Gazetecilik, Televizyonculuk ‘haber’ demektir.
TELE1 ‘bağımsız gazetecilik’ ve ‘habercilik’ görevini kurulduğu günden beri başarıyla yürütüyor.
Türkiye’nin gündemini belirleyen birçok habere imza attı, ‘saklanmış- gizlenmiş’ haberleri kamuoyunun dikkatine getirdi.
Bu başarıda kendi payıma düşeni yapmaya çalıştım, ‘başta FETÖ olmak üzere ABD’de kurulan Vakıf şirketleriyle lobilere ödenen milyonlarca dolar, Yahudi lobicilerle işbirliği ve AKP Yönetimi’nin
ABD’deki Yahudi kuruluşlarla ‘Sinagog’ buluşmaları’ Tansu Çiller’in ABD’deki mal varlığı gibi çok sayıda özel habere imza attım ve birçok kitap yazdım.
Özellikle ‘TÜRKEN-USA’ Vakfı’yla ‘ABD’de SİNAGOG’DA AKP’li yöneticilerin yürüttüğü diploması, kısa süre önce belge ve fotoğraflarla kamuoyunun dikkatine sunduğum ‘AKP-USA’nın Washington’da satın aldığı iki bina ve bu haftaya damgasını vuran ‘DİYANET-USA’yla ilgili haberlerim çok okundu, birçok basın organında yer aldı ve TBMM gündemine taşındı.
Olumlu olumsuz binlerce tepki aldım. Okuyucudur anlarım, kızmadım kızmam da.
Ancak birşeyi meslek hayatım boyunca hep eleştirdim.
Habercinin, yazarın ortaya çıkardığı bir olayı, bir başka gazeteci ve basın kurumu kaynak göstermeden veriyorsa en hafif deyimle ‘ahlaklı’ değil.
Ayıp oluyor arkadaşlar!
TELE1’i kaynak göstermek izleyicinizi, tirajınızı artırır.
Öte yandan her iki haberimi TBMM gündemine taşıyan İyi Parti Grup Başkan Vekili Turhan Çömez’e teşekkür ederim.
CHP herhalde ‘yumuşama’ döneminde olacak haberlere ilgi göstermedi.
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Türken Vakfı’nın New York- Manhattan’da yaptırdığı gökdelen haberimiz üzerine Ankara’dan ‘bir gece’ görüntülü yayın yapmış, ABD’ye gittiği zaman da Manhattan’a giderek gökdelenin önünden görüntülü eleştirel sert bir açıklama yapmıştı.