Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi ATAA’dan Biden’a ‘sözde soykırım’ mektubu

Yayın tarihi: 23 Nisan 2023 Pazar 9:40 pm - Güncelleme: 23 Nisan 2023 Pazar 10:00 pm

HABER: YILMAZ POLAT

Türk- Amerikan Dernekleri Asamblesi ATAA, Başkan Biden’ın 1915 olaylarını ‘Ermeni Soykırımı’ olarak nitelendirmekle Amerikan Anayasası’nın dört maddesini ihlal ettiğini bildirdi.

Türk- Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) mektubunda, “Birinci ve ikinci ihlâller adil olmanın temel prensipleri ile üçüncü ve dördüncü ihlâller ise, özellikle Türk Amerikalıların adil yargılanma hakkı ile ilgilidir” dedi.

ABD Başkanı 2021 yılı Nisan ayında  Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı telefon konuşmasından sonra 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak nitelemişti.

TELE1 Washington Temsilcisi Yılmaz Polat: AKP inandırıcılığını yitirdi, Biden “soykırım” diyecek

Kongre üyelerine de gönderilen mektupta, 140 devletin kabul ettiği ve zorlayıcı, en üst ve itiraz edilemez yasa anlamına gelen ‘jus cojens’ niteliği kazanmış olan 1948 sözleşmesine göre, bir eylemin soykırım olarak kabul edilebilmesi için, ‘olmazsa-olmaz’, şu koşulların yerine getirilmesinin emredildiği hatırlatılıyor:

  • Eylemle ilgili davanın yetkili bir mahkeme’de görülmesi;
  • Eylemin maddi (actus reus) ve manevi (mens rea) yönlerinin ispat edilmesi;
  • Eylemin özel bir kasıt’la (dolus specialis) yapılmış olduğunun kanıtlanması.

‘Osmanlı İmparatorluğu veya yöneticileri hakkında böyle bir yargılama yoktur ve hiçbir yetkili mahkemeden soykırım suçu işlendiğine dair bir hüküm bulunmadığı kaydedilen mektupta, ‘ Bu durumda, çok net ifade edelim ki, sizin 24 Nisan mesajınız Amerikan Anayasasına, Amerikan iç hukukuna, ve uluslararası yasalara tamamen aykırıdır’ deniyor.

Başkan Biden’ın  mesajıyla Amerikan Anayasası ve iç hukukuna göre tam bir ‘yargısız infaz’ yaptığı belirtildi.

Mektubun sonunda şöyle deniyor:

‘Sayın Başkan, soykırım iddialarını araştırmak için kurulacak bir Ortak Tarih Komisyonu, bizleri ileri götürecek olan samimi, dürüst, ahlaklı, mantıklı ve etkili tek yaklaşımdır.  Basmakalıp önyargının ve karalamanın değil, araştırma ve diyaloğun barış ve uzlaşmaya doğru giden yolu inşa edebileceğine inanıyoruz.’