Yeni parti hazırlıklarını sürdüren eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun AKP'ye yönelik sarf ettiği “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz… Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden, aylardan biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır” sözleri üzerine Suruç Aileleri İnisiyatifi, 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği ile 5 Haziran Amed Aileleri İnisiyatifi yaptıkları ortak basın açıklamalarıyla Davutoğlu’na “açıkla” çağrısı yaptı.
https://tele1.com.tr/davutogluacikla-7-haziran-1-kasim-arasinda-neler-yasandi-suruc-ankara-78588/
Katliamlarda yakınlarını kaybedenlerin ve yaralıların kurduğu 3 platform eş zamanlı olarak, "7 Haziran - 1 Kasım arasında birlikte öldük şimdi birlikte hesap soruyoruz. Biz neden öldük? Katillerimiz kim ya da kimler?" diye sordu.
Ailelerin, Davutoğlu'nun işaret ettiği karanlık dönem, "Binlerce insanın ve toplumun hafızasında ilk günkü gibi taptaze durmaktadır" dedi.
https://tele1.com.tr/suruc-aileleri-davutogluacikla-dedi-katliam-siyasetinin-defterleri-acilmali-78583/
Üç ilde eş zamanlı yapılan basın açıklamasında şunlar kaydedildi:
"2014-2016 yılları arasında başbakanlık görevi yürüten ve şu sıralarda partisinden ayrı bir siyasi çalışma yürüten Ahmet Davutoğlu 'nun geçtiğimiz günlerdeki açıklamaları gündeme oturmuştur.
Ahmet Davutoğlu Türkiye'nin en karanlık dönemlerinden biri olan AKP'nin tek başına iktidarı ilk kez kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimleri ile yeniden seçime girilen 1 Kasım 2015 tarihleri arasındaki sürece ilişkin önemli bir açıklamada bulunmuştur. Davutoğlu 'Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi, insan yüzüne çıkamaz. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır." diyerek bu karanlık süreçteki kendisinin de önemli bir parçası olduğu iktidarın "karanlık" işlerine ve ilişkilerine işaret etmiştir.
Ahmet Davutoğlu'nun hafızalarımızı yoklamamızı istediği dönem bizler ve bizim gibi bu dönemde yüreğine ateş düşmüş, ocağı sönmüş, biriciğini, canını, yavrusunu, annesini babasını, eşini dostunu akrabasını sevgilisini yoldaşını yitirmiş, sağlığından,evinden yurdundan edilmiş, sakat kalmış,hayatının en büyük travmasını yaşamış binlerce insanın ve toplumun hafızasında ilk günkü gibi taptaze durmaktadır.
'TOPLUMSAL TRAVMANIN ETKİLERİYLE BAŞ ETMEK ZORUNDA BIRAKILDIK'
https://tele1.com.tr/yazarlar/bildiklerini-ilk-aciklayan-karsisindakinin-kucaginda-bombayi-patlatacak/
Bu dönemde 5 Haziran Amed Katliamı, Suruç Katliamı, Ceylanpınar'da iki polisin şaibeli bir şekilde öldürülmesi, Çözüm Süreci'nin bitirilmesi, 10 Ekim Barış mitingine yönelik Ankara Gar Katliamı ve daha birçok kıyım ve toplumsal travma yaşanmış, 1000 e yakın insan en kutsal insan hakkı olan yaşam hakkını yitirmiş, yüzlerce insan sağlığını kaybetmiş, toplumun tüm kesimleri ciddi bir toplumsal travmanın etkileriyle baş etmek zorunda bırakılmıştır.
Biz, yakınlarını IŞİD bombaları ile kaybedenler 7 Haziran-1Kasım arasındaki dönemde neler yaşandığını çok iyi biliyoruz. Katillerimizi tanıyoruz. Biz bu süreçte neler yaşandığını sormuyoruz. Nasıl yaşandığını soruyoruz.
Buradan Davutoğlu'na ve içinden çıktığı siyasi iktidara sesleniyoruz;
Ülkemiz sizin iktidar döneminizde tarihin en kanlı cihatçı çetesinin geçiş yolu haline getirilmiş, IŞİD militanlarının ellerini kollarını sallayarak dolaşabildigi, hatta bazı bölgelerde kimlik kontrolü yaptığı, istediği gibi örgütlenebildiği, yargı süreçlerinden kolaylıkla sıyrılabildiği konforlu bir alana dönüştürülmüştür. Dışişleri bakanlığınız döneminde "öfkeli gençler" dediğiniz IŞİD çetecileri öfkesini her nedense Türkiye'nin muhalif kesimlerine kusmuş yaptığı kıyımlar sizin tabirinizle "oylarınızı arttırarak" partinizin 1 Kasım'da yeniden tek başına iktidar olmasına büyük katkıda bulunmuştur.
Bu katliamların ve saldırıların araştırılması için mecliste verilen önergeler iktidarınız döneminde reddedilmiş, yargı süreçleri etkin bir şekilde yürütülmeyerek yeni katliamlara yol açılmıştır.
'TEHDİT ETTİĞİNİZ ÇETELER, AMED'DE, SURUÇ'TA, ANKARA'DA ÖLDÜREN ÇETELER MİDİR?'
Davutoğlu'na soruyoruz 1 Kasım seçimleri öncesinde yaptığınız Van mitinginde 'Ak parti iktidardan indirilirse sokaklarda terör çeteleri dolaşacak' cümlenizdeki terör çeteleri bizi Amed'de Suruç'ta, Ankara'da öldüren çeteler midir?
İlk günden baştan savma yürütülen Suruç katliamı davasındaki canlı bombanın kardeşi 80 gün sonra Ankara nın göbeğinde kendini patlatarak 103 kişiyi sizin iktidarınız döneminde katledebilmiştir.
Öyleyse soruyoruz; Başbakanlığınız sırasında Amed, Suruç ve 10 Ekim davalarına iktidar tarafından müdahalede bulunulmuş mudur?
Bugün Amed , Suruç ve 10 Ekim davaları sürmektedir. Sayın Ahmet Davutoğlu halkına karşı sorumluluk duyan bir siyasetçi gibi davranıp bu davalara gelerek bildiklerinizi anlatmayı , kameralar karşısında ima ettiğiniz gerçekleri mahkeme salonlarında da açıkça ifade etmeyi düşünüyor musunuz? Yoksa bildiklerinizi AKP ile girdiğiniz mücadelede bir koz olarak kullanmayı mı planlıyorsunuz?
Bugün aynı dakikalarda Amed, Ankara ve İstanbul'da kanları birbirine karışmış, acıları iç içe geçmiş, ortak yaraları hala kanamaya devam eden aileler olarak kaybettiğimiz canların yarım kalan nefeslerini ciğerlerimize doldurarak gür bir sesle soruyoruz. #DavutoğluAçıkla 7 Haziran-1 Kasım arasında biz neden ve nasıl öldürüldük?"