Eskiden yeni olmaz!

Yayın tarihi: 7 Ekim 2023 Cumartesi 5:24 pm - Güncelleme: 7 Ekim 2023 Cumartesi 5:24 pm

Ömer Ödemiş

Eskiden yeni olmaz. Olsa da eskisi kadar yeni olur.

Eski de başarılı olsa bu gün yeniye ihtiyaç duyulmazdı.

Eskimezdi…

Eski, eskide güzeldi. Öyle de kalmalı. Eski, yeni de, en iyi eskisi kadar, iyi olabilir. Eskiyi aşmadan yeniyi ikame edemeyiz. Eskiden yeni yaratamayız. Yeni ancak eskiden tamamen kurtulmakla mümkün olabilir. Yenide eskiyi yaşatma telaşı, yeniyi yeşertme kararlığından daha çok eskiye olan bağımlılığı ifade eder. En iyimser anlamla eskiye duygusal zafiyeti gösterir ki buda yeni adına bir kazanım değildir.

Siyasette de durum bundan farklı değil. Yaşamın tün alanlarını yeni belirlerken, değiştirme iddialarının verilerini eskiden almak, yaşamın dinamizminin uzağına düşmek demektir. Siyaseten savrulmak demektir. Yenide iddiasız olmak demektir. Yolun ilk adımında kaybetmek demektir. Solda ki durumun kısa özeti budur. Sol yeni de kendini, kendin de yeniyi var edemedi. Yeni ile eski arasında gidip geldi. Bu kararsızlığı da yeniye ilişkin umutları yıprattı. Solun eskileri yeni de eskiyi ikame etmeye, eskiyi yeni gibi sunmaya, eskiyi yeniden yaşamda var etmeye çalıştılar. Eski kaybederken yenidende beraberinde pek çok şey götürdü. Dinamizmi köreltip, umutları tüketti. Yeniyi, yeni olmadan yıpratıp, eskileştirmeye çalıştı. Sol yeni ile eski arasındaki cenderede sıkışıp, formunu kaybetti.

Sol yapısal olarak yeniden yanadır. Eski ile yenide sol olunamaz. Ancak sol adına bir süre ayak diretilir, o kadar. Her karşı koyuş yeninin yaşamda geriletilmesi, yeninin eski ile yıpratılması demektir ki, buda siyasal olarak yenide solu tüketmek demektir. Tükenen yenide, yeniden eskinin süreci belirleyeceğini düşünmek, en iyi niyetli yorumla safdilliktir.

Sorun solun kendini yenilemesi değil, yeninin kendi sol anlayışını oluşturmasıdır. İkisi farklı şeylerdir. Yeni sol anlayış, yaşamda gelişip güçlendikçe geçmişten gelen solda kendini yenilemek zorundadır. Ancak bu yenilenme, yenide var olmaya yetecek mi, bunu yenileşmede ki samimiyeti belirleyecektir.

Eskiyi, yeni diye yutturmaya çalışmak, eskiyi yeni ile süsleyip sunmak, eski mantığı yenide egemen kılmaya çalışmak, solun yeni süreçteki en belirgin hastalığıdır. Dünden beslenen, bu güne direnen bu hastalığın aşılması yaşamsal bir zorunluluktur.

Yeni yaşamda ki sol, hedeflemeleri, örgütlenme biçimi, yapısal özelliği, bilinç, algı ve yaşam kalitesi ile var olmak durumunda dır. Tüm hücrelerine kadar yeniye dönük olmalıdır. Yeni dünyanın, yeni algının, yeni gerekliliklerin solu olmalıdır. Sol toplumsal, sosyal bir olgudur. Yeni yaşamın öne çıkarttığı sorunların insan ekseninde çözümünü pratik perspektiflerini hareketinin odağına yerleştirmek zorundadır.

Yaşanılan kesitin sorunları dünden farklıdır, çözümleri de. Çözüm yöntemleri de. Yaşanılan kesitin insan profili de dünden farklıdır, yaşamdan beklentileri de. Algı ve bilinç düzeyi de. Sol tüm bu yeniye denk düşmek zorundadır. Dünün insan profili ile yenide sol, eskisi kadar sol olur. Eski öykünmesi gençlerin, yenileşme iddialarının göstergesi olarak sunulması ise başlı başına aldatıcıdır. Öncelikle eskinin kendisini aldatmasıdır.

Sol, sistemle halkın- halkların demokrasi mücadelesinde mevzilenme durumundadır. Mücadelenin temel karakteri devrimci değil demokratiktir. Sistemsel bir dönüşümü hedeflemelidir ve kesinlikle sistemle sorunlar yaşayan, sistemde kendini ifade edemeyen, özgünlükleriyle yaşamını sürdüremeyen tüm kesimlerden insanı, hareketinin merkezine oturtmalıdır. Diğer bir ifade ile sol, halkın- halkların demokrasi mücadelesinin örgütlenmesini hedeflemelidir. Bu niteliğiyle de devrimci değil, dönüştürücü olmalıdır.

Sol dinamiklerini yeniden almalıdır. Yeni yaşamın gerekliliklerine denk düşmeyen, zorlama dinamiklerle solda var olmaya çalışmak, sol siyasal alana bu zorlama dinamikleri sokmaya çalışmak başarısızlığı önsel olarak kabullenmektir. Sol dinamiklerini demokrasi mücadelesinin nesnel verilerinden almalıdır. Yaşamın içinden almalıdır. Ayrıştırıcı değil toparlayıcı olmalıdır. Zorlama dinamikler ayrıştırıcılık da var olmaya yönelmektir. Kapsayıcı, toparlayıcı ve sonuç alıcı değil, özgün ve dar alanlarda var olmayı diretmek demektir. Diğer bir ifadeyle bütünde var olamayanların, zorlama dinamiklerle kendilerine var olabileceği dar alanları açma telaşıdır.

Sol bu günde var olabilmek için dünden anlayış olarak kurtulmak durumundadır. Yeniyi tüm yönleriyle yaşamda etkin kılmak ve artık kazanmak için bu kaçınılmazlıktır. Sol kazanmaya kendini odaklamaktadır. Yıllarca yenilginin tüm biçimlerini yaşayan ve neredeyse yenilgi müptelasına dönen sol, başkalarının kazanımlarından mutluluk aramayı bir tarafa bırakıp, kazanmayı hedeflemelidir. Kazanmanın tek yolu yeniyi yakalamaktan geçer. Yeniyi yeni insanlarla, yeni bir formla ve yeni bir anlayışla kazanmaya dönük örgütlemeliyiz.

Sol kendini kazanmak zorundadır. Bunun içinde eskiden sıyrılıp, yeni de olmalıdır. Yeni değiştirici ve dönüştürücüdür. Yeni gelecektir. Geleceğimizi bu günden sahiplenmek için artık beklemek, düne takılıp kalmak anlamsızdır.

Artık sokağa, yaşama çıkma zamanıdır. Artık kazanma zamanıdır. Solda soluklanma zamanıdır…