İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle Meclis’te gazetecilerle bir araya geldi. Dervişoğlu, gazetecilerin gündeme dair sorularını da yanıtladı.
Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın kendisine yönelik tehdit ve hakaret içerikli paylaşımı sorulan Dervişoğlu, “Karşılıklı konuşmalarda mütekabiliyet esası vardır. İki genel başkan birbirlerine bir şeyler söylediyse ona bir genel başkan yardımcısı, siyasetle ilgisi olmayan bir kurum cevap veremez. Ne olursa olsun saygının olması, kurallara uyulması lazım” dedi.
İYİ PARTİ DEM PARTİ'YE NEDEN RANDEVU VERMEDİ?
İmralı heyetinin temaslar ve bu temaslar sırasında Meclis’te bir komisyon kurulmasının önerildiği hatırlatılan Dervişoğlu, “Bizden DEM Parti randevu talep etmedi. Bahçeli’nin yol göstermesi ve Erdoğan’ın da müsaadesiyle İmralı Adası’na giden Öcalan’la Meclis ve hükümet arasında köprü olmaya çalışan 3 kişi ziyaret etmek istediler. Kendilerinin herhangi bir siyasi sorumluluğu olmaması münasebetiyle randevu verilmesi uygun görülmedi. Ayrıca ’terörist’ diye görevden alınmış birinin aktör haline dönüşmesini de yerinde bulmuyorum. DEM’den bir talep gelseydi kurullarımızla karar verilirdi” ifadelerini kullandı.
'MEŞRU BİR KOMİSYON KURULURSA DEĞERLENDİRİRİZ'
Komisyon kurulması önerisine ilişkin de Dervişoğlu, “Bir komisyon oluşturulması konusunda kararı kim verecek bilmiyoruz. Henüz konuşuluyor. Meşru bir komisyon teşekkül ederse bunu değerlendiririz. Ama TBMM’de bulunan siyasi şahsiyetlerden bir araya gelmeleri ve beklentileri karşılamaları arzu edilirse içinde olmayız“ dedi.
ERDOĞAN'I İŞARET ETTİ
Bahçeli’nin başlattığı sürece dair değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, sürecin hedefinin belli olmadığını ifade ederek ”İstiyorlar ki muhalefet konuşsun, kamuoyu tartışsın, iktidar yararlanırsa yararlansın. Yararlanmazsa Erdoğan, “Ben zaten bu işin içinde değildim“ deyip elini yüzünü yıkayıp çıkacak” diye konuştu.
CUMHURİYETİN TEHDİT ALTINDA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Dervişoğlu, sözlerin şöyle sürdürdü: “Ben cumhuriyetin tehdit altında olduğunu düşünüyorum. Geçmiş dönemde olanların tekrar etmesine dair kaygılarımı iletiyorum. Bunun bir oyun ve senaryo olduğunu, emperyalist güçlere hizmet etme tehlikesinin mevcut bulunduğunu düşünüyorum. Bundan bir umudum yok.”
'HEPSİ BİR BİZ TEKİZ'
Abdullah Öcalan’ın bu süreçte önemli bir aktör olmasının kabul edilemez olduğunun altını çizen Dervişoğlu, sürece destek vermeyen tek partinin İYİ Parti olduğu yönündeki bir yoruma dair “7 siyasi parti konuya destek veriyorsa hepsi bir biz tekiz ama dikkat ederseniz herkes kaygılarına işaret eden beyanlarda bulundu“ dedi. Siyasi partilerin ’sürece karşıymış gibi gösterirler’ endişesiyle hareket ettiğini kaydeden Dervişoğlu, “Herkes sürecin bir tarafından tutmak zorunda hissediyor. Biz böyle bir mecburiyet hissetmedik. Türkiye'nin doğrularının yanında saf tuttuk“ dedi.
UMUT HAKKI AÇIKLAMASI
Umut hakkı tartışmalarına da değinen Dervişoğlu, “Milleti umutsuzluğa terk edip İmralı’daki cani başına umut hakkı tanımak bu millete karlı yapılacak en büyük insafsızlıktır” dedi. Dervişoğlu, genel affa Erdoğan ve kabinesinin izin vereceğini düşünmediğini de sözlerine ekledi.
"BEN BU SÜRECE İNANAMIYORUM
Devam eden sürecin amacının ‘Terörsüz Türkiye’ olduğunun ifade edildiğini hatırlatan Dervişoğlu, “Bu sürece ben inanamıyorum, güvenmiyorum. Bu sürecin denenmişliği var. Suriye’de olan olayları da dayanak alarak bir dünya okumasından bahsedenler var. Onları da çok yadırgıyorum” diye konuştu. Dervişoğlu, “Ben elbette terörsüz Türkiye istiyorum. Siyasetin de terörle kol kola girmesine karşıyım . Hem terörsüz Türkiye hem terörsüz siyaset istiyorum” dedi.
ANAYASA'DA KIMRIZI ÇİZGİ VURGUSU
Olası Anayasa değişikliğine ilişkin de Dervişoğlu, Eğer Türkiye üniter devlet yapısını koruyacaksa kırmızı çizgilerini korumak zorunda. Biz de o kırmızı çizgilerin yanında duracağız” dedi.