TELE1’in bağımsızlığı yandaşın kafasını karıştırıyor!

Yayın tarihi: 12 Ekim 2022 Çarşamba 4:59 pm - Güncelleme: 12 Ekim 2022 Çarşamba 7:40 pm

AKP medyası, bağımsız yayıncılık yapan TELE1‘i bir kez daha hedef aldı. Daha önce TELE1’i CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “fonladığını” iddia eden yandaş medya, bu kez de TELE1’in İBB Başkanı İmamoğlu’na yakın olduğunu ileri sürdü.

TELE1’in kurumsal, mali ve editoryal bakımdan bağımsız oluşu, bunu yayınlarında açıkça birçok kez ortaya koyuşu yandaş medyada kafa karışıklığı yaratmaya devam ediyor. Yandaş medya ve iktidar çevreleri, TELE1’in izlediği yayın politikasının temelini oluşturan felsefi tercihleri ile haberleri ve programlarından ortaya koyduğu bağımsız yaklaşım arasındaki ilişkiyi anlayamıyor. Bir medya kuruluşunun siyasal tercihleri ile haberlerinin objektif olması ve gerçeğe sadakati arasındaki bağı da kuramıyor. Bir medya kuruluşunun, hem felsefi, etik ve siyasal tercihlerinin olabileceği hem de bağımsız yayın yapabileceğini kafaları almıyor.

Bu konudaki en yakın örneği ele alırsak, yandaş medyanın sefaletini daha somut şekilde görebiliriz; TELE1 Washington Temsilcisi Yılmaz Polat, Zeynel Lüle’nin sunduğu Gerçeğin İzinde programına bu hafta konuk oldu. Polat, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ziyareti hakkında değerlendirmelerde bulundu. Polat, TELE1’de herhangi bir kişiye davet gelmediğini ve TELE1’in ziyareti izleyemediğini söyledi. Gezinin zamanlamasını ve ziyaret programını eleştirdi. TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Dr. Merdan Yanardağ ve 18 Dakika programının yorumcularından Prof. Dr. Emre Kongar ise, Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisini ve zaten serbest olan kamuda türban/başörtüsü takılmasına ilişkin yasal güvence öneren çıkışını günlerce eleştirdi. TELE1 programcılardan Enver Aysever de benzer bir yaklaşım sergiledi. Aynı tutum, diğer programlarda da ifade edildi. Bu gelişme üzerine AKP medyası harekete geçti.

Yandaş Yeni Şafak Gazetesi, “CHP’nin fonladığı TELE1 ekranında, Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretine eleştiri” başlıklı bir haber servis ederken, Takvim Gazetesi ise “Kılıçdaroğlu, CHP tarafından fonlandığı bilinen ve Ekrem İmamoğlu’na yakın duran TELE1’den kimseyi ‘icazet turu’na davet etmedi” ifadelerinin yer aldığı haber ve sosyal medya paylaşımları yaptı.

Gerçek ise tam tersiydi; TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turunda, Ertuğrul Özkök ve Nagehan Alçı gibi kişilerin davet edilmesine yönelik yaptığı eleştirileri üzerine aynı yandaş medya bu kez, TELE1’in Kılıçdaroğlu’na yakın yakın olduğunu, bu nedenle Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdiğini ileri sürmüştü.

İmamoğlu’nun başarılı Karadeniz gezisinde Alçı’ya ilgi yok, tepki vardı!

Ancak, yine aynı yandaş medya, yukarıda da belirtildiği gibi, Kılıçdaroğlu’nun türban/başörtüsü önerisini, böyle bir sorun olmadığını belirterek, artık TSK ve Adliye dahil bütün kamu kuruluşlarında zaten türban takıldığının söyleyen Merdan Yanardağ’ı hedef göstermişti. Yandaş medya bu kez de TELE1’in Ekrem İmamoğlu’na yakın olduğunu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından fonlandığını öne sürmüştü.

Oysa, TELE 1’in arkasında hiçbir siyasi parti, güç odağı veya bir sermaye grubu yok, olmadı da… Yani, TELE1’i ne CHP ne İBB ya da herhangi bir belediye ne de bir sermaye grubu fonluyor. Tümüyle, nitelikli emek ve kendi yarattığı kaynaklara dayalı bir yayıncılık sürdüren TELE1 bir sosyal, tarihsel ve siyasal sorumluluk girişimi olarak kuruldu. Yani bu özelliğiyle ticari bir amacı bulunmayan TELE1’in yayın politikasında bağlı olduğu tek şey “gerçek” ve gerçeğin bilgisi oldu. Bu nedenle TELE1 Haber Merkezi’nde duvarda kocaman “GERÇEK” yazar. Programlarının ve haber bültenlerinin arka planında tek bir sözcük/kavram geçer; GERÇEK!

İşte bu nedenle, TELE1 gerektiği ve doğru olduğuna inandığı zaman hem Kılıçdaroğlu’nu hem de İmamoğlu’nu eleştirmekten kaçınmaz… Ancak, TELE1 bütün kadrosuyla, dostlarını ve düşmanlarını ayırmasını da bilir. Demokrasi ve eşitlik mücadelesinde taraftır. Zalim ve mazlum arasında da kayıtsız kalmaz. Gericiliğin ve faşizmin karşısında Cumhuriyetin, laikliğin ve özgürlüğün yayındadır. Sömürünün karşısında halkın ve emekçilerin yanındadır.

İktidarın bütün olanaklarından yararlanan, halkın parası olan kamu kaynaklarından beslenen, kirli havuz paralarıyla fonlanan, arkasında sürekli bir güç odağı bulunan ve bunlar olmadan yayıncılık yapacak hali bulunmayan yandaş medyanın bizi, TELE 1’i anlaması çok zor. Bunu biliyoruz. kendilerinin hiçbir zaman yapmadığı ve yapamayacağını, bizim başarıyor oluşumuz karşısında şaşırmalarını da anlıyoruz. Onları sefaletleri, içinde yüzdükleri rezaletleri, yalanları ve kumpaslarıyla baş başa bırakıyoruz. Biliyoruz, fazla bir ömürleri de kalmadı. Hesap vakti yaklaşıyor.

Havuz medyasında çıkan haberler: