Yandaş Engin Ardıç’tan İstanbul depremi “yorumu”: Kadın öldürmeye adam kalmayacaktır

Yayın tarihi: 3 Kasım 2022 Perşembe 4:06 pm - Güncelleme: 3 Kasım 2022 Perşembe 4:15 pm

Yandaş Sabah Yazarı Engin Ardıç, beklenen İstanbul depremi hakkında, “Kadın öldürmeye adam kalmayacaktır, zaten o kadınlar da elden gitmiş olacaktır” dedi.

Yandaş Sabah Yazarı Engin Ardıç, 1999 yılında meydana gelen Düzce Depremi’nin yıldönümü olan 12 Kasım’da depremin meydana geldiği 18.57’de tüm Türkiye çapında yapılacak deprem tatbikatı nedeniyle yeniden gündeme gelen İstanbul depremi hakkında yazı yazdı.

Engin Ardıç, 1994’ten 2019’a kadar AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve üyesi olduğu partilerin Büyükşehir Belediyesi’ni yönettiği İstanbul’daki deprem toplanma alanlarının genellikle benzin istasyonlarının yanında bulunduğu ve otopark olarak kullanıldığı eleştirilerinde bulundu.

‘DİSİPLİNLİ DEĞİLİZ’

Ardıç şu ifadeleri kullandı:

“İstanbul’da ‘depremde toplanma alanları’ vardır…

Birkaç metrekare! Genellikle bir benzincinin yanında olur. Yani en tehlikeli noktada! Her dakika deprem olmayacağı için de boş zamanları değerlendirmek amacıyla genellikle “otopark” olarak kullanılır.

Buralarda insanlar, yani milyonlarca kişi, deprem sırasında toplanacaktır.

Kaç milyon kişi kaç saniyede evinden çıkacak ve buraya koşacaktır?

Böylece ‘önlem alınmış’ sayılır.

Büyük bir depremde yüz binlerce kişi ölecektir.

Çürük evler, yani İstanbul evlerinin çoğu yıkılacak, bir kısmı da oturulamayacak hale gelecektir.

Özellikle varoşlar dümdüz olacak, lümpenler elden gidecektir. Kadın öldürmeye adam kalmayacaktır, zaten o kadınlar da elden gitmiş olacaktır.

Alman şehirleri dünya savaşında dümdüz olmuştu, sağ kalanlar sığınaklarda, bodrumlarda yaşıyorlardı ama biz onlar gibi ‘disiplinli’ değiliz.

İnsanlar birbirlerini yiyeceklerdir.

Yaralılara bakılamayacak, cesetler toplanamayacaktır.

Koku, 1945 yılının Berlin’inden bin beter…

Salgın hastalıklar çıkacak ve hızla yayılacaktır. Bunların başında kolera gelir.

Türkiye yüz yıl geri gider.

Hemen herkes tepeden tırnağa silahlı olduğu için de, saldırılar, yol kesmeler, ev ve dükkan soygunları çılgın bir hızla artacaktır.

İstanbul’un zaten çok az kalmış ‘yaşanabilir’ niteliği hepten ortadan kalkar.”

“KENDİMİZİ KANDIRIYORUZ”

Ardıç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cep telefonlarına mesaj geleceğini söyleyerek duyurduğu ülke çapındaki deprem tatbikatını da eleştirdi. Ardıç tatbikatı “Kendi kendimizi kandırıyoruz” şeklinde niteledi.

Ardıç’ın yazısında konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı:

“Ayın 12’sinde bir ‘deprem tatbikatı’ var…

Saat tam 18.57’de.

Cumartesi akşamı, çok kişinin yemek saati, az kişinin eğlence saati.

Saat tam 18.57’de bütün Türkiye’ye aynı anda ‘mesaj’ gidecekmiş.

Cep telefonu olana yani.

Olmayana da televizyondan ve radyodan ‘anons’…

İnsanlara bir depremde ne yapacakları söylenecekmiş… Üç adımlı bir komut: Çök, kapan, tutun!

Olduğun yere çökeceksin, tercihen masanın altına gireceksin ve bir yere tutunacaksın.

Bunu kaç kişi yapacaktır?

İnsanlar bunun alt tarafı bir tatbikat olduğunu bilecekler ve kıllarını bile kıpırdatmayacaklar.

Kim lokmasını bırakıp yemek masasından kalkar da masanın altına girer?

Hoş, bu tedbirleri alsa bile büyük bir depremden kaç kişi kurtulabilir?

***

Böylece kendimizi kandırıyoruz, görevimizi yapmış sayıyoruz ve gerisini kadere bırakıyoruz.

Peki ne yapılabilir?

Hiçbir şey.

Ölen ölecek, kalan sağlar da kimin olacaksa olacaktır.

Ondan sonra gene kalkınma teranesiyle bir yüz yıl daha oyalanırız.

Almanya gibi beş senede kendimize gelecek halimiz yok ya…”

İstanbul depremi için korkutan senaryo!