Sonunda adam tam bunadı ve akıllıca bir karar alarak adaylıktan çekildi ve ‘benim yerime yardımcım Kamala Haris’i seçin’ dedi.
Cumhuriyetçilerin Başkan adayı Trump bir kadınla yarışacağı için buna çok sevindi.
Peki şimdi ne olacak?
5 Kasım’da yapılması beklenen seçimlere çok az bir süre kaldığı için Demokratların yeni bir aday belirlemesi pek kolay olmayabilir çünkü hangi adayın nasıl belirleneceği
net değil.
Başkan Joe Biden, ön seçimde 3.896 Demokrat Partili eyalet delegesinin desteğini almıştı ama Harris'i en muhtemel aday olması durumunda aynı delegelerin ona destek vermeyebileceği konuşuluyor. 19 Ağustos’da toplanması gereken Demokrat Parti Kongresi’nde başkan aday adaylarının oy pusulasında yer alabilmeleri için en az 300 delegenin desteğine ihtiyaçları olacak. Toplam 3900 delegenin oy kullanacağı ilk tur oylamada herhangi bir aday çoğunluğu sağlayamazsa, ek oylama turlarına gidilecek. Bu oylamalara süper delegeler, parti liderleri ve seçilmiş yetkililer katılacak ve bir aday belirlenene dek oylama turları sürecek. Partinin başkan adayı olabilmek için herhangi bir adayın 1976 delegenin oyunu alması gerekiyor.
Bu durumda şimdilik en güçlü aday Haris görünüyor.
Çünkü Harris şu anda Başkan Yardımcısı ve anayasaya göre Biden’a bir şey olursa Kamala Harris zaten başkan olacaktı. Ancak buna rağmen anketler Harris’e olan kamuoyu desteğinin şimdilik en az Biden kadar düşük olduğunu ve Trump ile başa baş eşleşmede de durumu Trump - Biden eşleşmesinden pek farklı olmayacağını gösteriyor çünkü dört yıllık başkan yardımcılığı döneminde çok silik bir kişilik ve kötü bir performans sergilemiş ve başkan yardımcılığı koltuğunda sarsıntılı günler geçirmişti.
Durum böyle olunca Demokrat Partililer ve Amerikan kamuoyu başka adayları konuşur oldu. Bunlar arasında en şanslı olanlar; California Valisi Gavin Newsom,
Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, Pennsylvania Valisi Josh Shapiro, iki dönemdir Michigan Valisi olan Gretchen Whitmer (kadın), Illinois Vallisi JB Pritzker ve en sürpriz olan eski Başkan Obama’nın eşi Michelle Obama.
Harris’in adaylığına karşı olduğu söylenen eski Başkan Barack Obaman’ın bu konuda Harris’e destek veren Başkan Bill Clinton ve eşi Hillary ile karşı karşıya kalmasından yararlanabilecek tek kişi Trump olacaktır.
Özetle ABD’nin işi zor.
2020’de Trump kaybedince Kongre’yi basarak işgal eden Amerikalılar bu seçimlerde Trump’ın kazanamaması durumunda çok daha çılgın hatta tehlikeli işlere kalkışacağı kesin. Durum böyle olunca iç savaş senaryolarının sıkça konuşulduğu ABD’de egemen güçler toplumum dikkatini dış tehlikelere yönlendirmenin çaresini arıyorlar.
Bunun için İsrail Başbakanı Netanyahu bugün ABD’ye giderek Kongre’de konuşacak. Her iki partinin İsrail’i destekleme konusunda kendi aralarında yarıştığı bir ortamda Netanyahu Gazze savaşı ve son Yemen saldırısı ile yetinmeyerek Lübnan, Suriye ve İran’a saldırmak için Washington’nun desteğini almaya çalışacak. Ukrayna’da her an Rusya ile büyük savaşa hazırlanan ABD’nin egemen güçleri çılgın planlar yapıyorlardır.
Seçim kimin umurunda.
Türkiye’ye gelince…
Trump 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yolladığı mektupta ona ‘aptal olma’ diyerek hakaret etmişti.
Biden ise Erdoğan için ‘diktatör’ diyerek ‘seçimlerde muhalefete destek vererek ondan’ kurtulmaktan’ söz etmişti.
Her ikisi PYD/YPG’ye destek vermiş ve her ikisi F-16 ve F-35’leri vermemiş ve Rusya politikalarından dolayı Erdoğan ve dolaysıyla Türkiye’yi sıkıştırıp durdular.
Değişecek olan ne ?
Olumlu ya da olumsuz Erdoğan ve dış politikası değişmedikçe, çelişkilerden kurtulmadıkça ve ‘Yurtta Sulh Cihan’da Sulh’ çizgisine dönmedikçe ABD’de kim başkan olursa olsun Washington’ın Ankara politikası değişmez.
Amerikan zırhlısın Missouri’nin Nisan 1946’da İstanbul ziyaretinden bu yana hikaye hep aynı.