Bahçeli Deniz Poyraz’ı hedef aldı: Milis işbirlikçisidir

Yayın tarihi: 22 Haziran 2021 Salı 10:57 am - Güncelleme: 22 Haziran 2021 Salı 5:40 pm

MHP Genel Başkanı Bahçeli partisinin grup toplantısında muhalefeti hedef alarak HDP’nin kapatılmasını savundu. Bahçeli, “HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davanın ilkini reddedip ikincisini kabul etmesi bize göre hayırlı bir gelişme, adaletin tecelli açısından ümit verici bir tesellidir” ifadelerini kullandı. Bahçeli HDP binasına yapılan saldırıda öldürülen Deniz Poyraz için de “milis işbirlikçisidir” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu:

Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:

“KILIÇDAROĞLU’NUN AĞZINDAKİ BAKLAVA ZEHİRLİDİR”

“Nükseden bunalımların kökeninde sağlıklı ve dengeli bir iktidar muhalefet ilişkilerinin kurumsallaşmaması yatmaktadır. Böylesi bir ortamın yokluğu bir yandan siyasi sistemin çözüm ve değer üretme kabiliyetini ortadan kaldırırken öte yandan meşruluk ve çoğulculuk tartışmalarını da ister istemez beraberinde getirmektedir. Ülkemizde demokrasinin temel zafiyetlerinden birini teşkil eden demokratik uzlaşma kültüründen mahrumiyet hedeflenen siyasi istikrarın tesisi önünde ciddi bir engel olarak var ola gelmiştir.

CHP’nin 18-20 Haziran 2021’de düzenlenen belediye başkanları çalıştayının açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, geçmiş beyanlarıyla ters düşmüş, baltayı taşa vurmuştur. Siyasi hıncına yenilen, akli melekeleri mefhuç hali gelen bu zatın ne sözü sözdür ne siyaset anlayışı ülke ve millet yararınadır. Kılıçdaroğlu nüfusun yüzde 54’ünün CHP’li belediyeler tarafından yönetildiğini dillendirmiştir. CHP’li belediyeler devletin hükmü şahsiyetinden bağımsız ya da özerk bir yönetim değildir. Bu belediyeler gökten zembille inmemiş, Kılıçdaroğlu’nun terekesinden çıkmamıştır. Nüfusun yüzde 54’ünün CHP’li belediyeler tarafından yönetildiğini vurgulamak, devlet içinde başka bir devlet varmış gibi değerlendirme yapmanın diğer bir şeklidir. Kılıçdaroğlu’nun ağzındaki bakla zehirlidir. Belediye yönetimleri millete hizmetin ilk halkasıdır. Belediye başkanları da seçildikleri ilk andan itibaren parti aidiyeti ne olursa olsun yörelerindekileri kucaklamakla mükelleftir. Kılıçdaroğlu bildiğimiz kadarıyla hazine bulmadı, kendi adına darphane kurmadı, faturayı da cebinden ödemedi. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ne yapıldıysa helali hoş olsun. Devletimizin imkanlarıyla, vergilerle muhtaçlara ulaşıldı. Her belediye başkanı görevinin gereğini yapmış, Kılıçdaroğlu da böbürlenerek istismara yakayı kaptırmıştır. Bu ayıplı bir siyaset. Biz hangi Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına inanalım? Covid salgını boyunca bir yandan gece yatağa aç girenlerden şikayet eden, yoksulluğun artışından bahseden Kılıçdaroğlu’na mı kulak verelim yoksa 5 milyona yakın aileye yardım yaptıklarını kasılarak anlatan Kılıçdaroğlu’nu mu ciddiye alalım? Bu Kılıçdaroğlu’nun kaç yüzü vardır?

“BİZ DEMİYORUZ Kİ HER ŞEY GÜLLÜK GÜLİSTANLIKTIR”

Biz demiyoruz ki hiç sorun yoktur, her şey güllük gülistanlıktır, bir elimiz yağda bir elimiz baldadır. Fakat CHP yönetiminin anlattığı gibi kötümser bir Türkiye tablosu söz konusu değildir. Meseleleri kavrayan, vatandaşlarımızla bir arada olan bir Türkiye gerçeği vardır. Kıskananların çatlaması da beklenmelidir. Askıda ekmek kampanyamızı tenkit edenler, askıda fatura kampanyasına geçtiler. Yapanı alkışlarız. Mağduriyetin giderilmesinden memnun oluruz.

“DOSTLARA GÜVENEN ŞARTLAR DEĞİŞTİĞİNDE POSTUNA DOLACAK SAMANI DA ÖNGÖRMELİDİR”

Kılıçdaroğlu 5 CHP’li belediyelinin 13 bin 338 sanatçıya yardım yaptığını söylemiş. Bunlar kimlerdir? Sanatçı kisvesine bürünmüş bölücülere, Türkiye muhaliflerine belediye imkanları peşkeş çekilmiş midir? Kılıçdaroğlu’nun dost katalogunda isimleri yazılı mıdır? Kılıçdaroğlu’nun birlikte iktidar olmayı hedeflediği dostları arasında PKK’nın FETÖ’nün DHKPC’nin dış güçlerin Türk düşmanlarının sıralamadaki yeri neresidir? Demokraside iktidara dostlarla değil milletle ulaşılır. Dostlarla güvenen, şartlar değiştiğinde postuna dolacak samanı da öngörmelidir. Terörist Demirtaş, Kılıçdaroğlu’nun dostu mudur? Muharrem İnce de hala dost mu görülmektedir? Kılıçdaroğlu’na tavsiyem akşamları video çekip paylaşmak yerine Zeki Müren’in Eski Dostlar şarkısını dinleyerek kendisini avutmasıdır.

“HDP PARTİ MARTİ DEĞİLDİR”

HDP bu oyunda asal bir figüran, asıl bir faildir. Parti görünümlü bu bölücü odağın kumanda odası, zalimlerin denetim ve kontrolündedir. PKK, silahlı saldırı konusunda kışkırtçılık tembihlenirken, HDP silahsız bölücülüğün maşası olarak görevlendirilmiştir. Türkiye üzerinden oyun kuranların tıpkı bir asır önce olduğu gibi yine bölücülük üzerinden yürüdükleri net olarak görülmüştür. Otu çekip köküne bakıldığında HDP’nin PKK’dan, PKK’nın HDP’den farklı olmadığı gerçeği ortaya çıkacaktır.

Konu sıradan bir asayişsizlik veya organize suç şebekesi konusu değil, Türkiye’nin var oluş ve yok oluş davasıdır. Buna tarafsız ve tepkisiz kalanların ihanete ortaklıkları tartışmasızdır.

AYM Genel Kurulu’nun HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davanın ilkini reddedip ikincisini kabul etmesi bize göre hayırlı bir gelişme, adaletin tecelli açısından ümit verici bir tesellidir. Hukuk varsa, adalet hakimse, Türkiye tarihi haklarından ve milli bekasını savunmaktan vazgeçmemişse, terörizmin siyaset ayağı, hiçbir ad altında açılmamak üzere kapatılmalıdır.

Kılıçdaroğlu eline vicdanına koyup söylesin, kimin yanındadır? Bölcülüğü ve şiddeti, terörü mü destekliyor? Yoksa Türkiye’nin ve şühedanın safında mı duruyor? Bu meselenin arası, ortası, kıyısı, köşesi, şurası, burası yoktur. Artık seçenek kalmamıştır. Ya ihanet kazanacak ya da millet iradesi ihaneti kazıya kazıya temelinden söküp atacaktır.

Kılıçdaroğlu ‘demokrasilerde parti kapatmak yanlıştır’ diyor, halt ediyor. HDP’yi savunuyor, bölücülüğün avukatlığına utanmadan soyunuyor. O dediği meşruiyet ve hukuk sınırları içinde faliyet gösteren partiler için geçerlidir. HDP bunun dışındadır ve parti marti de değildir. Adalet ve vicdan terazisi bu rezalete onay veremez. Cinayetleri normal göremez. HDP’nin pek çok vahim özelliğinin yanında Türk demokrasisine biçilmiş kefen, doğrultulmuş silah, tuzaklanmış patlayıcı, döşenmiş mayındır. HDP kapatılmalıdır, bu örgütün bölücü yöneticileri hakkında hukuk ve adalet tesirini mutlaka ve süratla göstermelidir.

TÜSİAD’A TEPKİ

NATO’nun 2030 vizyon belgesine yapılan atıfta, ittifakın siyasi boyutunun güçlendirileceği, demokrasinin destekleneceği kayıt altına alınmıştır. Hiç kimse ne var bunlarda demesin, zarfa değil, mazrufa bakmak; maskeli küresel senaryonun devreye alınmaya çalışıldığını görmek sorumlu bir siyasettir.

TÜSİAD Başkanı hemen pozisyon almış, hükümeti, ekonomiyi, hukuk ve demokrasi konusundaki eleştirilerini sıralamıştır. TÜSİAD hukuk devletiyle hiçbir şekilde bağdaşmayacak ilişki ağlarından şikâyet etmiştir. TÜSİAD’ın dış telkinlere değil, milletimizin gerçeklerine saygı ve riayeti paradan daha önemli bir şeref meselesidir.

HDP’YE SALDIRI: BİR TAŞLA BİRDEN FAZLA KUŞUN VURULMASI HEDEFLENMİŞTİR

Öyle bir gün seçilmiştir ki binada bir tane HDP yöneticisi yoktur. Cinayete kurban giden Deniz Poyraz’ın masada yarım bıraktığı kağıt bardaktan içtiği çay ile yediği domates ve zeytin kısa süre içinde Türkiye aleyhtarlarının propaganda görseli olarak kullanılmıştır. Katilin bozkurt işareti yapan fotoğrafları, sanki bir yerde bekletiliyormuş gibi servis edilmiştir. Yani bir taşla daldaki birden fazla kuşun vurulması hedeflenmiştir. Soruyorum, bu katil gerçekte kimdir? HTS kayıtları çıkarılmış mıdır? Bağlantıları kimleri işaret etmektedir. HDP’yi masumlaştırıp partimizi, Cumhur İttifakı’nı ve Türk devletini suçlamak için bina edilen bu cinayetin önü arkası sonuna kadar araştırılmalıdır. Kim, ne biliyorsa, kimin elinde ne belge varsa emniyet güçlerine teslim etmek durumundadır.

CHP, HDP, İP, Halk TV, kiralık yazar ve gazeteciler hem soruşturma hem de kovuşturma sürecine dahil olmalıdır. Biz bu cinayeti reddediyoruz, Kılıçdaroğlu, ‘Deniz’i öldürdüler, istiyorlar ki bu ülkede hiçbir genç mutlu olmasın’ sözlerini neye dayanarak söylemiştir. Haydut devlet nedir? Hangi hakla, hangi cüretle böyle konuşabilmiştir.

“ÖLDÜRÜLEN DENİZ POYRAZ, MİLİS İŞBİRLİKÇİSİDİR”

İzmir’deki cinayetin ardından Türkiye’ye pusu kurmak isteyen gerçek haydut devletler yok mudur? Devletimizin dik duruşunu teyit eden, bu gafilin ağzından çıkanı kulağı duymuş mudur? Açık seçik söylüyorum; Türk devletine katil ithamları soysuzluktur. Öldürülen Deniz Poyraz’ın kim olduğunu ben size söyleyeyim; milis işbirlikçisidir. Bu milis işbirlikçinin babası ise bir nevi canlı bomba gibi patlamıştır. Dağda bir aslan biliriz, o da şerefli Türk askerimiz, şerefli Türk polisimizdir. PKK’lı milis işbirlikçilere mazlum muamelesi yapanlara soruyorum; Aybüke öğretmenimiz şehit edilirken nerelerdeydiniz?

“KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİM BİZ SİZ ALLAH İÇİN SEVİYORUZ”

Sol örgütler, barolar, CHP, HDP, TKP, DİSK, alayınıza soruyorum: Deniz Poyraz’a sahip çıktınız, bu milletin evlatlarına sahip çıkabildiniz mi? Kürt kökenli kardeşlerim, biz sizi Allah için seviyoruz. Aramızda hiç fark yok. Bayrağımız bir, devletimiz bir, milletimiz bir, acımız bir, anımız bir. Kan içen vampirlere sırtınızı dönün ve teröristlere şamarı indirin. Şayet birileri Türk-Kürt çatışmasının düşünü kuruyorsa, kâbusla uyandırmak bizim için hayat memat meselesi olacaktır.”