AYM Sivas katliamında zaman aşımını 10 yıl sonra görüşecek!

Anayasa Mahkemesi (AYM), Sivas katliamında zaman aşımı kararına karşı 2014 yılında yapılan başvuruyu 15 Şubat’ta görüşecek. Yakınlarını kaybedenlerin zamanaşımına karşı yaptığı başvuruda katliamın “insanlığa karşı suç” olduğu, bu nedenle zamanaşımına uğramaması gerektiği belirtilmişti.

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, Sivas’ta gericilerin saldırısında 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde yaşamını yitirenlerin yakınlarının 2014’teki bireysel başvurusunu 15 Şubat’taki gündeminde ele alacak. 2014’te yapılan başvuruda, yargılama sürecinin etkili yapılmadığı ve adil yargılamaya ilişkin hükümlerin ihlal edildiği kaydedilmiş, Madımak Oteli’nin yakılmasına ilişkin eylemin “insanlığa karşı suç” kapsamında değerlendirilmesi ve bu nedenle zamanaşımına uğramaması gerektiği belirtilmişti. 2014’teki bireysel başvuru, AYM İkinci Bölümü’nce 29 Haziran 2021’de görüşüldü ve incelenmesi ertelendi. Yüksek Mahkeme, 14 Aralık 2023’te başvuruyu tekrar ele aldı, görüşülmesini bir kez daha erteledi. AYM İkinci Bölümü en son 25 Ocak 2024’te bireysel başvurunun Genel Kurul’a sevkine karar verdi. Genel Kurul, başvuruyu 15 Şubat Perşembe görüşecek.

Mazlum Çimen’den Sivas Katliamı davasının düşürülmesine tepki: O zaman boşu boşuna yatırdılar

ÜÇ SANIĞIN YARGILANDIĞI DAVA DÜŞMÜŞTÜ

Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli’nde 33 aydın ile iki otel çalışanının gericiler tarafından yakılarak katledilmesine ilişkin ana davada, Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan sanıklardan Murat Sonkur 3 yıl, Eren Ceylan ve Murat Karakaş ise 15’er yıl hapse mahkûm edilmişti. Tahliye kararı veren mahkeme, haklarındaki hükmün Yargıtay’ca bozulmasının ardından tekrar görülen davada, bulunamadıkları gerekçesiyle bu sanıklara ilişkin dosyayı ana dava dosyasından ayırmıştı.

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Eylül 2023’te firari üç sanığın yargılandığı davanın zaman aşımından düşmesine hükmetmişti. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas katliamı davasının zamanaşımından düşürülmesinin gerekçesi olarak o tarihte TCK’de “insanlığa karşı suç” tanımının ve yaptırımının bulunmamasını göstermişti.

Kaynak: TELE1