CHP seçmeni, 14- 28 Mayıs 2023 seçimlerindeki yenilgiden dolayı, partisine kırgındı.
Bu kırgınlık, parti yönetiminin doğru düzgün bir özeleştiri yapmamasından (belki de yapamamasından) dolayı zamanla kızgınlığa dönüştü.
Bu duygular o denli güçlendi ve iktidar trolleri ile iktidar medyası tarafından da o denli desteklenerek yaygınlaştırıldı ki…
CHP’li seçmen, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, özellikle de İstanbul’da, “Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP”ye oy vermeyeceğini ilan etti.
Tam bu noktada, Kurultay’da önemli bir gerilim ortaya çıktı:
Lider, kendisini seçen delegeleri zaman içinde kendisi belirlediği için, kendisinin belirlediği bu delegelerin mevcut lideri değiştirmesi zordu.
Oysa CHP’li seçmen lidere küskün ve kızgındı.
Öyle anlaşılıyor ki delegeler, CHP’li seçmenin olumsuz duygularından etkilendi ve bu duygulara uygun bir davranışla Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı oy kullandı.
Kılıçdaroğlu, terbiyesi, nezaketi, eğitimi, bilgisi, devlet görevleri, birikimi ile çok değerli ve saygın bir kişiliğe sahiptir, benim de dostumdur.
Özellikle seçim öncesindeki birkaç ay boyunca gösterdiği liderlik performansı da çok başarılıydı.
Ama sağ ile ittifak etmesine ve partiyi sağa kaydırmasına rağmen (veya onlardan dolayı) seçimi kaybetti.
Kılıçdaroğlu, hem sağla ittifak ederken… (ki bu kabul edilebilir bir stratejidir)
Partiyi sağa kaydırırken… (ki bu kabul edilebilir bir strateji değildir ve CHP seçmeninin kırgınlığı ve kızgınlığı buradan kaynaklanmaktadır)
Birçok önemli hata yaptı.
Ve bu hatalara rağmen, ben de dahil CHP’ye güvenen seçmen, (bu iktidara karşı başka görünür bir seçenek de olmadığından) Demokratik bir başarı sağlayabileceği ihtimalini düşünerek, ona destek verdi.
Ama hem seçimi kaybetti hem de yaptığı hatalardan dolayı “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devletini” tehlikeye attı.
Seçimi kazansaydı, yaptığı hatalara rağmen, “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devletini” koruma şansı olabilirdi.
CHP’li seçmenin kendisine olan ve kızgınlığa dönüşen kırgınlığı, bu ihtimali gerçekleştirememiş olmasından ve üstelik de yaptığı hatalarla Meclis yapısını da rejimi tehlikeye atabilecek bir biçimde olumsuz etkilemiş olmasından kaynaklanıyor.
Kılıçdaroğlu’nun yaptığı büyük hataları, hem bu hataları yaptığı sırada hem de sonradan, bu sütunda defalarca yazdım ve onlara rağmen, (başka seçenek olmadığı için) seçimlerde kendisine destek verdim.
Bundan sonraki yazılarımda CHP’li seçmenin, Özgür Özel’den neler beklediğini belirtmeye çalışacağım.
Dilerim, bu seçimi nasıl ve neden kazandığını unutmaz ve devraldığı eski yapının etkisinde kalarak yapılan önemli stratejik hatalarda ısrar etmez!