Bahçeli: Türk milleti Şam’a girmeyi şimdiden planlamalı ‘yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad’

Yayın tarihi: 11 Şubat 2020 Salı 11:04 am - Güncelleme: 11 Şubat 2020 Salı 12:45 pm

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, iktidara Rusya için çağrıda bulunarak, “Hükûmetin Rusya ile ilişkilerini gözden geçirmesi samimi dileğimizdir. Başka bir seçenek görülmezse Türk milleti Şam’a girmeyi şimdiden planlamalı ve zalimler yerle yeksan etmeli. Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad” dedi. Bahçeli, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın 1999’daki deprem için “Devletin en az üç gün kafayı kaldıramadığı da buz gibi bir gerçektir” sözlerine de tepki göstererek, “bu iddianı ispatlamazsan alçaksın” ifadesini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

Akşener’den Erdoğan’a çağrı: Artık tahammülümüz kalmadı

Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:

Türk milleti tarih boyunca felaketlere teslim olmamıştır. Çünkü felaketlere direne direne bu günlere gelmiş, kutlu varlığını muhafaza etmiştir. Gerek deprem felaketinde gerek çığ düşmesinde gerekçe uçak kazasında hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

‘Sadece bir avuç insan biliyor…’ Bahçeli’nin ‘gerçek hastalığı’nı “tahlil sonuçları” elimde diyerek açıkladı

Allah her türlü afet ve husumetten milletimizi korusun diye dua ediyorum. Özellikle 1999 Gölçük merkezli deprem ile Elazığ depremi karşılaştırıp siyasi fırsatçılık yapan küçük ve düdük bir azınlık bizim gözümüzden kaçmamıştır.

Bunlar önce nişan alıp sonra ateş eden düdük zadelerdir. Bilinmelidir ki Türk devleti ne 1999’da çöktü ne de 2020’de zaafa uğradı. Çöken millet değil çürük binalardır, utanmaz müteahhitlerdir. Devlet aynıdır, ruh aynıdır, fıtrat aynıdır. Dün ile bugün arasında ayrımcılık yapanlar da kalleştir.

İdlib ateşi… Beş şehit daha! TSK’dan gözlem noktalarına komando takviyesi

“İSPATLAMAZSAN ALÇAKSIN”

17 Ağustos depreminde devletin en az üç gün kafayı kaldıramadığı iddia eden köşe yazarı bu iddianı ispatlamazsan alçaksın. MHP’nin olduğu yerde Türk milletinin devleti çökmez. Varsayalım çöktü el ele veririz söğüt olur tekrardan ocağımızı tüttürürüz. Ya da felaketler karşısında şehadet anıtı gibi yükselerek bu aziz vatanı bir kez daha yükseltiriz. Biz varsak çöküş yoktur. Çürüme imkânsızdır. Türklük varsa, Türk devleti bakidir.

Depremler arasında siyasi kıyas yapmak birlik ve kardeşlik duygusuna hançer sallamaktır. Akılları varsa başlarına alsınlar. Türk devleti ve milleti dün gereğini yapmış, bugün de aynısını yapmıştır. Geçmişi kötülemek bugünleri kurtarmaz

Elazığ Kürt mü Türk mü? diye araştıranlar ile Malatya’da yıkılan köylerin Alevi olduğunu söyleyen alçaklar emellerine ulaşamayacaktır.

Zalimler kana doymamış evlatlarımıza katletmeye devam etmişlerdir. İnşaatı devam eden havaalanı inşaatında çalışan askerlerimize saldırmışlardır. Kanlı Suriye rejimi bir yandan masum vatandaşları bir yandan da Türk askerlerini hedef almıştır.

Bahçeli: MHP’nin olduğu yerde Türk milletinin devleti çökmez, varsayalım çöktü…

“RUSYA İLE İLİŞKİLERİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ SAMİMİ DİLEĞİMİZDİR”

Birlikte çok daha güçlüyüz. Yaşadığımız zor günleri aşmak için olağanüstü çaba sarf eden herkesi canı gönülden tebrik ediyorum. Kimin ne dediğinin bir önemi yoktur. Millet ne istiyor ona bakarız. Hainlerin, iç ve dış hasımların sonsuza kadar dimdik karşısındayız. Türk milleti doğan felaketlerle mücadele ederken İdblib’de kahredici felaketlere şahit olmuşuzdur. İdlib farklı bir boyut kazanmıştır. Zalimler kana doymamış evlatlarımıza katletmeye devam etmişlerdir. İnşaatı devam eden havaalanı inşaatında çalışan askerlerimize saldırmışlardır. Kanlı Suriye rejimi bir yandan masum vatandaşları bir yandan da Türk askerlerini hedef almıştır. Katil Esad defolup gidesiye kadar yüreğimiz soğumayacaktır. Esad katildir, husumetin kaynağıdır. Hem Suriye hem Türkiye’yi eş zamanlı idare etmeye çalışan Rusya iyi niyetli değildir. Hükûmetin Rusya ile ilişkilerini gözden geçirmesi samimi dileğimizdir.

Suriye’de var olan krizi çözmek için siyasi ve diplomatik temaslar aldatmadır. Esad tahtından indirilmeden ne Suriye’ye ne Türkiye’ye huzur gelecektir. Başka bir seçenek görülmezse Türk milleti Şam’a girmeyi şimdiden planlamalı ve zalimler yerle yeksan etmeli. Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad”

“İLKER BAŞBUĞ AÇIKLAMASI”

Kılıçdaroğlu bugün FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacakmış. Oysa ki bir boy aynasına baksa ayağı da görecek boyunu da görecektir. Bugüne kadar ‘FETÖ’nün siyasi ayağını gündeme getiren biz olduk, ancak bazıları bizim düşüncelerimizi maksatla biçimde çarpıttı, hedef şaşırtmaya çalıştı. Dedik ki; şayet 15 Temmuz başarılı olsaydı, cumhurbaşkanı, başbakan kimler olacaktı? Yani Cumhurbaşkanı, başbakan, bürokratlar kimlerden teşekkül edecekti? Mesela Kılıçdaroğlu böyle bir durumda görev alacak mıydı? Cevabını aradığımız sorular bu şekildedir. Bizim çaycıyla, çorbacıyla, odacıyla, zabıt katibiyle işimiz yoktur. Bunları konuşanlar cambaza bak oyunu içerisindedir. FETÖ’nün cumhurbaşkanı, başbakanı kimlerdir. Bu isimler deşifre edilirse siyasi ayak ortaya çıkabilecektir. TBMM’de herhangi bir kanun teklifi kapsamında değişiklik önergesi verenlere siyasi ayak yakıştırması bize göre hezeyandır. Bu önergeyi hazırlayıp Meclis gündemine taşıyan milletvekillerinde kuşku yaratmak bunların araştırılmasını istemek asıl hedef ve mücadeleyi kösteklemektir.

Sayın İlker Başbuğ 29 Ocak 2020’de bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalarla gündemin rotasını değiştiren malum iddialarda bulunmuştur. Özellikle MHP 2009’da ne söylemişse bugün arkasındadır. Ancak FETÖ’nün siyasi ayağı basit şekilde ve sadece önergeye imza atanların zan altında bırakılmasıyla geçiştirilemez, izah edilemez. Bizim bu değişiklikle ilgili çekince ve eleştirilerimiz bellidir fakat sayın İlker Başbuğ yanlış bir yerde iz sürmektedir.

2009 yılının 25 Haziran’ındaki bir konuyu bugün yeniden kaşımanın kime ne faydası olacaktır? Sivil mahkemelerin verdiği kararların ihlal ve inkarı nasıl bir gelişmeye kapı aralayacaktır? Asker şahısların sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan önergeyi FETÖ’ye bağlamak, FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilişkilendirmek aşırı ve zorlama bir yorum değil midir? Bu amansız tartışmayı tetiklemek kimin işine yarayacaktır? 26. Genel Kurmay Başkanı görevdeyken FETÖ’cülerle mücadeleyi layıkıyla yapmış mıdır? Bizim için siyasi ayak Yurtta Sulh Konseyi’nin yürütme kadrosudur. Bunlar tek tek tespit edilirse inanıyorum