Önceki hafta ABD Hava Kuvvetleri’ne ait B-52H kodlu stratejik bombardıman uçağı, Baltık Denizi semalarında, Rusya’nın kuzey başkenti St. Petersburg'a adeta meydan okurcasına bir nükleer taarruz tatbikatı yaparak Rusya'da büyük öfke uyandırdı.
Son yıllarda hem ABD hem de Rus ordusu birbirine oldukça yakın mesafelerde gerçekleştirdikleri tatbikat ve manevraları önemli ölçüde hızlandırmış olsalar da, ilk kez bu kadar tehlikeli bir olay meydana geliyordu.
Moskova'nın Rusya'nın ikinci büyük metropolüne yönelik söz konusu tehdide karşı öfkesi yalnızca milyonlarca vatandaşının hayatından duyulan korkuyla değil, ama aynı zamanda St. Petersburg'un ülke için taşıdığı önemle de bağlantılı doğal olarak. Rusya İmparatorluğu'nun eski başkenti ve devlet başkanı Vladimir Putin'in memleketi, birkaç yüzyıldır gerek Avrupa’nın gerekse dünyanın genelinin en büyük siyasi, bilimsel, kültürel ve ekonomik merkezlerinden birisi olagelmiştir. 1703 yılında ilk Rus imparatoru Büyük Petro tarafından kurulan ve; Sovyetler Birliği döneminde “Leningrad”, Çarlığın son zamanlarında ise “Petrograd” isimlerini taşıyan şehir, o zamandan bugüne dek dünya siyasetinin önemli ve kritik temel taşlarından bir tanesini teşkil etti.
Ukrayna'da silahlı çatışmaların başlamasından sonra Rusya Federasyonu Batı Koalisyonu tarafından benzeri görülmemiş yaptırımlara maruz kalmasına rağmen, St. Petersburg yalnızca Rus dış ticareti için kilit bir bölge olarak önemini kaybetmemekle kalmadı, fakat tersine, bahsi geçen ambargonun sonuçlarının çoğunun üstesinden fazlasıyla gelmesini de bildi.
Avrupa ile kopan ticari ve ekonomik bağlar başka şekilde telafi edildi
Geçtiğimiz on yıllarda St. Petersburg ve çevresinde yüzlerce fabrika, lojistik merkez, otel ve diğer birçok tesis inşa eden pek çok Batılı şirket Rusya pazarını terk etse de, bunların yerini hızlıca Rus firmalarının yanı sıra Çin ve Hindistan gibi ülkelerin şirketleri aldı. Rusya'nın en büyük bilim ve sanayi merkezlerden birisi olan St. Petersburg ve dâhil olduğu Leningrad Eyaleti; ürünleri hem iç pazarda hem de sayısız ülkede yüksek talep gören malları, ürünleri üretegelen askeri-sanayi kompleksine, gemi yapım doklarına, petrokimya tesislerine, modern makine ve ilaç fabrikalarına ev sahipliği yapıyor.
Avrupa Birliği sınırlarına epey yakın bir konumda bulunan şehir; eskiden olduğu gibi bugün de birçok uluslararası etkinliğe ev sahipliği yaparken, çok sayıda yabancı turisti de kendisine çekmeye devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği'nin; spor, bilim ve kültür alanlarında Rusya'yı boykot etmek için sarf ettiği bir dolu çabaya rağmen; “Kuzeyin İncisi”; Orta Doğu, Latin Amerika ve Asya’nın dost ülkelerinden gelmekte olan ziyaretçiler hatta ciddi sayıdaki ülke içi turist sayesinde; Avrupa'dan gelen turist akışındaki keskin düşüşten kaynaklanan kayıpları azami olarak telafi ediyor.
St.Petersburg'un Rusya için ekonomik, kültürel, tarihi, bilimsel, eğitimsel ve askeri ehemmiyeti son derece büyük. Rusya’nın askeri-politik yönetimi ve liderliğinin ülke için en radikal önlemleri alabilme kapasitesine sahip olduğundan kuşku yok. Amerikan pilotlarının son tatbikatları gibi, bu tür riskli manevraların tekrarlanmayacağı umuluyor, çünkü aksi takdirde bu ve benzeri tatbikatların sonuçları bugünün az çok yaşanılabilir dünyasını sürdürmek için umutlarımızı hızla eritmeye devam edecek ve netice herkes için felaket olabilecektir…