İngiltere’de İsrail yanlısı StandWithUs UK kuruluşunun ülkenin en seçkin 24 üniversitesinde yaptırdığı ankete göre öğrencilerin %38’i Hamas’ın 7 Ekim saldırısını ‘ işgale karşı direnişin bir parçası’ olarak gördüklerini söylemiş. Öğrencilerin %30’u ise bunun bir terör eylemi olduğunu belirtmiş. Peki bizde durum ne? Bazı aydın, sol ve Atatürkçü çevreler ısrarla Hamas’ın radikal İslamcı terör örgütü olduğunu savunarak dolaylı da olsa İsrail’i aklamaya çalışıyorlar. Peki neden ? Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan “Kuvayi milliyeye benzettiği Hamas’ın İsrail işgaline karşı kurtuluş savaşı verdiğini” söyledi. Hatırlatayım: İstanbul hükümeti ve İngiliz işbirlikçisi Saray medyası ve Teali İslam Cemiyeti Başkanı İskilipli Atıf Efendi ve benzeri vatan hainleri Mustafa Kemal ve Kuvayi milliyeciler için eşkiya ( yani terörist) demiş ve öldürülmeleri için fetva vermişlerdi. Peki Mustafa Kemal ne yapıyordu? Emperyalist işgale karşı kurtuluş savaşını başlatmış ve çoğu zaman yanına din adamlarını da almıştı. Sevgili dostlar; dinlerin ortaya çıkması ve yayılmasından sonra tarih boyunca meydana gelen tüm savaşların gerekçesi, amacı ve sloganı din bazen de mezheptir. Örneğin Haçlı Seferleri. Emeviler, Abbasiler, Osmanlı ve emperyalist ülkelerin Afrika ve Latin Amerika işgal ve talanı … Tevrat’a inanarak ‘Büyük İsrail devletini’ kuracaklarını söyleyen farklı etnik kökenli Yahudiler dünyanın dört bir yanından Filistin’e göç ettiler ya da ettirildiler ve bu amaçla Haganah, Stern, Irgun gibi radikal Yahudi terör örgütlerini kurarak Filistinlileri öldürdüler ve sonra da topraklarına el koydular. Daha önce de çok kez yazdığım ve anlattığım gibi Filistinliler toprağını satıp kaçmadı ve ‘Araplar Türkleri arkadan vurmadı’. Araplar; Türkleri Müslüman yaptı (buna kızanlar var) ve Türkler Arapları 400 yıl yönetti ve Çanakkale’de olduğu gibi bir çok yerde birlikte Haçlı ruhlu güçlere karşı savaştılar. Araplar Mustafa Kemal gibi bağımsızlık isteyince bazıları ‘Araplar Türkleri arkadan vurdu’ algısını yaydı ve algılar yalan da olsa olguya dönüştürüldü. Oysa tarih boyunca Araplar Arapları, Türkler Türkleri, Persler Persleri ve Kürtler Kürtleri boğazlayıp durdu ve bu dört etnik grup birbiriyle kavga edip durdu.. Gerekçe bazen din, bazen etnik kimlik bazen mezhep ve çoğu zaman farklı çıkarlar ya da başkalarının oyununa gelmek yani aparatı olmak. Çok örnek var ama batıda durum bundan farklı değil. En kanlı örnek Birinci ve İkinci Dünya Savaşları. Her zaman İslamın radikalleri olduğu gibi Hıristiyan ve Yahudiliğin de radikalleri olmuş ve her yerde din uğruna terörist yöntemlere başvuranlar olmuş ve olacaktır. İslam açısından Kaide, Taliban, IŞİD, Nusra, El-Şabab ve Boko Haram son örneklerdir. Yahudilere gelince şu anda İsrail’i yöneten koalisyon ortağı hükümetin tüm partileri radikal Yahudi ve bazıları da terörist partilerdir. Ama her nedense Hamas için ‘terörist’ diyenler Netanyahu ve ortakları için terörist diyemiyorlar. Oysa bunu diyebildikleri an sorun kendiliğinden çözülmüş olacak. Çünkü Netanyahu gibi bir ruh hastasının başbakan olduğu ve kendini ‘dünya Yahudilerinin din devleti’ ilan eden İsrail; 1948’de ABD ve emperyalist ülkelerin desteğiyle Filistin toprağının yarısı üzerinde kurulmuştur. Bu radikal Yahudi din devleti 1967’de Filistin’in geri kalan toprağını yani Batı Şeria ve Gazze’yi işgal etmiş ve o tarihten bugüne dek yani 76 yıldır aralıksız olarak Filistinlileri öldürüyor, sakat bırakıyor, hapse atıyor, işkence ediyor , evlerini yakıyor ve şimdi Gazze’de olduğu gibi bir yerden başka yerlere sürüyor. Yani toplu kıyım ve soykırım uyguluyor. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve şu sorunun yanıtını verin : Siz olsaydınız ne yapardınız? Hamas 1987’de yani işgalden 41 yıl sonra kuruldu ve işgalci İsrail’e karşı ilk silahlı eylemini 1996’da gerçekleştirdi. Öncesinde Müslüman Kardeşler kökenli Yaser Arafat ve Fetih örgütü vardı. ABD işbirlikçisi Arap ve Müslüman ülkeler Fetih’e sahip çıkmayınca Arafat zorunlu olarak Sovyetlere ve sol kesime yanaştı. İşini ilginç olan tarafı da hiç kimse o zaman Fetih örgütünün ve Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Filistin’in Kurtuluşu için Demokratik ve Halk Cephelerine bağlı gerillalara terörist demiyordu. Üstelik son iki örgütün liderleri Filistinli Hıristiyandı ve Türkiye dahil (Deniz Gezmiş ve arkadaşları) dünyanın bir çok ülkesinden Müslüman, Hıristiyan ve ateist gençler bu örgütlere katılarak Yahudi din devleti İşgalci İsrail’e karşı savaşmışlardı. Ama Hamas İslamcı olunca işler karışıyor! O kadar ki bazıları; ‘Hamas’ın İsrail tarafından kurulduğunu’ ya da ‘kurulmasına göz yumduğu ve destek verdiğini’ söyleyecek kadar ileri gidiyor. Hamas’ın kurucuları başta olmak üzere yüzlerce lideri, komutanı ve yöneticisi ile binlerce militanı İsrail tarafından öldürüldü ve öldürülüyor. Buna karşın İsrail’e her türlü tavizi verdiği için Hamas’ın güçlenmesine ve 2006’da yapılan demokratik seçimlerde zafer kazanmasına neden olan Filistin Devlet Başkanı ( böyle bir devlet yok) ve Fetih Örgütü’nün lideri konumundaki Mahmut Abbas İsrail ve emperyalist ülkeler tarafından seviliyor, kollanıyor ve destekleniyor. Peki kendini Yahudi din devleti ilan eden İsrail’e sesini çıkarmayanlar neden Filistin’de Müslüman bir Filistin devleti kuracağını söyleyen Hamas’a karşı çıkıyor? Üstelik biri işgalci diğeri toprağın gerçek sahibi ve toprağını kurtarmak için kurtuluş savaşı veriyor. Biri dünyanın en güçlü ordusuna sahip olduğunu söylüyor diğeri kısıtlı olanaklara sahip bir direniş hareketi. Batılı Hıristiyan iktidarlar Yahudi din devleti İsrail’e sınırsız destek veriyor ama dünyanın her yerinde yüz milyonlarca her dinden insan sokaklara çıkıyor, Filistin halkına destek veriyor ve İsrail’i soykırım uygulamakla suçluyor. Peki Arap ve Müslüman ülkelerin yöneticileri ne yapıyor? Çoğu palavracı. Müslüman olduklarını söylüyorlar ama Yahudi dini adına savaştıklarını alenen söyleyen Netanyahu ve devletini durduramıyorlar. Bazıları da İsrail’le ticaretini sürdürüyor ve diplomatik ilişkisini kesme cesaretini gösteremiyor. Bu da normal çünkü hepsi Üst Akıl’ın projelerinde aparat. Bilerek, bilmeyerek, dolaylı, dolaysız ya da genetik gönüllü. Öyle olmazsaydı bunların bazıları Kanlı Arap Baharı sürecinde Hamas’ı Suriye devletine karşı kullanmazdı. Özetle; Gerekçesi ne olursa olsun Hamas’a radikal İslamcı terör örgütü diyenler öncesinde İsrail için ‘Radikal Yahudi terör devleti’ deme cesaretini göstermelidir. 1948’de kurulan ‘Radikal Yahudi terör devleti’ 1967’de tüm Filistin toprağını işgal etmemiş olsaydı belki de bugün Radikal İslamcı Hamas diye bir örgüt olmayacaktı çünkü savaşacak kimse olmayacaktı. Yok ille de savaş olacaksa o da bugün Türkiye dahil bir çok Arap ve Müslüman ülkesinde olduğu gibi İslamcılarla Laikçiler arasında yüz yıldır devam eden savaşın bir parçası olacaktı. Sonuçta bu da başta İngiltere balta olmak üzere emperyalist ülkelerin tezgahıdır. Cumhuriyet’i kuran Mustafa Kemal’a karşı ilk ayaklananlar ‘irticai’ yani din söylemli çevrelerdi. Anadolu topraklarında tohumları atılan bu İslamcı-Laik kavgası yine emperyalist ülkelerin çabasıyla 1928’de Mısır’da kurulan Müslüman Kardeşler Örgütü aracılığıyla tüm coğrafyaya yayıldı ve öyle devam ediyor. Hikayenin özü budur gerisi yani Hamas konusu bir teferruat. Görüşü, siyasal tercihi ve amacı ne olursa olsun Hamas için ‘terörist’ diyenler olup biten her şeye yukarıda özetlemeye çalıştığım çerçeve içinde bakmıyor ya da bakamıyorlarsa yanılmaları kaçınılmazdır. Sonuçta birileri bu coğrafyanın halklarını birbirine düşman kılmak sonra da kırdırmak istiyor . Bu açıdan bakıldığında dini dürtülerle hareket eden bazı çevreler Türklerle Arapların düşman olmasından hoşlanıyor. Garip ama gerçek! .. Not: ‘Yok doğru değil’ diyen varsa hmahalli@hotmail.com’e yazabilir ben de daha fazlasını anlatırım.