Erdoğan 6 yaşındaki çocuk skandalında CHP’yi hedef aldı!

Yayın tarihi: 15 Aralık 2022 Perşembe 1:29 pm - Güncelleme: 15 Aralık 2022 Perşembe 4:04 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan dönüşünde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 6 yaşındaki çocuğun dini nikah kisvesi altında tecavüze maruz bırakılması hakkında CHP‘den yükselen tepkiler hakkında, “CHP’nin bu noktada herhangi bir samimiyeti yoktur” ifadelerini kullandı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Erdoğan, siyaseti bırakıp bırakmama sorusuna,  ”Bir sonraki dönem için Cumhurbaşkanı adayı olamam ama bu siyaseti bırakacağım anlamına gelmez” diye yanıt verdi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce sert sözlerle eleştirdiği ülke liderleriyle tekrar yan yana gelmesi hakkında da, “Ben kiminle, ne zaman, nasıl görüşeceğimi birilerinden izin alarak yapmam” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, türbana yasal güvence tartışmalarıyla başlayan anayasa değişikliği ile ilgili de, “Kutsalımız olan aileyi dışlayacak bir parti göremiyorum” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

“KİMSEYLE GÖRÜŞMEK İÇİN İZİN ALMAM”

“Ben kiminle, ne zaman, nasıl görüşeceğimi birilerinden izin alarak yapmam. Ben Mısır Cumhurbaşkanıyla Katar’da bir görüşme yaptım. Kimseden izin almadım. Suriye konusunda atacağımız adımlarda belirleyici husus da ulusal çıkarlarımız olacaktır. Suriye’de güvenli bölgeden tutun, terör örgütüne karşı alacağımız tedbirler içerisinde bu da bizim atacağımız adımlardan bir tanesidir.”

“BORELL’İN OYUNU BOZULDU”

“Borrell’i muhatap olarak almıyorum. O, olsa olsa Mevlüt Bey’in muhatabı olabilir. Yaptığı açıklama hiç şık değil. Yani bir defa bizim Rusya’yla ilişkilerimizi Borrell tayin, tanzim edemez. O bu konularda böyle bir karar verecek ne kalitededir ne kapasitededir. Çok çirkin bir açıklama. Sen nasıl olur da kalkarsın bizim Rusya’yla ilişkilerimizi yaptırımlar içerisinde değerlendirirsin. Yani Avrupa’nın şu anda çektiği tahılın yüzde 44’ü nereden geliyor? Karadeniz’den geliyor. Bunun aracısı kim? Türkiye. Bunun için bir teşekkür etti mi? Yok. Bütün Avrupa liderleri teşekkür ediyor, sen kalkıp böyle bir açıklamayı yapıyorsun. Kaldı ki şimdi Rusya’yla ilgili de aynı zamanda gübre konusu, amonyak konusu gündeme gelecek. Bir de Sayın Putin’in çok ilginç bir jesti var. O da nedir? “Ben göndereceğim tahılı bilabedel göndereceğim” diyor. “Biz de bunu sizden aldıktan sonra bilabedel değirmenlerimizde öğütüp ondan sonra az gelişmiş ülkelere gönderelim.” dedik. Tabii Sayın Putin’e bizim verdiğimiz bu cevap da onu çok mutlu etti. Çünkü yüzde 44-46 Avrupa, yüzde 14 Afrika’ya gidiyor. Biz bu teklifle beraber çıkınca demek ki herhalde Borrell’in burada oyunu, planı bozuldu. O da böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldı.”

Kılıçdaroğlu istismarın ardından vekillerle Adalet Bakanlığı’na yürüdü

“ALMANYA’NIN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR”

“Alman makamlarının e hazırlığındaki kişilere karşı aldıkları önlemleri doğru buluyoruz. Sürecin hukuk devleti ilkeleri ışığında tüm boyutlarıyla aydınlatılması önemlidir. Darbe planlarına karşı Almanya’da oluşan hissiyatı en iyi anlayacak olan benim halkım, benim ülkemdir. Ancak maalesef, dostumuz ve müttefikimiz Almanya’dan aynı duygudaşlığı ve anlayışı gördüğümüzü söylemem mümkün değildir. Biz on yıllardır Almanya’nın Türkiye’yle empati yapması gerektiğini hep savunduk. Ama son dönemlerde nedense gariplikler olmaya başladı. Şu anda terör örgütünün Avrupa’daki en önemli sığınak yeri Almanya’dır. Şu anda PKK/YPG/PYD bunlar nerede? Orada. FETÖ nerede? Orada. Bunları istiyoruz, bunları vermek gibi bir dertleri de yok. Şimdi tabii geldi terör bunların da kapısını çaldı. Yani biz bir Solingen faciasını unutamayız. Bir de o malum NSU cinayetini unutamayız. Biz Merkel’le kaç kere konuşmuşuzdur. “Yaptık yapıyoruz, çözdük çözüyoruz” dedi. Bu hala devam edip gidiyor. Bir de tabii özellikle oradaki bizim vatandaşlarımız ne eğitimde ne öğretimde maalesef o beklenen hak ve özgürlükler noktasında olmadığı gibi, bizim oradaki sivil toplum kuruluşlarına da çok ciddi cezalar yağdırıyorlar. Bunları da hep söyledik kendilerine. Dediler ki “Endişe etmeyin çözeceğiz, merak etmeyin” Ama hiçbir şeyin çözüldüğü filan yok. Şu anda Almanya’da bizim etraflıca ele aldığımız zaman çifte vatandaş, tek vatandaş olmak üzere 3 milyonun üzerinde vatandaşımız var. Bu insanlar 1960’lı yıllarda oraya gittiler, orada çok ciddi mücadeleler verdiler. Sıkıntılarla başlayan bir süreçten sonra orada artık üçüncü kuşak meydana geldi. Bu üçüncü kuşak orada artık yer yurt sahibi olduğu gibi, esnafa bakıyorsunuz çok ciddi manada iş sahibi olan ve toplamda 100 binlerce Alman’ı kendi iş yerlerinde çalıştıran Türkler var. Bütün bunlar ortadayken, biz Almanya’yla çok daha güzel günleri hazırlayalım derken maalesef bunu başaramadılar. Şu anda Sayın Scholz’la da bunları hep görüştük, görüşüyoruz. Tabii ikili görüşmelerimizde Scholz’dan ben doğrusu memnunum. Yani anlaşılmayacak bir insan değil. Bu konuda da münasebetlerimiz gayet iyi. Fakat daha kararlı bir çıkış ve kararlı adımlar bekliyoruz ki Türkiye’nin Almanya’ya, Almanya’nın Türkiye’ye ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Hele hele savunma sanayiinde bizim Almanya’yla attığımız ve atacağımız birçok adım var. Ama bu adımlarda maalesef ön kesenler var. Bu ön kesme noktasında bu işin önü maalesef açılmıyor. Eğer bunlar açılsa Türkiye-Almanya arasındaki ticaret hacmi inanıyorum ki şu andaki rakamın çok çok fevkinde olacaktır.”

“CHP’NİN BU NOKTADA HERHANGİ BİR SAMİMİYETİ YOKTUR”

“Her şeyden önce bir yavrumuzun 6 yaşındayken yaşadığı iddia edilen olayda bu yavruyu korumak veya bu yavrunun hukukunu savunmak anlamında CHP’nin ciddi manada bir adım attığını mı düşünüyorsunuz? Bu CHP’ye şunu söylemek lazım; sen 10, 11, 12, 13, 14 yaşında kızları dağa kaçırılan Diyarbakır Annelerini bugüne kadar hiç savundun mu? O gözü yaşlı anneleri bugüne kadar hiç gidip ziyaret ettin mi? Bu dağdaki, bu Kandil’deki teröristlerin, bu yavruları silahlandırdığını, onlara taciz tecavüz ettiklerini bildiğin halde, bu yönde attığın bir adım var mı? Şu anda onların arkasında olan, onlarla beraber olan PKK’nın parlamentodaki uzantılarıyla sen şu anda seçim hazırlığı yapıyorsun. Onlar 6’lı masada değil ama 6’lı masanın dışından sana zaten şu anda yön veriyorlar. Sen de onlarla beraber dirsek teması içerisindesin, zihinsel temas içerisindesin. Ve seçime de onlarla beraber hazırlanıyorsun. Onun bir defa bu şekil bir sabiyi savunma noktasındaki olayı istismardan başka bir şey değildir. Bu konuda samimi değildir, bu konuda dürüst değildir. Bunun Adalet Bakanlığının kapısına giderek yaptığı tamamen şovdur. Hayatı şov. Önce sen şu dağa kaçırılmış yüzlerce kızın hesabını ver. Onların arkasında duranlarla beraber dirsek temasında olma, zihinsel temasta olma. Önce bunu çöz, bunu hallet. Onun için CHP’nin bu noktada herhangi bir samimiyeti yoktur. 6’lı masada bu gördüğünüz kişilerin de maalesef ondan farkı yoktur.”

“TACİZ TECAVÜZ CHP’DE VAR”

“Tabii bu planların, atılacak adımların hiçbir zaman sınırı yoktur. Bu konuda alınacak tedbirlerle ilgili geldiğimizden bu yana kararlılığımızı hep sürdürürdük, sürdürüyoruz. Hiçbir zaman “Bizden önce bazı müeyyideler konmuş, şu anda biz ne yapıyoruz” demedik. Tam aksine, bu cezaların daha da artırılması gerekiyorsa, çekinmeden artırdık ve üzerine üzerine gittik. Bu konuda sığınma evlerine varıncaya kadar, bütün bunların hepsi bizle başladı ve bunları çok daha geliştirmek suretiyle adımlar attık. Sadece devlete değil, aynı zamanda yerel yönetimlerde de bu tür adımların atılması kararlarını, yasal düzenlemelerini getirdik. Aldığımız çok ciddi tedbirler var. Yeni yasal düzenlemelerle getirdiğimiz cezai müeyyideler var. Şimdi bu konuyla ilgili bile Sayın Kılıçdaroğlu bir şeyler söylüyor. İnanın bilmiyor. Adalet Bakanım açıklama yaptı, Aile Bakanım konuyla ilgili açıklamalarını yaptı, İçişleri Bakanım aynı şekilde birçok açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu’nun bu konularda biraz insafı olsa, önce kendi partisinin içerisindeki tacizlere, tecavüzlere yolsuzluklara bir bakmasında fayda var. Şu anda kendi partisi kaynıyor, tacizlerle kaynıyor. Yani neredeyse Türkiye’de hiçbir il yok ki oradaki teşkilatında bu tür taciz, tecavüz olmasın. Ama bakıyorsun bazıları şov yapıyorlar. Hatta kalkıyor belediye başkanı, işte bu vakfın uzantısı vakfa giderek, o vakfın kapatılması gibi şeylerle şov yapıyor. Öncelikle bir defa sen kendin ne yaptığının farkında mısın? Buna bir bak. Mesela farklı bir konu ama Beşiktaş Belediyesi’nde şu andaki tutuklama veya gözaltına alma sebepleri çok çok berbat. Yine yolsuzluk, yine bu tür sıkıntılar. Ama diğer tarafta taciz, tecavüz her şey de CHP’de var, HDP’de var. Bundan kaçmaları mümkün değil. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve artık bu mızrak çuvala sığmıyor.”

“AİLEYİ DIŞLAYACAK PARTİ YOK”

Doğrusu ben olumlu gelişmeler bekliyorum. Yani olay 336 imzayla gitti ama Mecliste başta İYİ Parti olmak üzere buraya destekler gelecek diye düşünüyorum. Buna eğer HDP’den destek gelirse, buna da şaşmayın. Oradan da yeşil ışıklar yanıyor. Dolayısıyla CHP’den de gelecektir. Kaldı ki bu Anayasa değişikliğinde sadece başörtüsü olayı yok. Aile olayı var. Aile olayı parlamentodaki bütün siyasi partileri ciddi manada ilgilendiriyor. Çünkü bizim için aile kutsalımızdır. Doğrusu ben parlamentoda, kutsalımız olan aileyi dışlayacak bir parti göremiyorum. Şu ana kadar arkadaşlarımızın yaptıkları görüşmelerde de olumlu istikamette beyanlar var. Temennim odur ki Mecliste bu iş görüşme safhasına geldiğinde inşallah yanılmayız. Ve buradan olumlu neticeyi de alırız.

“CUMHUR İTTİFAKI OLARAK ADAYIZ”

“Bu soruya iki cevap verilir. Bir; şu anda cumhurbaşkanı adayı olarak iki kez seçime girme, aday olma şansınız var. Üçüncü kez böyle bir şans yok. Dolayısıyla tabii AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık işin içinden çekilmesi anlamına gelmez ve Tayyip Erdoğan’ın da siyasetten çekilmesi anlamına gelmez. Öncelikle biz bu seçimde Cumhur İttifakı olarak adayız, şu anda çalışıyoruz. Milletimizin teveccühünün olması halinde Cumhurbaşkanı olarak görevimize inşallah devam edeceğiz. Parlamentoda da ciddi bir desteği milletimizden almamız halinde parlamentoda da güçlü bir görüntüyle inşallah bundan sonraki 5 seneyi de başarılı bir şekilde sürdüreceğiz. Gerek altyapı gerek üst yapıda bugüne kadar 20 yılda ne gibi başarılar ortaya koyduysak, bundan sonra da aynı başarıları inşallah devam ettireceğiz.”

“ARKADAŞLARIMI YALNIZ BIRAKMAM”

“AK Partiliyim. Ben bu partimden ayrılır mıyım? Ben kurmuşum bu partiyi. Bu arkadaşlarımı yalnız bırakmam mümkün mü? Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey AK Parti’yi söylüyor”

“AMACIMIZ EYT’Yİ ÇÖZMEK”

“Tabii bizim hedefimiz, arkadaşlarımızla da yaptığımız görüşmelerde, bu yıl sonuna kadar emeklilikte yaşa takılanlar olayını çözmek. Asgari ücret meselesiyle ilgili çalışmalar da aynı şekilde zaten yoğun bir şekilde devam ediyor. 2023’e bu iki önemli konuyu masamızın üzerinden kaldırarak girelim diyoruz. Çalışma bu istikamette devam ediyor. İnşallah güzel bir neticeye varır ve böylece de adımı atarız.”

“SİYASETİN ER MEYDANI SOSYAL MEDYA DEĞİLDİR”

“Elon Musk’la oturur konuşuruz. En azından bir telefon görüşmesi yaparız. Uzayı konuştuğumuz gibi Twitter’ı da konuşuruz. Daha önceki Twitter yönetiminin siyasal alana yönelik müdahalelerine ilişkin gündeme gelen hususları yakından takip ediyoruz. Ama ben zaten sosyal medyaya pek olumlu bakmadığımı daha önce de ifade etmiştim. Biz siyasetteki ya da diplomasideki başarılarımızı sosyal medya sayesinde elde etmedik. Siyasetin er meydanı sosyal medya değildir. Siyaset doğrudan milletle, millet için yapılır. Milletinizle hasbi bir gönül bağınız varsa sizi ne Twitter ne başka bir güç engelleyebilir.”