Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Hizbullah üyeliğinden hapis yatmış kişilerin de olduğu HÜDA-PAR ile ittifak yapılmasına sessiz kalan MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye yüklendi. Kılıçdaroğlu, "Türk bayrağı olmasın diyor. Niye sesini çıkarmıyor. Utanıyor musunuz? " dedi.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk yayınında, gazeteciler Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un sorularını yanıtladı Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:
“NEYİ, NASIL, HANGİ ZAMAN DİLİMİNDE YAPACAĞIMIZ BELLİ"
Saha değişim istiyor. Hep birlikte çalışıyoruz. Mitinglerin gövde gösterisine dönüşmesini doğru bulmam. Gerçekten samimi olarak halkın karşısına çıkılacaksa, adaylar gelirler, beraber otururuz, soru sorarsanız cevapların, ‘takdir milletindir’ deriz, mesele biter. Bu tür toplantılara gelmeyen, eleştirilere tahammül edemem anlayış ile gelinemiyorsa bu doğru değil. Bir siyasetçi en çok eleştiriye ihtiyaç duyar. Eksiğimiz, hatamız olabilir. Bu tür eleştiriler gelecek ki, nerede eksiğimiz var, hatamız var görelim ona göre karar alalım. (Anketler ne söylüyor?) Her Cumhurbaşkanı adayı, 85 milyon yurttaşın oyuna taliptir. Bu bazen ittifaklar şeklinde olur. Biz herkesin oyuna talibiz. Kim bize oy verirse mutlu oluruz. Bizim görüşümüz belli, bizim hükümet programımız da belli. Cumhur İttifakı’nın yok. Bizim, hangi konuda ne yapacağımız, hepsi Ortak Mutabakat Metni’nde var. Bu metni bir yıllık bir süre içinde ilmek ilmek dokuyarak hazırladık. Neyi, nasıl, hangi zaman diliminde yapacağımız belli.
https://tele1.com.tr/kilicdaroglu-sinan-atesin-ve-gaffar-okkanin-katillerini-yargiya-teslim-edecegim-834242/
"BU KADAR YORGUNLUĞUN MALİYETİ ÇOK AĞIR OLDU"
Artık Türkiye yeni bir sürecin içine evrildi. Türkiye huzur istiyor. Bu kadar yorgunluğun maliyeti çok ağır oldu. Kişi başına gelir düştü, yoksulluk limitleri felaket. Açlık sınırı rakamları, asgari ücretin üstünde. Bu gerçekler var. Bu gerçekler varken, o mu seni destekledi, bu mu destek verecek. Evet, sandığa giden her yurttaştan oy istiyorum. Huzur istiyorsan, bereket istiyorsan, insanlar huzur içinde yaşasın istiyorsan; bize oy vereceksiniz. Bu kadar basit.
"GİZLİ KAPAKLI GÖRÜŞMEMİZ VARSA ÇIKSIN AÇIKLASIN"
(HDP ile görüşme iddiaları) MİT onun emrinde. Bizim varsa, gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın. Devleti yöneten kişi bir sorumluluk üstlenir. Ben üstleniyorum. Görüştüysem, açık ve net derim, evet görüştük. Yok öyle bir şey. Ne pazarlığı? Biz altı lider bir aradayız. Benim tek başına gidip pazarlık yapmak şansım var mı? Böyle akıl dışı bir politika olur mu? Biz beraber karar alıyoruz. Allah onlara akıl fikir versin. Ülke için ne yapacağını düşünmüyorlar da bizimle uğraşıyorlar. Gözünüz kör mü? Masanın altındaymış, şuradaymış, buradaymış. Her yurttaşın oyuna talibiz.
"NEDEN BURASI ÖZGÜR BİR ÜLKE OLMUYOR?"
(Kürt sorunu) Ortak Mutabakat Metnimiz var. Ne yazıyorsa onu yapacağız. Bu kadar basit. Gayet açık düzenlemelerimiz var. Demokrasiyi istiyoruz, düşünceyi ifade özgürlüğü istiyoruz. Bunların hepsi yazılı zaten. Bunu bir parti için değil, bütün yurttaşlar için yapacağız. Herkes için… Üniversite hocası için, esnafı için, apartman görevlisi için; herkes için demokratik bir ortam. Neden birinci sınıf demokrasi olmuyor. Neden burası özgür bir ülke olmuyor? Bunun yapılması lazım. Yargıyı baskı altına alacaksınız, hakime şu kararı ver diyeceksiniz… Olmaz. Yargıç saraydan talimata göre karar veriyorsa, o kişi yargıç değildir, yargıçla ilgisi yoktur. Anayasa Mahkemesi’ne üye atandı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısıydı. Temiz bir kişi değil. Yemin törenine katılmadım. Anayasa Mahkemesi üyesi olması mümkün değil. Yargıtay’da bir tek karara imza atmayan kişi, Yargıtay üyesi olarak atandı. Bunlar düzeltilmeden Türkiye aydınlığa çıkamaz. Elalemin kuklası konumundalar şu anda. Biz sorun yaratmak değil, sorun çözmek istiyoruz. Her kararları bir sorun. Türkiye’ye rahat bir iklim getireceğiz.
"BÜTÜN PARTİLERLE GÖRÜŞEN TEK PARTİ BİZİZ"
Bütün partilerle ilişki sürdürürüz. Bütün partilerle görüşen tek parti biziz. AK Parti ile de, MHP ile de, HDP ile de… Niye görüşmeyelim? HDP’yi düşmanlaştırıyorlar. Sen düşmanlaştırıyorsan, İkili oynuyorsun. HDP’nin Meclis Başkanvekili, TBMM’yi yönetiyor.
"BİR KİŞİNİN HAPİSTEN ÇIKMASI İÇİN KANUN ÇIKMASI LAZIM"
Söylemler akıl dışı. Bir kişinin hapisten çıkması için kanun çıkması lazım, değil mi? Kanun çıkmadan, ben seni serbest bırakacağım nasıl diyebilirim, hangi yetki ile diyebilirim? Gezi olaylarından içeride olanlar… Osman Kavala neden? Selahattin Demirtaş, neden? Bütün bunları soruyoruz. Terör. Hiçbiri terör ötürü mahkum olmadı. Yalan söylüyorlar. Halka doğruları söyleyeceksiniz. Bir insanı sevmeyebilirsiniz, eleştiri hakkınız da var. Beni eleştirebilir. AİHM kararı var. Siz, anayasanıza koymuşsunuz. AİHM kararına herkes uymak zorundadır, diye. Hukuk devleti misiniz? Evet. O zaman bırakacaksınız. Anayasa Mahkemesi kararı var. Bu ülkede, Anayasa Mahkemesi kararını alttaki hakim ben uygulamıyorum dedi, Sarayın talimatı ile…
"ADALET İSTİYOR, ADALET SARAYININ ÖNÜNDE"
Emine Şenyaşar. Kocası kafasın tüp vurularak hastanede öldürüldü. İnsanın vicdanı sızlar. 8 savcı değişti, kimse korkudan dava açmadı. Ben gittim, görüştüm. Adalet istiyor, adalet sarayının önünde. Bu vicdan mıdır, ahlak mıdır, erdem midir? Ne istiyorsunuz o kadından. Öldürenler sırtını saraya dayamış. En sonunda bir yürekli savcı çıktı da dava açtı. Türkçe bilmiyor… Bunlarda vicdan yok. Neler yaptılar? Ne için? Bu kadının kimsesi yok.
"3 AY İÇİNDE AVRUPA’YA VİZE KALKACAK"
(Oy oranları) İlk turda biter. Gençlere güveniyorum. Ben, bir kesim bana oy versin diye çalışmam. Nasıl çalışacağımı 85 milyona anlatırım. Adalet, hukuk, düşünceyi ifade özgürlüğü. Ne pahasına olursa olsun, Millet İttifakı olarak bunları yapacağız. Sözüm var. 3 ay içinde Avrupa’ya vize kalkacak. AB’de; Almanya’da, Fransa’da, Danimarka’da… Bizim işçiler var orada. Memnunlar hayatlarından. Orada hangi standartlar varsa gelip uygulayacağız. Getirdikten sonra da vizeleri kaldır diyeceğiz, kaldıracak. Hem yapmıyorsunuz, hem vizeyi kaldır; diyorsunuz. Anayasada özgürlükler, haklar varsa vereceksiniz. Odada bile konuşurken, insanlar sessiz konuşuyorlar, dinleniyor muyuz diye. Cumhurbaşkanı olduğumda, gençlere sözüm var. Bütün eleştirilere tahammül edeceğim.
"UYUŞTURUCU BARONLARI, BEŞLİ ÇETELER BANA OY VERMEZ"
(Muharrem İnce ile ilgili soru üzerine) Muharrem Bey, nasıl herkesten oy istiyorsa; ben de herkesten oy istiyorum. Kendisine göre ilkeleri, kuralları vardır, saygı duymak zorundayım. Oy kullanmak için sandığa giden her vatandaşın oylarına talibim. Kul hakkı yiyenler, uyuşturucu baronları, beşli çeteler bana oy vermez. Bunlar, ben Cumhurbaşkanı olmayayım diye zaten 50, 100 şey yaptılar. İftiralar, karalamalar, adam kiralamalar; bütün bunları yaptılar. Bunlar beni yolumdan döndürmez. Siyaset, halka adanmışlıktır. Siyaset, zenginleşme aracı değil ki… Söz verdim, bu ülkeye baharları getireceğim.
"ERDOĞAN DA BUNU DAVET ETMİŞTİ. O ZAMAN CIA YOKTU, NE OLDU BİRDEN BİRE, ŞİMDİ OLDU?"
(Atatürk Havalimanı tartışması, sözleriniz BAYKAR’a mıydı) Hayır. Ekim 2022. Atatürk Uzay ve Havacılık Merkezi. Yeni değil. Hazırlayan, Doç. Dr. Devrim Akgündüz. M.I.T.’ye gittim, İngiltere’ye gittim. Zaten bunlar için gittim. Nedenim, yüksek teknolojiyi kendi ülkemize nasıl getiririz. Orada, Eren ve Fatih Özmen var. Bunlar uzay konusunda, olağanüstü. Teknolojileri müthiş geliştirmişler. Elon Musk’tan sonra Amerika’da ikinci. Bu insanları Türkiye’ye getirmek, Türkiye’de yatırım yapmak… (CIA’ye çalışıyor eleştirisi) Gülünecek şey. Ticari şirket. Müşteri varsa mal yapıp satarlar. Biz o şirketleri mi suçlayacağız. Bakın… Eren ve Fatih, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Siz yurt dışına çıkanların tamamını, yerli ve milli olmaktan çıkarıyor musunuz? Kendi insanınız, Daron Acemoğlu orada, pek çok bilim insanı orada… Bunu açıkladıktan sonra, NASA’da çalışan bir Türk ile de konuştum. ‘Bunu yapın, NASA’dan ayrılıp, geleceğim ülkeme, ülkemde yapacağım’ diyor. 2 milyar dolarlık bir hacmi var bunun. Erdoğan da bunu davet etmişti. O zaman CIA yoktu, ne oldu birden bire, şimdi oldu? Akıl dışı… Eleştiriyorsanız, akıllı gerekçeye dayandırın. Efendim CIA’den malzeme… Şirket bu satar. Türkiye’de uzay sanayisi üzerine araştırmalar yapacaklar. Atatürk Havalimanı’nda, uçaklar kalkacak inecek yine. Orada hangarlar olacak. Bilimsel araştırmaları, uzay araştırmaları olacak, nitelikli insanlar gelecek. Şu sözü verdim, Türkiye’de şampiyonlar ligi kuracağım diye… Bilimde ve teknolojide dünyanın öne çıkmış insanlarını… Yatırım yapacak burada, uzay sanayi konusunda. Uzayda kanser araştırmaları yapılıyor. İlaç sektörü stratejik bir sektördür. Dünyadan haberleri yok bunların. Canan Dağdeviren. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iftihar etmesi gereken bir isim. Bunlar karalamak için yola çıkar. Tam bir akıl tutulması. Almanya’da çalışanlara da Almancı mı diyeceğiz.
"BAYRAKTAR’LAR DA OLACAKTIR"
(Haluk Bayraktar’ın açıklamaları) Beni dinlememişler. Bayraktar’ların, Türkiye için ne kadar önemli şeyler yaptıklarını anlattım. İkitelli’de fabrikaları varken, babası hayattaydı, bana dertlerini anlattılar. Çok nitelikli bir ekibi vardı. Geliştirdikleri uçak modellerinin önünde fotoğraf çektirdik. Onlar da benim söylediğim, şampiyonlar liginin bir parçası olacaktır, Bayraktar’lar da olacaktır. Siz uçak geliştirdiniz de biz niye karşı çıkalım? Onlara her türlü desteği vereceğiz.
"TANK PALET FABRİKASINI KATAR ORDUSUNA VERMEYECEKSİNİZ"
Şöyle bir endişe var: Tüm bu gelişmeleri parti devleti süreci içinde yaptılar. Parti aynı zamanda devlet. ‘Acaba Kılıçdaroğlu gelirse, aynı mantıkta gider mi?’ Hayır. Parti ayrı devlet ayrıdır. Devlete kim hizmet ediyorsa, kim üretiyorsa; başımızın üstünde yeri var. Niye karşı çıkalım? Akıl tutulması bir şey. Samsun’da TEKNOFEST yapıldı ben de gittim. Pırıl pırıl evlatlarımız, AK Partililer de tanık oldular, bir bakan da vardı, gençler de geldi benimle fotoğraf çektirdi… Kim, bu ülkede taş taş üstüne koyuyorsa, ben onun siyasi görüşüne bakmam. O ayrı bir şey. Bu insanlar siyaset için yapmıyorlar bunu, üretiyorlar. Ben gittiğimde keşke, Bayraktar beni TEKNOFEST’te karşılasaydı, ben haber verdim, ‘gelmek istiyorum’ diye. Ama çekindi. Samsun’dakine gittim, haber de verdim, gelmek istiyorum, diye. Çekindi, kendisi TEKNOFEST’ten ayrıldı. Başka bir bakan veya bakan yardımcısı, gezdik. Söylüyorum. Mutlu olsunlar: Kızılelma, başka bir şey. Savunma sanayi konusunda uzman değilim. Ama bu ülkenin güçlü bir savunma sanayisine ihtiyacı olduğunu bilen birisiyim. Ayrıca, savunma sanayinin devlet için yapılması lazım. Ülkenin güvenliği için yapılması lazım. Bunu yapıyorsanız, tank palet fabrikasını Katar ordusuna vermeyeceksiniz. Alacağız. Katarlılardan alacağız, orduya teslim edeceğim.
"ONLAR DA İHA YAPSIN"
ODTÜ, bu konuda çok önemli. Savunma sanayi konusunda bazı bölümler açmasına izin vermediler. Niye? Rekabet olsun. İHA yapan başka firmalar da var. Onlar da yapsınlar. Sen üretme, ben üreteceğim sadece. Bu da olmaz. Bugün; ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN… Özal, savunma sanayi fonunu kurdu. TSK Güçlendirme Vakfı, tüm bunların dominant ortağı. Kalkıp, ‘Ben İHA yaptım, sen karşı çıktın.’ Yok kardeşim, bir tane değil 10 tane yap. Daha mükemmelini yap. Bana şunu anlatmışlardı, ‘ürettiğimiz SİHA’lar sabit bir yerde de durabilir.’ Diğer ülkelerin bunu üretmediğini söylediler, doğruysa güzel bir şey.,
"GENELKURMAY BAŞKANLIĞI’NIN İNTERNET SİTESİNDE TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ADI YAZMAZ"
Terör bir insanlık suçudur. Hepimizin ortak tavır takınması lazım. Terör bir partinin olayı değil ki, bir devlet olayıdır. Terör örgütünün adını niye söylemiyorsunuz, diyorlar. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde terör örgütünün adı yazmaz. Biz devlet kuran bir partiyiz. Biz Milli Savunma Bakanlığı’nı, Genelkurmay Başkanlığı’nın koyduğu kurallar vardır. O kurallarda nasıl kullanılıyorsa isimler, benzer isimler kullanırız. Terör örgütü terörü niye yapar? Adım daha fazla geniş kitleler tarafından duyulsun diye yapar. Bölücü terör örgütü. Açın Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesine, bölücü terör örgütü der. Biz de onu kullanıyoruz. Devlet onu kullanıyor. Bana onun reklamını yap diyorlar. Ben niye onun reklamını yapayım, arkadaş. Devletin en hassas kurumu Millî Savunma Bakanlığı’nın internet sitesinde böyle. Biz de onu kullanıyoruz. Devleti tanımıyorlar. Devletin ne olduğunu bilmiyorlar. Günlük, kahve edebiyatı ile devlet yönetmeye kalkıyorlar. Devlet öyle yönetilmez. Bunlar parti ile devleti karıştırdılar. Kıbrıs’taki büyükelçi, kahve kahve oy istiyor. İnsanda biraz utanma olur. Devlet, liyakat üzerine inşa edilmiştir. İşi ehline vereceksiniz. Vali ise valiliğini yapacak. Herkes kendi görevini yapacak.
"BİZ KUVAYI MİLLİYECİYİZ"
Suriye tezkeresine hayır oyu verdik. Niye hayır oyu verdik? Tezkerede diyor ki, ‘terörle mücadele konusunda yabancı askerler Türkiye’ye davet edilebilir.’ Niye AK Partililere bunu söylemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti; askeriyle, polisiyle, jandarması ile 30-35 yıldır terörle mücadele ediyor; yabancı asker mi davet etti? Hangi yabancı asker? Bahçeli’ye sordum, hangi yabancı askeri terörle mücadele konusunda Türkiye’ye davet edeceksiniz? Erdoğan’a sordum, hangi yabancı askeri terörle mücadele etsin diye Türkiye’ye davet edeceksiniz? Milli Savunma Bakanı’na sordum, hangi yabancı askeri? İşgal kuvvetlerinin gelip de Türkiye’de, terörle mücadele edeceğine biz inanıyor muyuz? Biz Kuvayı Milliyeciyiz. Kimse kusura bakmasın. Bunu niye gizliyorlar? Bunun adı vatan severlik mi? Ben kendi toprağıma, yabancı bir asker postalının dokunmasını istemem.
Ama onlar istiyor. Meclis’ten tezkere geçirdiler.
https://tele1.com.tr/eski-mhp-grup-baskanvekili-oktay-vuraldan-huda-par-tepkisi-ileride-bedel-odettirir-834351/
"HÜDA PAR'DAN UTANIYOR MUSUN?"
Aynı soruları HÜDA PAR’a sorabilir misiniz? Türk bayrağı olmasın diyor. Hani Bahçeli milliyetçiydi. Ben bayrağım ezdirmem, demesi lazımdı. Niye sesini çıkarmıyor. Üç kağıtçı siyasetçi olmaz. Namuslu adam olur. Duruşu, tavrı, ilkeleri, kuralları bellidir. Esen rüzgara göre, gidip gelmez. Bu böyledir. Benim anlayış böyledir. Liderler toplanıyor, HÜDA PAR’ın genel başkanı orada yok. Utanıyor musunuz? Utanıyorsanız niye listeye koyuyorsunuz. Alıyorsanız, alıyorum derseniz. Beraberiz dersiniz. Sarayda yoktu. Niye orada değildi? Devleti yönetemiyorlar. Bitmişler artık. HDP masanın neresinde, diyorlardı ya… HÜDA Par neresinde? Aynı şekilde SADAT… SADAT başındaki adamı getir oraya, Türkiye Cumhuriyeti’ni kaldıracağız, bayrağını sileceğiz, resmi dil Arapça olacak. Erdoğan’ın baş danışmanı. MİT Müsteşarı’nın yanında oturuyor.
"DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NI KURAN CHP, NİYE KAPATSIN"
(Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılacağı iddiası) Allah akıl fikir versin. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran CHP, niye kapatsın. İlk imam hatip okullarını kuran CHP. İlk İlahiyat Fakültesi’ni açan CHP. Kuran’ın Türkçe mealini hazırlatan CHP. Ama biz, bunları siyasete malzeme etmeyiz, günah sayarız.
Türkiye, yeni bir hamlenin başlangıcında. Demokrasi, bilgi, bilim açısından ve kalkınma açısından. Türkiye son beş yıldır, milli gelirde düşüş var, fukaralaşma var. Anadolu’nun içi boşalıyor. Fabrika kalmadı. Kayseri eski gücünü kaybetmiş. Niye?
"MERKEZ BANKASI BAŞKANI KİM OLACAK"
Her partiye bir bakanlık verilecek. Oyu ne olursa olsun. Sonra alınan oylara göre, bakanlıklar bölüşülecek. (Bakanlıkların ne olduğu belli mi?) Hayır. Şimdi, soruyorlar ‘Sizin bakanınız kim olacak’ diye. Aslında bakanlık değil. Merkez Bankası Başkanı kim olacak, Gelir İdaresi başkanı kim olacak, BDDK Başkanı kim olacak, Kamu İhale Başkanı kim olacak? Buralara bu işi bilen, en yetkin kişiler getirilecek. Merkez Bankası’nın başına gelecek kişi; hem içerideki hem dışarıdaki finans çevrelerine güven veren birisi olacak. Bu kişi, saraydan gelen talimatla değil; işin gereğini yerine getirmiş olacak.
"HAKLAR GENİŞLER, KISITLANMAZ"
(İYİ Partili Bilge Yılmaz’ın, bazı bürokratların seçimden sonra yurt dışına çıkacağı iddiası) Kirliliğe bulaşan çok kişi var. Görüyoruz, tanığıyız. Devlet, intikam duygusu ile yönetilmez. Birisi, bir kişiyi ihbar ettiği andan itibaren; onu hemen intikam duygusu ile cezalandıracağım demek doğru değildir. Varsa araştırırsınız, soruşturursunuz, rapora bağlarsınız; savcılığa gönderirsiniz, savcı gereğini yapar. Devlet adaletle yönetilmek zorundadır. Mütedeyyin kardeşlerime de seslenmek isterim. Haklar genişler, kısıtlanmaz. Kısıtladığınız andan itibaren demokrasiyi yok etmiş oluyorsunuz. İnancı? Bana ne onun inancından. Kimlik? Bana ne onun kimliğinden.
"İNSANLAR NİYE SOĞAN ALAMIYOR, SİYASETİN KONUSU BU?"
(Bozdağ’ın açıklamaları) Buradan Türkiye’nin çıkması lazım. İçki içiyorsa, Allah ile kul arasında bir şeydir. İçkinin zararı var mı, var. Sigaranın zararı var mı, var. Bunun kampanyasını açarsın. Sigara ile içki ile gençlere, çocuklara, herkese anlatabilirsin. İçki ile secdeyi, Allah’a ibadeti yan yana getirirseniz, yanlış yaparsınız. İçki içen, dinsiz imansız mı olacak? Yok öyle bir şey. Siyaset bu konulara girmemeli. Bu insanlar niye soğan alamıyor, siyasetin konusu bu
"TAÇ GİYEN BAŞ AKILLANIR, DİYE BİR ATASÖZÜMÜZ VAR"
(Cumhurbaşkanı seçilirseniz, görev sürenizin bitiminde o görevi bırakacak mısınız?) Taç giyen baş akıllanır diye bir atasözümüz var. O makam sıradan bir makam değil, 85 milyonu temsil eden bir makam. Makamın getirdiği bir yük var. Siz o yükü taşımak zorundasınız. Vatandaşlarınız arasında ayrım yapmamalısınız. Bunun dışına çıkarsanız. Bunun dışına çıkıp da; hakime talimat vereyim, şunu yapsın derseniz devleti devletlikten çıkarırsınız. Şu anda devlette, bürokraside endişe yaratmaya çalışıyorlar. ‘Gelirlerse herkesi sürecekler.’ Hayır. Görevini yapan herkesin başımın üstünde yeri var. Görüşü ne olursa olsun. Yolsuzluk yapmışsa, yolsuzluğa bulaşmışsa, partizanlık yapmışsa; ona diyeceğiz ki ‘şöyle kenara çekil."