Muhterem okurlar, bu hafta, ilim-irfan sahibi Rütnettin Yolyapar’la Türkiye’de son vaziyet ve çökme mes’elesi üstüne söyleşeceğiz. - Efendim, ülkemizde vaziyet nasıl. Yolyapar – ülkemizde vaziyet çok parlak ve çok canlı. Tarihimizin hiçbir döneminde bu kadar canlı olmamıştır. - Efendim, özür dilerim Türkiye’yi sormuştum size. Yolyapar – Biliyorum, ben de Türkiye’yi anlatıyorum. - Peki, çökme hadisesine ne diyorsunuz? Yolyapar – Hangi çökmelerden bahsediyorsunuz? - Tankla otele çöken var... Banka hadisesine çöken var, çanta çanta milyon dolarlarla çöken var. Marinaya çöken var. Yolyapar – Tamam, anladım, peki çökme nedir sizce? - Haksız yere bir mala veya paraya el koyma... Yolyapar – Siz, tarih ilminden yoksun kalmışsınız ve cahil kalmışsınız. - Ama efendim. Yolyapar – Durun ilmi hakikatleri öğrenin. Büyük üstadımız Jan Jak Russo anlatır ki bir zamanlar toprakların sahibi yoktu. İnsanlar tembel tembel yaşar, medeniyetsiz topraklarda eşinirlerdi. İşte bu vaziyette ortaya çıkan bir dahi, bütün insanların malı olan bir toprak parçasını çitle çevirip “Burası benimdir” demesiyle tarih ve medeniyet başlamış oldu. - İnsanlar buna karşı çıkmadılar mı? Yolyapar – İnsanlar karşı çıkmadı. Tam tersi Çökme başladı. Önüne gelen her bir yere çökmeye başladı. Çökme bitti sanılırken çökenler çökenlere çöktü. - O zaman tarih çökmenin tarihi oluyor. Yolyapar – Tarih, çökme mücadelesidir. Halk bunu bilmediği için çökmeye kötü gözle bakıyor. - Nasıl bakmalıyız. Yolyapar – Temsil. Bir adam bir araziye çöktü diyelim. Çökülen arazinin sahibi de daha önce o araziye çökmüştü. Şimdi de bir başkası da tabancayla çöktü. Yarın bir başkası bu araziye tankla çökecek. Öbür gün bir başkası üç tankla çökecek bu araziye. - Çökme kötü değil ve bitmez diyorsunuz. Yolyapar – Çökme iktisadi bir olgudur. Ayrıca cemiyetleri bir adım ileri götüren ileri bir vitestir. - O zaman çökenlere karşı hukuk işletilmemelidir. Yolyapar – Elbette. Burda hukuk gericilerin silahıdır. Düşmanla işbirliği yapıp çökmeyi durdurmak ve dolayısıyla kalkınmamızı ve alış verişi ve ticareti önlemek istiyorlar. Bunlar medeniyet ve insanlık düşmanlarıdır. Çökmeyi önlersen karaborsa başlar, hırsızlık başlar. - O zaman çökme teşvik edilmeli. Yolyapar – Bittabi... Adam aynı zamanda hem otele, hem marinaya, hem ormanlara çökmüşse bu adama madalya verilmeli. Bunun yanında büyük ve güçlü çökmeler vardır. Mesela bir petrol yatağına çöken, bir ülkeye çökebilir. Aslında bizim ülkemize çökeceklerdi. Filipin gibi yapacaklardı. Ama engellendi. Bu neyin kurtuluşu ise, kurtuluş savaşı dendi... - Çökme çok önemliymiş. Yolyapar – Önemli... Bakın mesela döviz neden yükseliyor. Dövize çökenler yükseltiyor. Çöktü mü tamam o zaman biz ne yapmalıyız, biz çökmeliyiz dövize. - Bu çökme korkulacak bir şey değil. Yolyapar – Önünde sonunda bu çökme kendi aramızda. Ben sana çöküyorum, sen bana çöküyorsun. - Başka çökmeler de mi var. Yolyapar – Onlar çökmek isterse kanlı oluyor. - Onlar kim? Yolyapar – 1871’de Fransa’da biz çökmüştük. Onlar sosyalistler devlete biz çökeceğiz deyince kan aktı. 1917’de Rusya’da. Çökme kavgası dört yıl sürdü. Lenin devleti kaldıracağım dedi, bu çok tehlikeliydi. Sonunda yetmiş yıl sonra biz kazandık. Lenin devleti kaldıramadı. - Çok mu kötü devleti kaldırmak. Yolyapar – Çok kötü tabii. Devleti kaldırmak çökmenin merkezini kaldırmak demektir. - Biz de böyle bir tehlike yok. Yolyapar – Yok ama belli olmaz, onlar bir çökerse... Neyse uzatmayalım. - Teşekkür ederiz.