Elinde sandıktan başka hiçbir şey kalmayan seçmenin iradesini yok sayan 19 Mart’ın ardından 2 Nisan’da yapılan boykotun başarılı olup olmadığı hâlâ tartışılıyor.

    Uzun yıllar ekonomi gazeteciliği yaptım ve sık sık özel günlerde artan alışveriş haberlerini toparladım. Ciroda ve ziyaretçi/müşteri sayısındaki değişiklikleri hangi kurumların açıklayabileceğini iyi biliyorum. Herkes kredi kartı harcamalarını açıklayabilecek olan Bankalararası Kart Merkezi’nden (BKM) söz ediyor ve günlük veri açıklamadığını söylüyor. Bu bilgi bile yanlış. BKM, Anneler Günü, Babalar Günü gibi özel günlerdeki harcamaları birkaç gün içinde bülten hazırlayarak paylaşır. İsterse 2 Nisan günü yapılan harcamaları kalem kalem ve hatta yurtiçi-yurtdışı ayrımına varıncaya dek açıklayabilir.

Bir süre yazılarına ara vermiş bir gazeteci olarak “Bütün bunları bilen bir tek ben değilim elbette birileri rakam açıklayabilecek kurumlara sorar ve yazar” dedim ama günler geçti bir yazan çıkmadı. Mecbur kalıp iş dünyasını ve rakamlara sahip kurumları yokladım. 

SORUN RAKAM AÇIKLAYAMAMAK

BKM ve adını özellikle yazmadığım rakamları açıklayabilecek kurumlar açıklama yapamazlar. Kimsenin açıklama yapamayacak olması zaten Türkiye’nin en temel sorununa işaret ediyor: Konuşamamak. Ben de kurumların ve kişilerin ismini saklı tutarak aldığım bilgileri ve edindiğim izlenimleri aktarayım… 

- Açıklama yaparlar ve boykotun başarılı olduğunu rakamlarla ortaya koyarlarsa iktidarı karşılarına almış olacaklar. Bundan korkuyorlar. 
- Boykotun başarılı olduğunu söyleyip yeni boykotları tetiklemekten de korkuyorlar. 
- İktidarı hoş tutmak için boykotun başarılı olmadığını söylerlerse bu kez de halkın tepkisi çekmekten korkuyorlar.
Bulundukları pozisyon zor… Normal demokratik bir ülkede böylesine bir pozisyonda bırakılmazlardı. 
Perakendeciden alışveriş merkezi (AVM) sahibine/yöneticisine, restorancıdan otel sahibine iş dünyasından konuştuğum herkesin tedirginlik içinde olması bile boykotun başarısını gösteriyor. Zaten boykotun amacı halkın ekonomik gücünü gösterip tedirgin etmekti. 


AVM GİRİŞLERİ DÜŞTÜ

- Boykotun şehirlere, illere ve ilçelere göre farklı etkileri olduğu konusunda herkes hemfikir.
- Muhalefetin güçlü olduğu semtlerde hem AVM girişlerinde hem de restoran müşterilerinde ciddi azalmalar olmuş.
- AVM ziyaretçi sayısı, bayram günleriyle kıyaslandığında düşüşler dramatik ancak bir önceki haftanın aynı günüyle kıyaslandığında yüzde 25-50 arası oranlar veriliyor.
- Anadolu’daki bazı AVM’lerde ziyaretçi sayısında yüzde 25’in üzerinde azalma olması şaşırtmış.
- Bayram günlerinin bitmesi, havanın önceki günlerden daha kötü geçmesi ve o akşam Fenerbahçe-Galatasaray maçının olması da hem ziyaretçi sayısını hem de satışları düşüren etmenler olarak görülüyor.

RESTORANLARIN KAYBI BÜYÜK

- Şubesiz veya zincir tüm restoranlarda genel olarak müşteri sayısı ve ciro azalmış. Boykottan hiç etkilenmeyen de var yüzde 90 kayıp yaşayan da. En büyük kayıp ise Boğaz hattındaki mekanlarda yaşanmış.
- Temel ihtiyaç ve perakende harcamaları öne-arkaya çekilebilirken restoran harcamaları bir kez kaybedilince telafi edilemiyor. Bu bakımdan boykottan en çok etkilenen yeme-içme sektörü oldu.
- Beyaz yakalıların yoğun olduğu bölgelerde çalışanların önemli bir kısmı yemeğini evden getirmiş ve kahvesini, çayını ofiste kendi demlemiş. 
- Derbi maçlarının popüler restoranları da boykottan nasibini almış. 


BOYKOTU BOYKOT EDENLER

- Boykotu boykot edenler de olmuş. Temel ihtiyaç ürünleri veya keyfi alışverişi özellikle 2 Nisan gününe çekenler boykotu kırmaya çalışmış. 
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi taşıt filosunun akaryakıt ihtiyacını özellikle 2 Nisan günü karşılayanlar da var.
- BKM’ye dayandırılan ancak kurumun sahiplenmediği rakamların vergi gibi ödemeleri içerdiği de not düşülmeli.
- Kredi kartı harcamalarında ödemelerin bir gün onay sürecinde kaldığı da akıldan çıkarılmamalı.


BOYKOT EDİLEN MARKANIN SARAÇHANE’YE GİDEN ÇALIŞANI

Boykot temel demokratik bir haktır. Herkesin kötü hizmet aldığı veya kazıklandığı için bir daha gitmediği/alışveriş yapmadığı yani BOYKOT ettiği markalar/mekanlar vardır. Politik görüş veya herhangi bir tutum nedeniyle de bireysel veya kitlesel olarak boykot kararı her zaman alınabilir. ABD’de ve Avrupa’da Elon Musk nedeniyle başlayan Tesla boykotunun hangi boyuta geldiği ortada. Hiçbir pazarlama kitabında hakaret ettiğin veya yok saydığın bir kitleye satış yapabileceğin yazmıyor. 
İş dünyasının boykotun kalıcı hale gelmesi veya amacından sapması yönündeki endişelerini de doğru okumak gerekiyor. Muhalefet, boykot ve protestoların temel amacının sermaye karşıtlığı, yerli markalara düşmanlık ve ekonomiyi baltalamak olmadığını açıklıkla ve sıkça tekrar ederek belirtmeli. Amacın bağcıyı dövmemek olduğu stratejiler ve söylemler benimsenmeli.
Boykot edilen bazı şirketlerin ve markaların çalışanları da Saraçhane’deki gösterilere ve Maltepe Mitingine katıldı. Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı için imza verdi. Bakmayın aksi yöndeki propagandaya, bu ülkedeki hemen her mesele ve herkes sanılandan çok daha iç içedir. 


SOSYAL ALANLARIMIZI KAYBETMEYELİM

Bireysel olarak boykota katılan ve destek veren Kuruçeşme Balık’ın işletmecisi Musa Şit’in şu uyarısıyla yazıma son vereyim:
“Genel olarak restoranlar zorlanıyor. Özellikle içkili mekanlar ayakta kalmakta güçlük çekiyor. Ayakta kalmak bir dert ruhsat alabilmek başka bir dert. Pek çok belediyenin içkili mekân ruhsatı vermediğini unutmayın. Zaten bizi eve tıkmak istiyorlar. Sosyal alanlarımızı terk etmeyelim. Bizden boşalan sosyal alanları başkaları dolduruyor. Bu dediğimi anlamak için Taksim’e bakın. Buna karşı da dikkatli olmalıyız.”