Faik Öztrak: Erdoğan milletin halini görmüyor

Yayın tarihi: 8 Kasım 2021 Pazartesi 3:28 pm - Güncelleme: 8 Kasım 2021 Pazartesi 3:53 pm

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) gündemiyle ilgili CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısında konuştu. Öztrak, “Erdoğan milletin halini görmüyor” dedi.

 

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak CHP Genel Merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuştu.  TÜİK’e yüklenen Öztrak, ” TÜİK , “Tayyib’i Üzmeyen İstatistik Kurumu” gibi çalışmayı bıraksın, “Türkiye İstatistik Kurumu” gibi çalışsın” dedi.

Faik Öztrak’ın açıklamaları şöyle oldu:

Bugün Merkez Yönetim Kurulu toplantımızın, En önemli gündem maddesi, Karakış henüz gelmeden, Milletimizin cüzdanını, tenceresini boşaltan hayat pahalılığıydı. Gündemimizde, Emeklilerimizin, memurlarımızın, asgari ücretlilerin, Tüm dar ve sabit gelirli yurttaşlarımızın, Çiftçilerimizin, esnafımızın, KOBİ’lerimizin, Ülkeyi yönetenlerin yanlış politikaları sonucunda, İçine düşürüldükleri buhran vardı. Devlet yönetimindeki gayrı ciddilik, Yaşanan ekonomik buhranın şiddetini, Her gün ağırlaştırıyor.

Millettin sesini duymayan, Halini görmeyen, Milletten kopan Erdoğan Şahsım Hükümetinin elinde, Devlet kurumlarındaki aşınma artık ayyuka çıkmış vaziyette. Ülkemiz liyakatsiz, ehliyetsiz kadroların elinde, Eğitimden, dış politikaya kadar her alanda savruluyor. Faturası da hep milletimize çıkıyor. Elektrik, doğal gaz, akaryakıt, kömür zamları sağanak oldu. Üreticilerin, sanayicilerin üzerine yağdı. KOBİ’lerin kullandığı doğal gaza son bir yılda yapılan zam, Yüzde 115’i buldu. Elektrik santrallerinde kullanılan gaz ise, Son bir yılda yüzde 148,5 zam gördü. Bu zamlar; İğneden, ipliğe her şeye dalga dalga yayılıyor. Enerji zamlarının evlerimizi doğrudan vurması ise an meselesi.

Akaryakıtta “eşel mobil sistemi” artık tıkandı. Rafineri fiyatlarındaki artışları, ÖTV’yi indirerek, Vatandaşa yansıtmamak için hareket alanı kalmadı. Yine son iki ayda kömüre yapılan zamlar, yüzde 72’yi buldu. Sadece kömür mü, oduna bile iki ayda yüzde 33 zam geldi. Şu anda hırdavatçılarda sobalar, Soba boruları el yakıyor. Sobalar yanmadan, milletin cebi yanmaya başladı. Milletimiz kalın giyineyim, Yakıt faturasını düşüreyim dese, O da mümkün değil. Ekim ayında zam şampiyonları kışlık kıyafetler oldu. Kadın hırkası yüzde 48, Erkek montu yüzde 44, Kazak yüzde 40, Erkek Kabanı yüzde 40 zamlanmış.

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a: Tam bir kuzu

“TÜİK İNSANLARIN AKLIYLA DALGA GEÇMEYİ BIRAKSIN”

Yine kadın botu yüzde 41, Erkek botu yüzde 36, Çocuk botu yüzde 33 zam görmüş. Bunlar da geçen ayın verileri, Kasım ayı bunun içinde yok. Ama TÜİK’in makyajlı enflasyonuna bu zamlar yansımıyor. Giyim ve ayakkabı grubunda Ekim ayındaki fiyat artışı, Sadece yüzde 7,6. Güler misininiz, ağlar mısınız? TÜİK, “deveyi, pire yapmakta” son derece mahir. TÜİK milletimizi bu maharetinden mahrum etmesin. Deve gibi faturaları, pire etmenin yöntemini, Milletimize de bir anlatsın. Millet de bir rahat nefes alsın. Meşhur sözdür. “Üç çeşit yalan vardır. Yalan, kuyruklu yalan ve istatistik.” Ne yazık ki bugünlerde bu ülkede, Ülkeyi yönetenler yalanın, dolanın her türlüsüne başvuruyor.

Çarşıdaki, pazardaki yangın TÜİK marketlerine uğramıyor. Vatandaşın enflasyonuyla, TÜİK ’in enflasyonu arasında dağlar kadar fark var. Millet kiralardaki artıştan illallah etmiş. Partimize şikâyet telefonları hiç susmuyor. Rakamlar da ortada… Son bir yılda ev kiraları; İstanbul’da yüzde 73, Antalya’da yüzde 71, Adana’da yüzde 65, Ankara’da yüzde 50, İzmir’de yüzde 49 artmış. Ama TÜİK ’e göre, kiralardaki artış sadece yüzde 12,6. Yani TÜİK ’in kira artışları, Makyajlı enflasyonundan bile düşük.

O zaman bu millet, Neden yana yakıla kiralardan şikâyet ediyor. TÜİK, “Ekim ayında dizel araç fiyatları artmadı” diyor. “Benzinli araçlarda ise çok cüzi bir zam var” diyor. Araştırmacılar “bu nasıl iş” deyince de, Kimliği belirsiz yetkililer anlaşılmaz açıklamalar yapıyor.

Özürleri kabahatlerinden de büyük. Güya Ekim ayında, küresel çip krizi nedeniyle, Dizel araç satılmamış. Onun için de fiyat oluşmamış. Ama Otomobil Distribütörleri Derneğinin rakamları, TÜİK yetkilisinin bu söylediklerini yalanlıyor. Ekim ayında Türkiye’de 40 bin 512 otomobil satılmış. Satılan her 100 otomobilin 24’ü de dizel. Halep oradaysa arşın da burada. Dizel araçlar Ekim’de çatır çatır satılmış. İstatistikleri Sarayın nabzına göre ayarlamakla görevli TÜİK, Bu araçların fiyatlarındaki artışı acaba neden saklamış?

TÜİK artık milletin aklıyla alay etmeyi bıraksın. Fiyatlar, serbest piyasa ekonomisinde en önemli göstergedir. Fiyat istatistiklerine müdahale edilmesi, Ekonomideki oyunculara yanlış sinyal verir. Piyasaların etkin işlemesini önler. Diğer taraftan ülkemizde memur, emekli maaşları, kiralar, Asgari ücret ve maktu vergiler, Fiyat istatistikleri dikkate alınarak belirlenir.
Merkez Bankası TÜİK’in enflasyonunu beğenmeyince. “Enflasyonun çekirdeğine bakacağım” diyebilir. Sonra onu da beğenmedim, Enflasyonu bırakacağım cari açığa bakacağım da diyebilir. Ama milletin bunları deme imkânı yoktur. Millet gerçek enflasyonla muhatap. Enflasyonu olduğundan düşük göstermek, Milletin alın terini çalmaktır. Enflasyon zaten dünyanın en acımasız vergisidir. Enflasyon nedeniyle, Milli paramızın değeri zaten eriyor. Milletimizin satın alma gücü sinsice düşürülüyor.

Gelir dağılımı işçi, memur, emekli aleyhine hızla bozuluyor. Resmi istatistikleri eğmek, bükmek, Makyajlamak suçtur. Bu tüm dünyada da böyledir. Dünya’da bu suçtan yargılanan, Hüküm giyen yetkililer, siyasetçiler mevcuttur. TÜİK , “Tayyib’i Üzmeyen İstatistik Kurumu” gibi çalışmayı bıraksın, “Türkiye İstatistik Kurumu” gibi çalışsın.

Bir sözümüz de Erdoğan Şahsım Hükümetine. Ekim ayı üretici enflasyonunun açıklanmasıyla, Maktu harçlara, damga vergisine, Trafik cezalarına, Pasaport ve değerli kâğıt bedellerine uygulanacak, Azami zam oranı belli oldu. Devlet kendi alacaklarına 2022 yılında, Yüzde 36,2 zam yapabilecek. 2022’de milletin maaşına, Yüzde 9,8 tüketici enflasyon hedefine göre zam, Devletin alacağı vergiye, cezaya ise yüzde 36 zam. Bu olmaz. Bu haksızlıktır. Erdoğan’ın bu oranı indirme yetkisi vardır. Gelecek yıl devletin alacaklarına uygulanacak değerleme oranı da, 2022 enflasyon hedefini aşmamalıdır. Yüzde 9,8’e indirilmelidir. Yine asgari ücretlilerin derdini, Gelecek yıla randevu vererek çözemezsiniz. Asgari ücret milletimizin karnını doyurmasına bile yetmemektedir. Şimdi hemen harekete geçme zamanıdır.

“ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ACİLEN KALDIRILMALI”

Dereye suyun gelmesi beklenirse kurbağanın gözü patlayacaktır. Asgari ücretten alınan vergi acilen kaldırılmalıdır. Asgari ücret yılda iki kez artırılmalıdır. Bu yılın ikinci yarısı için bir telafi artışı hemen yapılmalıdır. Senenin başında asgari ücret 385 dolardı.

Şimdi 291 dolar. Fark 94 dolar. Önce 94 doları millete iade et. Yanlış politikalarının vatandaşa faturasını telafi et. Asgari ücreti 912 lira artır; 3 bin 740 liraya çıkar. Ondan sonra çıkın, 2022 zammını konuşun. Yine emekli maaşları, Memur maaşları enflasyon karşısında bir ay bile dayanmamaktadır. 6 ayda bir yapılan enflasyon düzeltmesi, Derhal üç ayda bire çekilmelidir. Vatandaşın canı burnunda, Ama Erdoğan milletin halini görmüyor.

Hayal âleminde yaşıyor. En son, “Yatırım, üretim ve istihdam hedefiyle yolumuza devam ediyoruz. Bu kararlı gidişimiz sayesinde Avrupa şaşkın, dünya şaşkın. Bu gidişi görünce şok oldular” deyiverdi. Şu saraylarında içtikleri neyse, O Efulilerden millete de ikram etsinler. Bari milletçe o kafaya gelelim. Fransa’da asgari ücret 1555 Avro. Almanya’da asgari ücret 1585 Avro. Bugünkü kurdan 17 bin 741 lira yapar. Bu ülkedeki Valinin, Genel Müdürün maaşından fazla. Avrupalı bizdeki asgari ücreti görünce şokta. Yüzde 20 enflasyonu görünce şokta. 1 Avronun 11 liraya bedel olduğunu görünce şokta. Kendinde sıfır faiz varken, bizdeki yüzde 18 faizleri görünce şokta. İki haneli işsizliği, Genç işsizliğini görünce şokta… Bir de Erdoğan’ın “Ben ekonomistim” demesine şokta. Beyefendi kaynak yaratıyormuş. Nasıl kaynak yaratıyorsa, Tek kuruş çıkmayacak dediği rant garantili işler için, Milletin cebinden sadece bu yılın ilk 9 ayında, 21 milyar lira çıktı.

Avrupalı, Merkez Bankası kasasındaki 128 milyar doların, Nasıl buharlaştırıldığını görünce şokta. Dış borcumuzun 132 milyar dolardan, 446 milyar dolara çıktığını görünce şokta. Türkiye’nin dış borç yükünün, TL’deki erime nedeniyle sadece son iki ayda, 576 milyar lira arttığını görünce şokta. Çakma Ekonomist Erdoğan’ın, Sebep olduğu tüm bu faturaları gören vatandaş, Zaten şokta. 2 bin 825 lira asgari ücretle çalışan, Kirası, faturası, yol masrafı düştükten sonra, yaşamak için, Cebinde sadece 100 lirası kalan bir yurttaşımızın söyledikleri, Esasen fazla söze gerek bırakmıyor. “Yaşım 35, Bu ülkede yaşadığım için canımdan vazgeçmişim artık.” Millet işte bu durumda… Saray ise; Millete “Porsiyonları küçültün!” diyor. Saray mensubu eski bir vekil, “Peygamber efendimiz de mideyi boş bırakın der” diye ekliyor.

 

Kamuya alımlarda ise mülakatı, Sadece gerekli mevkiler için istisnai ve adil şekilde uygulayacağız. Kamuya alımlarda “dayısı varsa işe yerleştir” usulü sona erecek. Liyakat esas olacak. Cumhuriyet, bu ülkede Çalışkan bir çobanın Cumhurbaşkanı olmasının önünü açtı. İşte biz bu ülkeye yeniden hukuku, adaleti Ve fırsat eşitliğini getireceğiz. Şunu biliyoruz, Adalet suyu dikene değil, çiçeğe vermektir. Bu ülkenin kaynaklarının beşli çetelere, yandaş müteahhitlere aktarılmasına son vereceğiz. Döviz garantili projeleri, maliyet artı makul kâr üzerinden kamulaştıracağız. Tasarruf edilen kaynakları gençlerimiz için kullanacağız.

“ÇAĞA GÖRE EĞİTİM SİSTEMİ KURACAĞIZ”

“Yetenek inşasını” esas alarak, çağın gereklerine uygun bir eğitim sistemini oluşturacağız. Eğitimin her aşamasında ve istihdamda frsat eşitliğini sağlayacağız. Özellikle eğitim ve sağlık alanlarında
Sözleşmeli ve ücretli istihdam uygulamalarına son vereceğiz.

HAYATA ATILMA DESTEĞİ

Gençlerimize iş arama aşamasında “hayata atılma desteği” vereceğiz. Her Organize Sanayi Bölgesi’nde, iş eğitimi müfredatları o bölgeye uygun şekilde hazırlanan, Teknoloji liseleri kuracağız.
Bu liselerin yatılı bölümleri olacak. Gençler hem eğitim alacak, hem çalışacak… Daha mezun olmadan para kazanmaya başlayacak.

“SİGORTASIZ AİLE KALMAYACAK”

Aile Destekleri Sigortası sayesinde, her evde en az bir sigortalı olacak. Hiçbir ev güvencesiz olmayacak. Bunlar gençlerimizin geleceği için yapacaklarımızın sadece bir kısmı. Genel Başkanımız iktidara gelir gelmez gençlerimizi rahatlatmak için atacağımız adımları da açıkladı. Gençlerimizin dünyayla iletişim kuracağı araçlara, sahip olmalarını kolaylaştıracağız. Alacakları ilk bilgisayarlarda, oyun konsollarında ve bunların sarf malzemelerinde vergiyi sıfırlayacağız.

“GENÇLERİN İLK OTOMOBİLLERİNDEN ÖTV ALMAYACAĞIZ”

Çalışma hayatına başlayan gençlerimiz için ilk otomobillerinden ÖTV almayacağız. E-spor dâhil, spor ve sanat eğitiminin üzerine eğileceğiz. Gençler sosyal medyada düşüncelerini özgürce ifade edebilecekler. Tüm üniversite öğrencilerimizin yurt sorunlarını bir yıl içerisinde çözeceğiz.

Kılıçdaroğlu: Gençlerin hayali bizim hedefimiz olacak

“KYK FAİZLERİ SİLİNECEK”

Öğrenim ve katkı kredilerinin geri ödemeleri, ancak gençlerimiz iş sahibi olduktan sonra başlayacak. Bu kredilerin faizleri silinecek, ödemeleri uygun taksitlere bölünecek

Bu ülkenin gençleri pasaporta tek bir kuruş ödemeyecek. Artık pırıl pırıl gençlerimiz, yabancı ülkelere yerleşmek için değil, tatillerini geçirmek için gidecek. Yorulan, umudunu kaybeden gençlerimize, umut olacağız, destek olacağız. Gençlerimizden alınan ne varsa, Onu telafi edeceğiz.

“ÜLKEMİZ İTİBAR KAYBEDİYOR”

Erdoğan şahsım rejimiyle beraber, ülkemiz her alanda irtifa kaybetmeye devam ediyor. Türkiye daha önce “kısmen özgür” ülke statüsünde iken, artık “özgür olmayan” ülkeler kategorisinde.

Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü’nün son değerlendirmesiyle, “Terörün finansmanı ve kara paranın aklanmasında”, gri listedeki ülkeler arasındayız. Bu ligde beraber yer aldığımız ülkeler,
Uganda, Yemen, Zimbabwe, Haiti, Jamaika gibi üçüncü dünya ülkeleri. Ve şimdi öğreniyoruz ki, Türkiye, gelecek ay yapılacak, Biden’ın Demokrasi Zirvesine davet edilmemiş. Bu gerçekten şok eden ağır bir tablo. Türkiye bir NATO ülkesi. 1946’dan bu yana demokratik dünyanın parçası olma iddiasındayız. Ama ne Erdoğan’dan ne de şürekâsından tık yok. Yoksa bu zirve internet üzerinden yapılması nedeniyle, Biden ile kol kola fotoğraf verme imkânı sağlamadığı için, Erdoğan tarafından önemsenmiyor mu? Demokratik standartlarımızdaki aşınma, Türkiye’yi sadece içeride bunaltmıyor. Dışarıda da giderek yalnızlaştırıyor. Türkiye giderek “seçimli otokrat rejim” sınıfına yerleştiriliyor. Ve uluslararası arenada “istenmeyen ülke” konumuna düşüyor.
Bunun neticesinde de ülkemiz ne yazık ki en haklı davalarını bile, dünyaya anlatmakta zorluk çekiyor. Atalarımız ne güzel demiş, “Dostun bin ise azdır. Düşmanın bir ise çoktur.” Erdoğan;
“Rusya’dan S-400 alırım Putin’i hoş tutarım. Amerika’dan F-16 alırım, Biden ’ın gönlünü alırım” diyerek, bugünlere geldi. Ama şimdi ABD Başkanı bıraktık F-35’i, F-16 için bile ABD Kongresini işaret ediyor. Amerikan Başkanı, konuyu Kongreyle müzakere edeceğini söylüyor. Biz bunu hep söyledik. Tek kişiyi ikna etmek kolaydır. Ama bir Meclisi ikna etmek güçtür. Çünkü Meclis ortak akılla çalışır. Milli ve stratejik konularda Meclis ince eleyip, sık dokur.

1 Mart 2003 Tezkeresine kim karşı çıktı? Topraklarımıza, Başka ülkelerin asker postallarının basmasını kim engelledi? CHP öncülüğünde, Türkiye Büyük Millet Meclisi. O gün Erdoğan’da bugünkü yetkileri olsaydı, Irak’ın işgaline ortak olmuş bir ülke olmanın utancı, bizim de boynumuza asılırdı. İşte biz bunun için ülkemizi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle, yeniden ayağa kaldıracağız. İstişareyi devlet yönetiminde hâkim kılacağız. Milli meselelerin görüşülüp, tartışılacağı yegâne adres, Türkiye Büyük Millet Meclisi olacak.

 

“DOSTLARIMIZI ÇOĞALTACAĞIZ”

Dostlarımızı çoğaltıp, düşmanlarımızın sayısını azaltacağız. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatının kurulmasına öncülük edeceğiz. Tüm bölgemizde ekonomik ve ticari ilişkileri canlandıracağız.
Stratejik önceliğimiz, ülkemizi bölgenin üretim, finans ve ticaret merkezi yapmak olacak. Çokça kazanıp, hakça paylaşacağız. Milletimizin kaybettiklerini yerine koyacağız. Biz Türkiye’yi düze çıkarmak için hazırız.

Yeni Kurallarla, yeni Kurumlarla, yeni Kadrolarla ülkemizin ufkunu açmaya hazırız. Ülkemizde gerginliği bitirmeye, parti ayrımı gözetmeden, bu ülkeyi seven herkesle kucaklaşmaya hazırız. Biz milletimizin sadece oyuna değil, kalbine de talibiz. Biz insanlarımızı ötekileştirmeye değil, birleştirmeye geliyoruz. Biz bu ülkenin tertemiz insanlarıyla beraber, kimseyi dışlamadan,  yepyeni bir geleceği inşa etmek için geliyoruz.

Biz hazırız, artık vakit tamam. Seçim zamanıdır bu zaman. Milletten korkma, Sandıktan kaçma Erdoğan.