Cumhurbaşkanı Erdoğan
‘Benim milletim Kandil’den aldığı destekle cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez” demişti. Bakanlar, AKP yöneticileri ve yandaş medya benzer söylemlerle toplumun moralini bozmak, umutsuzluğa sürüklemek ve sandığa gitmesini engellemek istiyorlar.
Oy kullanma oranı yükseldikçe Kemal Kılıçdaroğlu’nun birinci turda açık farkla kazanma olasılığı artar.
Kalan son dört günde olağanüstü bir gelişme yaşanmaz ve iktidar bir çılgınlığa kalkışmazsa Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı ve Millet İttifakı’nın da TBMM’deki çoğunluğu kazanacağı kesin gibi görünüyor. Göründüğü için de İktidar tükenmişlik sendromu yaşıyor, akılalmaz yalanlara başvuruyor ve karanlık tezgahlardan medet umuyor.
Siz siz olun oyuna gelmeyin, hiç bir fabrikasyon yalana inanmayın, tehditleri ciddiye almayın ve hiç kimseden korkmadan oyunuzu kullanarak bu işi birinci turda bitirin.
Dönelim şu ‘koltuğu teslim etmez’ konusuna ve bununla ilgili olarak bazı karanlık güçlerin yaymaya çalıştığı senaryolara.
Brezilya örneğine bakalım…
30 Ekim 2022’de yapılan seçimlerde solcu aday ve eski Cumhurbaşkanı Lula da Silva %50.90 oy oranı ile rakibi Cumhurbaşkanı ve ABD, emperyalist ülkeler, İsrail ve işbirlikçi sermaye tarafından desteklenen Bolsonaro’yu yenerek yeniden cumhurbaşkanı seçildi.
Yukarda belirttiğim güçler tarafından desteklenerek cumhurbaşkanı seçilen Bolsonaro ülkeyi yönettiği dört yıl içinde her türlü rezilliğe imza attı.
Bağnaz dinci, kadın düşmanı, Amazon ormanları dahil ülkenin tüm varlıklarını yabancı şirketlere peşkeş çeken Bolsonaro toplumu perişan ederek baskıcı yöntemlerle muhaliflerini susturmaya çalıştı ve Lula dahil bir çok kişiyi hapislere attırdı. Bununla da yetinmeyen Bolsonaro seçim öncesinde gidici olduğunu anlayınca
‘benim için üç seçenek var: Hapse atılmak, ölmek ya da seçimleri kazanmak. Yeryüzünde beni korkutacak hiç kimse yok ve olamaz’ dedi. Dedi ama işe yaramadı. İşe yaramayınca da
‘seçimlerde herhangi bir sahtekarlık olursa koltuğu bırakmam’ tehdidinde bulundu ama sonuçlar kesinleşince uçağa atlayıp ABD’ye kaçtı. O kaçtı ama yandaşları Lula’nın göreve başlamasından bir hafta sonra Başkanlık Sarayı, Kongre ve Yüksek Mahkeme binalarını işgal etti ama bu da işe yaramadı çünkü halk Lula’ya sahip çıktı.
Lula şimdi Latin Amerika’nın en önemli ülkesi Brezilya’da iç ve dış politikada halkından yana çok önemli işlere imza atıyor. Görevde olduğu 2002-2017 döneminde olduğu gibi. Öyle yaptığı için de halk onu yeniden seçti.
Ama Amerikan halkı Trump’ı ikinci dönem için seçmedi.
Çünkü adam tam bir deliydi ve yandaşları ondan daha da deli. Öyle olmazsaydı bu yandaşlar ‘Biden seçimi hile ile kazandı’ diyerek Ocak 2021’de Kongre binasını basıp işgal etmezdi.
Gerçi bunak Biden’la deli Trump arasında çok fazla bir fark yok ama sonuç itibarıyla her ikisinin Bolsonaro’dan farkı yok. Üçünün de yandaşları birbirine benzer.
Son söylemlerine bakılırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan ise üç başkana özeniyor ve kendisine oy verenleri Bolsonaro ve Trump yandaşlarına benzetmeye uğraşıyor.
Brezilya ve ABD’de işe yaramadı Türkiye’de ise hiç yaramaz.
İktidar ne yaparsa yapsın işe yaramayacaktır.
Yurtsever vatandaşlar buna izin vermeyecektir.
Tek silahla :
Oy ile.
Sandığa gidin, %90 katılımı sağlayın, Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı adaylarının dışında olanlara bir tek oy vermeyin ve bu işi birinci turda bitirin.
İktidarın karanlık tezgahlarıyla olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa bu iş bitecek.
Özgürlüğe, barışa, sevgiye, dostluğa, sevince, umuda ve mutlu bir Türkiye’ye susamış gençlerin, kadınların ve yurtsever tüm vatandaşların özgür iradesiyle.
“Söz konusu vatansa gerisi teferruat”.
Böyle düşünen ve bu düşüncenin gereğini yaparak çok ağır bedeller ödeyen Suriye halkı 12 yıl süren saldırı sonrasında emperyalist-gerici ittifakını yenerek Siyasal İslam projesini çökertmiştir. AKP yönetiminde Türkiye ile birlikte Suriye üzerine çullanan işbirlikçi Arap iktidarları sonunda yenilgiyi kabullenerek Esad’ı 19 Mayıs’ta Suudi Arabistan’da toplanacak olan Arap Birliği liderler zirvesine davet ettiler. Benzer bir yenilgiyi AKP yönetimi de kabullenmiş oldu. 12 yıl süreyle Esad’ı yıkmaya çalışan Erdoğan sonunda Putin’e giderek ‘Beni Esad’la buluştur’ dedi. Dün ise Bakan Çavuşoğlu ‘Katil Esad rejimi’nin Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile Moskova’da bir araya gelerek yan yana poz verdi.
Benzer pozu Savunma Bakanı Hulusi Akar şimdiye kadar iki kez verdi.
Esad kabul etmiş olsaydı benzer pozu Erdoğan da verecekti ama olmadı çünkü Esad seçimin sonucunu bekliyor.
Zor durumda olan Erdoğan da bekliyordur.
Öyle olmasaydı söylemediğini bırakmadığı BAE, Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail yönetimleriyle barışmak için istenilen tüm tavizleri verdi veriyor.
Dışarda verdiği tavizlerin yüzde birini ülke içi muhalefete ve Türkiye halkına verseydi belki seçimleri kazanabilirdi ama vermedi çünkü kaybedeceğini biliyor.
Halk atı almış Üsküdar’ı geçmek üzere.