Erdoğan: Basını daha özgür bir Türkiye arzuluyoruz

Yayın tarihi: 29 Ağustos 2019 Perşembe 11:17 pm - Güncelleme: 29 Ağustos 2019 Perşembe 11:27 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz basını daha özgür, daha çoğulcu bir Türkiye arzuluyoruz. Biz şiddete bulaşmadığı, hakarete varmadığı sürece ne kadar aykırı olursa olsun, tüm fikirlerin temsil edildiği bir basın arzu ediyoruz.” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD) 2018 Yılı Medya Oscarları ödül törenine katıldı.

Kayyum atamaları dünya basınınında! Erdoğan’ın sözlerini hatırlattılar…

‘İNTERNETİN KENDİSİ DEV BİR MALUMAT ÇÖPLÜĞÜ’

Yeni medya araçlarının, fırsatların yanında çok ciddi riskleri ve tehlikeleri de beraberinde getirdiğini söyleyen Erdoğan, “Bugün hiçbir denetimin, düzenlemenin olmadığı sosyal medyada, yalan ve provokatif haberlerin hakimiyeti, doğrulara göre kat be kat fazladır. İnternetin kendisi medyasıyla, sosyal ağlarıyla adeta dev bir malumat çöplüğü olmuştur. Delile dayanan doğru bilginin, haberin yerini giderek zanna, çarpıtma ve manipülasyona dayalı malumat alıyor. Bilgiye erişim kolaylaşırken, insanla hakikat arasındaki perde ne yazık ki kalınlaşıyor. Siber saldırılar, şirketlerden devlet kurumlarına, hatta seçimlere kadar, her şeyin güvenliğini tehdit eder hale geldi.” diye konuştu.

Erdoğan: Adalet Bakanıma da söyledim, benim gönlüm idamdan yana

”Linç kültürü ve itibar suikastı, sosyal medya ortamında çok büyük yaygınlık kazanıyor.” diyen Erdoğan, ” İşin vahim tarafı bu manipülasyonları kimlerin yaptığını bilemiyoruz. Provokatörler ve itibar suikastçıları internetin dehlizlerinde izlerini rahatça kaybettiriyor.” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN, YİNE MUHALEFETİ HEDEF GÖSTERDİ

Gezi Parkı direnişine değinen Erdoğan muhalefeti hedef göstererek şu ifadeleri kullandı, “Bilhassa sosyal medya gezi olaylarında bir provokasyon üssü olarak kullanıldı. Ülkemizle hiçbir alakası olmayan nice yalan haberlerle milletimiz, özellikle de gençlerimiz galeyana getirilmeye çalışıldı. Esnafımızın malı yağmalandı, belediye otobüsleri yakıldı, insanlarımız huzursuz edildi. Bundan başarı elde edemeyince 17-25 Aralık’ta bu sefer farklı bir yol denediler. Yargı ve emniyet içindeki FETÖ’cülar eliyle hükümete yönelik bir darbe teşebbüsünde bulundular. Bu süreçte FETÖ hem kontrolü altında tuttuğu basın yayın organlarından hem de sosyal medyadan demokrasimizi hedef alan yoğun bir iftira kampanyası yürüttü. Maalesef dönemin ana muhalefet partisi de FETÖ’nün bu yalan furyasına arka çıktı. Biz tüm gücümüzle milli iradeye sahip çıkarken, muhalefet grup toplantıları ve miting meydanlarını FETÖ’nun propaganda kürsüsüne çevirdi. Türk demokrasisinin en çetin mücadelelerinden birini de ana muhalefet, muhalefet demokrasiyi korumak, milli iradeyi savunmak yerine ne yazık ki, FETÖ’nun siyasi uzantısı gibi davranmayı tercih etti.”.

Erdoğan’dan yeni bir kayyum darbesi sinyali

‘KALBİMİZDEN NE GEÇİYORSA, DİLİMİZ ONU SÖYLÜYOR’

Doğru bilgiye ulaşmanın her insanın hakkı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Gazetecilik hakikati ortaya çıkarma mücadelesiyse, siyasetçinin görevi de gerçekleri söylemektir. Siz gazeteciler gibi siyasetçinin de en büyük sermayesi dürüstlüktür. İtibarını ve inandırıcılığını yitirmiş bir medyanın, ne topluma, ne takipçilerine, ne de insanlığa bir katkısı olabilir. Aynı şekilde milletiyle samimi bağ kuramayan bir siyasetçinin de millete de memlekete de hayrı dokunmaz. Radyo ve televizyon camiamızın mensuplarıyla 40 yıldır iç içeyiz. Belediye başkanlığımızdan başlayarak, Cumhurbaşkanlığıma kadar siyasi hayatımıza damga vuran olayların çoğunu beraber yaşadık. Vesayet girişimlerine, ekonomik sıkıntılara ve elbette 3 Kasım 2002’den başlayan büyük dönüşüme şahitlik ettik. 40 seneyi aşan siyasi hayatımız boyunca şartlar ne olursa olsun milletimize daima doğruları anlattık. ‘Dervişin fikri neyse, zikri de odur’ inancıyla, kalbimizde ne varsa zihnimizden ne geçiyorsa, dilimiz de onu söylüyor” dedi.

‘BİZ BASINI DAHA ÖZGÜR BİR TÜRKİYE ARZULUYORUZ’

Demokrasisi güçlü bir Türkiye istediklerini söyleyen Erdoğan şöyle konuştu:

“Biz basını daha özgür, daha çoğulcu bir Türkiye arzuluyoruz. Biz şiddete bulaşmadığı, hakarete varmadığı sürece ne kadar aykırı olursa olsun, tüm fikirlerin temsil edildiği bir basın arzu ediyoruz. Biz kedi halkına tepeden bakan değil, halk adına gözcülük yapan bir medya düzenini savunuyoruz. Şüphesiz, bunun yolu da medyanın demokrasilerdeki yolunun layıkıyla olmasından geçiyor. İnsanı, ahlakı, basın etik ilkelerini merkeze alan bir bakış açısıyla bu süreci yönetmek zorundayız. Türkiye ne basın hürriyetinden ne de mili güvenliğinden taviz verecektir. Bunun için özgürlük-güvenlik dengesini sağlamak suretiyle, yolumuza devam etmek zorundayız. Uzun yıllar medyamıza hakim olan vesayetçi tonun artık değişmesi gerekiyor. Türk medyasının milletiyle daha barışık düzlemi yakalaması önemlidir. İnşallah, kendi bakış açısını genişlettikçe, dilini düzelttikçe, seviyesini yükselttikçe toplumdaki itibarını da güçlendirecektir.”

Erdoğan’ı baş köşeye astılar, Atatürk’e yer bulamadılar!