13 Kasım 2007’de dönemin Başbakanı Erdoğan’ın daveti ile Ankara’ya gelen İsrail Cumhurbaşkanı Perez TBMM’de konuşturuldu. 29 Ocak 2009’da Erdoğan ‘One Minute’ olayının yaşandığı Davos’da aynı Perez’e "Sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum." dedi.
31 Mayıs 2010’de Mavi Marmara’da İsrailli askerler 10 Türk vatandaşını öldürdü. Altı yıl sonra İsrail ölenlerin ailelerine 20 milyon dolar bağışta bulundu ve Erdoğan’ın talimatıyla konu kapandı.
Bu süre içinde İsrailli yetkililer ve Erdoğan karşılık olarak birbirlerine çok ağır ifadelerle yüklendi ve Trump’ın Aralık 2017’de Kudüs’ü ‘İsrail’in ve dünya Yahudilerinin tarihi ve ebedi başkenti’ ilan etmesine Erdoğan çok kızdı . Her fırsatta İsrail’e yüklenen Erdoğan bir kez daha ‘İsrail bir terör ve haydut devletidir’ dedi. Aynı tonda karşılık veren Netanyahu 16 Mayıs 2028’de Erdoğan için “Kendi ülkesindeki Kürt köylerini bombalayan, gazetecileri hapseden ve masum insanları öldüren teröristlere yardımcı olan bir liderden ahlak dersi almaya alışık değilim" ifadesini kullandı.
Öncesinde ve sonrasında İsrail-Türkiye ilişkilerinde çok olay yaşandı ve sonunda Erdoğan’ın ısrarı üzerine İsrail Cumhurbaşkanı Herzog 9 Mart 2022’de Ankara’ya geldi ve ‘krallar gibi’ karşılandı. Yine Erdoğan’ın ısrarı üzerine 28 Temmuz’da geleceğini söyleyen Netanyahu son anda ziyaretini iptal etti.
Başka!
24 Kasım 2015’te Suriye tarafından gelerek Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle bir Rus savaş uçağı Türk jetleri tarafından düşürüldü. Erdoğan ve dönemin Başbakanı Davutoğlu ‘ emri ben verdim’ yarışına girdikten sonra Erdoğan özür dilemeyeceklerini söyledi. 27 Haziran 2016’da Kremlin’den yapılan açıklamada Erdoğan’ın Putin’e gönderdiği bir mektuptan söz edildi ve özür dilediği açıklandı. 9 Ağustos’ta Petersburg’a giden Erdoğan Putin’le buluştu ama Ankara’da Rus uçağını düşüren pilotların Fetöcu oldukları için tutuklandığı haberi geldi.
Başka!
Benzer bir çok hikaye var ama biz bir kaç tanesini hatırlatalım…
17 Ekim 2019’de Erdoğan’a mektup yollayan Başkan Trump "Eğer bu işi (PYD/YPG ile barışma ) doğru ve insani bir şekilde yaparsanız tarih de sizi iyi yazar. Eğer iyi şeyler olmazsa, sizi sonsuza dek hep bir şeytan olarak görürler. Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım" dedi. Aynı Trump 17 Ağustos 2020’de ‘Erdoğan'ın dünya liderleri arasında bir tek kendisinin sözünü dinlediğini ve diğer ülke liderlerinin Erdoğan'la konuşmak için kendisinden yardım istediklerini’ söyledi.
Erdoğan ne yaptı ?
Rahip Brunson hikayesini herkes bilir.
Başka!
23 Mayıs 2022 Erdoğan ‘Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Çünkü biz sözünde duracak, şahsiyetli, onurlu siyasetçiler ile yola gideriz. Bundan sonrasını Miçotakis kendisi düşünsün’ dedi.
Başka!
19 Mart 2017’de yani anayasa referandumundan önce “Merkel, sen şu anda Nazi uygulaması yapıyorsun. Orada yaşayan Türk kardeşlerime, oraya gelen bakanlarıma, milletvekillerime. Bu siyaset ahlakına sığar mı? Senin görevin terörist örgütün destekçilerine sahip çıkmak değil, onları teslim etmektir. Bir terör ajanını(Deniz Yücel) bizden istiyor. Dedim ki, bizde yargı var, önce yargılanacak. Bana yargı bağımsız ve tarafsız değil diyorsun. Bizdeki yargı bağımsızdır.” diyen Erdoğan 13 Mart 2013’te Hollanda Başbakanı için “Nazi kalıntısı, faşist” demişti.
17 Ekim 2020’de Erdoğan Fransa Cumhurbaşkanı Macron için ‘Zihinsel noktada bir tedaviye ihtiyacı var’ dedi.
Peki ne oldu?
Diğerleri ve başkalarıyla ilgili ne olduysa o oldu.
Yani hiç bir şey olmadı.
Söylediklerini söylerken yandaşları tarafından alkışlanan Erdoğan tersini de söylerken alkışlandı.
Bildiğiniz ‘ Durmak yok yola devam’ misali!
Sisi, Muhammed Bin Selman ve Muhammed Bin Zayid’i hatırlatmaya gerek yok.
Şimdi gelelim esas konuya yani şu NASS hikayesine…
Erdoğan’ın sözünü ettiği NASS yani dini metinler;
Kur’an ve Hadislerden alıntılardır.
Elbette NASS’ın yukarda bir kaç örneğini hatırlatmaya çalıştığım hikayelerle ilgili söyledikleri var ama konumuz o değil.
NASS’ın ayrıca yolsuzluk, dolandırıcılık, hırsızlık, devlet malını çalmak, yalan, talan, rüşvet, gaddarlık, kindarlık, kalleşlik ve benzeri bir sürü rezilliklerle ilgili de söyledikleri var ama konumuz bu da değil.
Konumuz ‘ Ben ekonomistim’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 19 Aralık 2021’de söyledikleri :
“Son 8 yıldır yaşadığımız hadisenin hep bir tarafından ekonomi vardı. Ekonomiyi çökertin kampanyalarını hatırlayın. FETÖ ihanet çetesinin 17-25 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar başlattığı tüm darbe girişimlerinde ekonomiyi kıskaca alma çabalarını hatırlayın. Terör örgütlerine başlattığımız operasyonları engellemek için başlatılan ekonomik kumpasları hatırlayın. Ekonomimize kur ve faiz üzerinden yapılan kumpasları hatırlayın. Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak Nass’lar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim”.
Aynı Erdoğan’ın 24 Haziran 2018’de ikinci kez cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra “Türkiye Ekonomi Modeli” adıyla yeni bir ekonomi politika ilan etmiş ve yeni kabinede ekonomi yönetimini damadı Berat Albayrak’a teslim etmişti. Bu atamanın gerekçesini de “Özel sektörde başarıyla çalışmış, son dönemlerde Marmara Üniversitesi’nde bu konunun dersine girmiş, böyle bir geçmişi olmuş bir arkadaşımızdır” diyerek açıklamıştı.
O gün bir dolar 4,58 Tl idi.
Bugün ve Nass unutulduktan sonra 26.55
Yarın ne olur bilinmez ama bu işlerin Nass’la olmayacağını herkes gördü ama kimsenin umurunda değil. Her fırsatta dini inançlarının güç ve derinliğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Nass’ları unutmuşa benziyor.
21 Nisan 2023’de yani seçimlerden üç hafta önce ne demişti Erdoğan :
‘Ben iktidarda olduğum sürece faizler artmayacaktır’…
‘Ben iktidarda olduğum sürece terörist ve ajan ve Rahip Bruson ve Deniz Yücel serbest bırakılmaz’ da demişti.
Başka konularda başka bir çok şey demişti ama onunla birlikte herkes her şeyi unuttu.
2018’den bu yana yani NASS’larla bitlikte bu ülke dördüncü Merkez Bankası Başkanı ile birlikte dördüncü Hazine ve Maliye Bakanını gördü.
Peki Nass’lara ne oldu?
Her konuda saçmalayan hacı-hoca takımı konuşsa da bizde aydınlansak!