Fiili şeriat

Yayın tarihi: 10 Eylül 2022 Cumartesi 9:10 am - Güncelleme: 10 Eylül 2022 Cumartesi 9:10 am

Demet Cengiz

Email: [email protected]

Twitter: @demetce

Böyle olmamalıydı tabii ki! Yirmi birinci yüzyılda şeriat tartışmak… Üstelik cumhuriyetin 100’üncü yılına şurada sayılı günler kala… Daha önceki bir yazımda dediğim gibi bize hiç iyi seçenekler sunmadılar.

Yetmez ama bir özür gerekmez mi?

Gün geçmiyor ki bir Diyanet imamı, bir tarikat lideri veya bir YouTube fenomeni şeyh kadınları hedef alan bir açıklama yapmasın. Zaten Cuma hutbelerinde milli günlerde ve bayramlarda Atatürk’ün adını anmamak yeni bir ‘geleneğe’ dönüştü.

Depremleri kadının 30 santimetre elbisesine bağlayan mı ararsınız üniversite açılan şehirlerde ahlaksızlığın alıp başını gittiğini haykıran mı? Eğitim ve okul görmeyi tüm kötülüklerin ve ahlaksızlığın anası ilan eden mi istersiniz tayt giyen kadınların, erkekler (babası, eşi, ağabeyi, vs.) tarafından cezalandırılmasını salık veren mi? Sahnedeki şarkıcının kostümünü dert edinen mi ararsınız komedyeni şakası nedeniyle soytarı ilan eden mi? Dar ve açık saçık giyiniyorlar dediği kadınları sapık ilan eden mi istersiniz sokak röportajı yapan başı örtülü kadına baş örtüsünü biraz daha alnına doğru indirmesinin daha şık olacağını söyleyen küstah mı? Sözleri nedeniyle kimi şarkıları dinleyenlerin ve şiirleri okuyup zevk alanların dinden çıktığını ilan ediyorlar küstahça. Hangi yetki ve hakla?

Siyasal İslamcıların geçmeyen mağduriyeti ve alınganlıktaki aşırılıkları… İmamlar, ismini cehennemde yetişen ağaçtan alıyor iddiasıyla Zakkum grubunun konserinin iptal edilmesini istedi birkaç gün önce. Refüjlerde bulunan zakkum ağaçlarına saldırsalar şaşırmayacağız. Sivil inisiyatif eliyle, kaymakamlıklara ve valiliklere bugüne kadar iptal ettirilen konser ve etkinlikleri yazmıştım birkaç hafta önce.

Yasaklar festivali

Referansını dinden alan saiklerle kamusal alana ve kişisel yaşama müdahale etmek için yarış başlamış görünüyor. Şimdilik zirvede “Namaz kılmayanların katli vaciptir” diyen hoca bulunuyor. Birkaç yıl önce de bir profesör namaz kılmayanların hayvan olduğunu ilan etmişti.

Kamusal alana, kişisel yaşama her şeye ama her şeye karışıyorlar ama asla şiddet gören, istismar edilen, cinsel istismara uğrayan çocuklar ve kadınlar için kıllarını kıpırdatmıyorlar. Kılığa, kıyafete, dövmeye, ne yenip içildiğine, kimin kiminle oturduğuna bakıyorlar da öğrencilerin, yoksulların barınma sorununu, planlı yoksullaşmayı, açlık sınırına dayanan milyonları önemsemiyorlar.

Sözde Şeriat mahkemeleri kurup iş insanları arasında arabuluculuk yapanların haberleri dolaşıyor ortalıkta. “Alnı secdeye değen” kriterine göre KPSS’de yüksek puan alanları mülakatlarda eliyorlar.

Türkiye İran olur mu? Henüz olmadı; pek az eksiği kaldı. Şimdilik modern hukuk ile yasaklama, tutuklatma, kolektif tepkiyle iptal ettirme, örgütlü saldırılarla yıldırma peşindeler. Yarın ne olur bilinmez.

***

Hocaların cinsel fantezilerle süsledikleri huri öykülerini peş peşe sıralasanız sanırsınız ki cennet ultra liberal seks devrimi yapılmış bir kamp… İmtihan dünyasında çekilen çilelerin mükafatı da ‘özgür sınırsız ahiret cinsel yaşamı’ olacak sanki. Bir de ırkçılar; hurilerin bembeyaz tenli olduğunu anlatıyorlar durmadan. Ahiret yaşamında kadınlar kocalarına veriliyor. Bekar kadınlar diğer erkekler arasında paylaştırılıyor. Her erkeğe -sayısı hocasına göre değişiyor- onlarca huri bahşediliyor.

Ve cennette her erkek en az on kaplan gücünde! Hah, bir de cennette sınırsızca şarap içeceklermiş.

Sigarayla orucu açmak doğru değil ama kadını iftar menüsünde antre olarak görmek uygun!

Densiz bir YouTuber, bir Avrupa şehrinde kıyafetini eleştirdiği Uzakdoğulu kızcağıza Türkçe konuşarak “Aile var; utanmıyor musun? Abdestim bozuldu” diyebiliyor utanmadan. Videonun sonunda yapılan hareketi ve söylenen sözü aktarmaya terbiyem izin vermiyor. Neyse ki Avusturya polisi hakkında işlem yapma kararı aldı.

Utanmazlar, “Utanın” diyor bize, “AYIP AYIP” diye kükrüyor.

En son eşle oynaşmanın sünnet olduğunu anlatan bir ‘hocacık’ çıktı karşıma. Siz, inandığınız dinin peygamberinin aile yaşamını, mahremini ulu orta konuşmaya utanmıyor musunuz? Edep ya hu! Asıl bunlara “Sus” diyecek bir Diyanet İşleri Başkanlığı yok mu?

Gençler arasında deizm, ateizm yaygınlaşıyormuş. İnsanlar dinden soğuyormuş, uzaklaşıyormuş. Neden acaba? Kimseyi ne inanmaya zorlayabilirsiniz ne de dini pratikleri yerine getirmeye. Yaratılan baskıcı, tutucu, nefes aldırmaz ortamın mükafatıdır deizm ve ateizm. Buyurun kendinizi alkışlayın. Keşke bir araştırma şirketi din referansıyla kamusal alana ve özel yaşama müdahale edildikçe dinden uzaklaşma arasındaki korelasyonu ortaya koysa. Yıl yıl, aşama aşama, derece derece… Edebinizden susmuyorsunuz bari rakamları görüp çenenizi kapatsanız keşke.