verildi.

  • Uğur Mumcu’nun eski askeri savcı Nurettin Soyer ile yaptığı ve 21 Eylül - 2 Ekim 1987 tarihleri arasında Cumhuriyet’te yayınlanan söyleşisi, daha sonra kitap olarak da yayınlandı. Soyer, Uğur Mumcu'nun kitaplaştırdığı anılarında Günay'ın tahliye edildiği günün gecesinde yaşananları şöyle anlatıyor: "Dönemin CHP Milletvekili Ertuğrul Günay yargılanıyordu. Mahkeme salıverilmesine karar vermiş. Gece saat 24.00, yatmak üzereyiz. Telefon çalıyor, açtım 'alo' dedim. 'Ben Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Recep Ergun' diyor karşıdaki ses. 'Buyrun komutanım' dedim. 'Ertuğrul Günay tahliye oldu biliyor musun?' dedi. Bilmiyorum komutanım dedim. Her gün sayısız duruşma oluyor ve bazı kararlar akşam saatlerinde alınıyordu. 'Ama senin savcın da tahliye istemine katılmış' dedi. 'Savcı sanığı tahliye etmez, mahkeme eder. Savcı tahliye isteğine katılmışsa, demek ki gerek görmüş, katılmış. Bu saatte ben ne yapabilirim' dedim. 'Seni buraya aldırırım şimdi' dedi. 'Ben her zaman oraya geliyorum, hemen yollayın arabayı geleyim' dedim. Hanım durmadan elbisemden çekiştiriyor. 'Yapma' diyor. Gecenin o saatinde benden Günay'ın tahliyesi istemine katılan savcının adını istiyor ve 'Sabahleyin bana gelecek o adam' diyor." Ertesi gün Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Recep Ergun'un makamına tek başına gittiğini anlatan Soyer, "Durumu izah ettim, Günay'ın 'gereğinden bile fazla' cezaevinde kaldığını söyledim. Bana inanmayınca Adli Müşaviri çağırdı. O da beni doğrulayınca, bize kahve söyledi" dedi.