Atina’nın F-16’ların Türkiye’ye verilmesini engellemek için Washington’a baskı yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan 23 Mayıs 2022’de bakın ne demişti :
“FETÖ'nün Avrupa'ya gidiş güzergahı şu an Yunanistan değil mi? Şu anda ona yakın Amerikan üssü var Yunanistan'da. Bu üsler Yunanistan'da niye kuruluyor? Şu anda Avrupa ülkelerine 400 milyar Euro borcu olan bir Yunanistan var. Kendileriyle ( Miçtotakis) görüştük. Görüşmede aramıza üçüncü ülkeleri sokmayalım diye mutabık kaldık. Bundan sonrasını Miçotakis düşünsün. Biz kendimize yeteriz. 'F-16'ları Türkiye'ye vermeyin' diye ABD'ye telkinde bulunan bir Yunanistan ile karşı karşıyayız. Bundan sonra benim için Miçotakis diye birisi yoktur.".
7 Aralık 2023’de Erdoğan Atina’ya gitti, Miçotakis’le görüştü ve Yunan adalarını ziyaret edecek Türk vatandaşlarına girişte vize uygulaması konusunda anlaşmaya varıldı ama bırakın girişte, Türk vatandaşları Yunanistan elçilik ve konsoloslukluklarından randevu alabilmek için en az üç ay bekliyorlar.
11 Şubat 2024’de Amerikan Kongresi Yunanistan'a 8,6 milyar dolar değerinde 40 adet gelişmiş F-35 savaş uçağı ve İsveç’in NATO üyeliğine ‘evet’ diyen Türkiye’ye 40 adet F-16 savaş uçağının satışına ve 79 F-16 modernizasyon kitinin satılmasını onay verdi.
Bugün ise estirilen ‘dostluk havasını’ pekiştirmek için Miçotakis İstanbul’a gelecek ve tam iki yıl önce ‘benim için Miçotakis diye birisi yoktur’ diyen Erdoğan’la samimi pozlar verecek.
Peki Kıbrıs sorunu bütün bu çabaların neresinde?
Bence Kıbrıs şu aşamada ABD ve batının umurunda değil?
Batı her zaman ve özellikle şimdi yani Gazze savaşında olduğu gibi Kıbrıs’ı tepe tepe kullanıyor. Katolik Batı; Ortodoks Kıbrıs’ı Ortodoks Rusya’ya düşman yapmak istiyor.
Peki Türkiye ne yapıyor?
‘Küçük olsun benim olsun’ misali KKTC ile eğleniyor.
Her alanda ve her konuda çökmüş bir KKTC Ankara’nın umurunda değil belki de işine geliyor. Hızla betonlaştırılan bir Kuzey Kıbrıs’da beyinlerin de betonlaştırılması Ankara’nın işine geliyor.
Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi .
Eğitim sistemi Türkiye’de çöktüyse KKTC’de de çökertilmelidir. KKTC’de yaşanan sahte diploma rezaleti böyle bir anlayış ve tercihin sonucudur. Bir tek üniversiteden aldıkları söylenen 600 sahte diplomayı kullanan ‘üst düzey’ yetkililerin yönettiği KKTC’de her şeyin rezalet olması kaçınılmazdır.
Buna toplumsal çürüme denir ve Ankara umurunda değil.
Ne idüğü belirsiz kişilerin kurduğu üniversiteler( elbette iyi olanları vardır), kumarhaneler, karanlık bahis salonları, Sedat Peker’in sıkça anlattığı uyuşturucu trafiği, kara para aklama ve fuhuş hikayeleri, Girne’nin sokaklarında cirit atan en lüks arabalar ve beyinleri oportünist ve egoist düşüncelerle esir alınan genç kuşaklarlar..
Peki kimin umurunda?
Tepe tepe kullanılan bir Güney ile çürümüş ya da bilinçli olarak çürütülmüş bir kuzey’in barıştırılması kimsenin umurunda değil. Batı ve şimdi de Güney’de ve Kuzey’de tarihsel ve dinsel nedenlerle İsrail adına toprak satın alan Yahudiler Ankara gibi birleşik Kıbrıs’ı istemezler.
Şimdi Kuzeyi ve Güneyi yönetenler doğal olarak kendilerini besleyenlerin telkin, talimat ve emirleriyle hareket ediyor ve etmek zorundadır.
Olan Kuzey’de ve Güney’de ‘Gıbrıslı’ olma bilinciyle barış ve eşit koşullarda birlikte yaşama mücadelesi veren yurtsever insanlara oluyor. Bu insanların sayısı artmadıkça şimdiye dek olduğu gibi bundan böyle de değişen bir şey olmayacaktır.
Talan, vurgun ve soytarılık düzeninde hiç bir sorunun çözümü yoktur ve olamaz.
Güneyde ve Kuzeyde vatan, millet, din, iman, bayrak ve benzeri hamasi söylemlerle hiç bir yere varılmaz, varılmayacak ve her zaman sonu hüsran olacaktır.
Örneğin ‘Davos benim için bitmiştir’ diyen Erdoğan Davos’a gitmedi ama 9 Mart 2022’de İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’u Ankara’da misafir etti ve İsrail Başbakanı Netanyahu ile 22 Eylül 2023’de NewYork’da samimi bir ortamda bir araya geldi.
Mısır Cumhurbaşkanı ‘darbeci Sisi’, ‘Fetö finansörü’ BAE Başkanı Muhamned Bin Zayid ve ‘Kaşıkçı’ın katili’ Muhammed Bin Selman için benzer ifadeler kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan her üçünü kendi ülkelerinde ziyaret etti ve Ankara’da (Sisi yakında geliyor) krallar gibi karşıladı.
Peki ne oldu?
Benzin 7 liradan 45 liraya çıktı.
Hepsi bu kadar.
Toplum paslanmış, küflenmiş ve çürümüş kimle umurunda!