Asgari ücret 22.104 lira olmuş kimin umurunda!
Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu ‘Türkiye; Suriye’deki havaalanlarını, limanları ve demir yollarını yeniden yapılandırıp çalıştırmak için gerekeni yapacak’ dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ‘ Ordunun yeniden yapılandırılması dahil her konuda Suriye’ye yardım edileceğini’ ifade etti.
Şam’da ise Suriye’nin yeni hakimi Colani yani yeni adıyla Ahmed Şara 30 kadar silahlı grubun lider ve komutanlarıyla bir araya gelerek tüm grupların Savunma Bakanlığına bağlanması konusunu görüştü. Özetle 12 yıldır Suriye devletine karşı savaşan bu grupların lider, komutan ve militanları Suriye ordusunda general, subay ve yönetici olacaklar. Oysa hepsi radikal İslamcı olan bu kişilerin geçen süre içinde farklı farklı bölgesel ve uluslararası istihbarat örgütleriyle ilişki içinde olmuş ve bunların bazıları Suriyeli bile değil. Örneğin Uygur Türkü, Çeçen, Özbek ve yaklaşık 20 ülkenin vatandaşı. Şimdi bu militanlar Suriye Savunma Bakanlığı ve Suriye ordusunun farklı komuta merkezlerinde görev yapacak ve yeni yönetimin mezhepsel politikalarına uygun olarak davranacaklar. Örneğin Şii İran ve onun desteklediği Şii Lübnan Hizbullah’a karşı.
Nitekim Colani ve onun atadığı Dışişleri Bakanı Şibani her fırsatta İran’ı uyarıyor ve tehdit ediyorlar. Böyle bir politika öncelikle İsrail’i mutlu eder. 14 aydır Hamas ve Filistin halkına yönelik katliamlarını sürdüren, iki ay süreyle Lübnan’ı bombalayarak Hizbullah lider ve komutanlarını öldüren, Hamas lideri Heniye’yi Tahran’da öldüren İsrail; Türkiye destekli silahlı grupların Esad’ı devirmesinden büyük sevinç duymaktadır. Üstelik silahlı grupların Şam’a girmesini fırsat bilip Suriye ordusunun tüm liman, havaalanı, tesis, mevzi ve silah depolarını yok etti ve Suriye’nin güneyinde 30 kilometre derinliğinde bir çok yeri işgal etti. Colani ve yönetimi İsrail’in bu yaptıklarına sesini çıkarmadı ama İran’ı hedef almaktan geri kalmadı. Colani ve yönetiminin İran’a yönelik peşin tavrına Ankara ne der şimdilik bilinmez ama Şam’a giderek Colani ile uzun uzun görüşen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün Abu Dabi’ye giderek BAE Başkanı Muhammed Bin Zayed’le görüştü. Haberlere bakılırsa Bin Zayed; Fidan’a ‘Şam’daki İslamcı yönetimden rahatsız olduğunu’ söylemiş . Bu doğruysa Bin Zayed ‘Türkiye’nin Şam’daki yönetime desteğinden’ de rahatsız olduğunu söylemiştir.
Süleyman Soylu’nun ‘Feto darbesini finanse etti’ dediği Bin Zayed bana göre bölgenin en tehlikeli adamıdır çünkü danışmanı siyonizm sevdalısı İngiliz eski Başbakanı Tony Blair’dir ve her ikisi Trump gibi İran’dan hoşlanmaz. Özetle önümüzdeki dönemin en çok konuşulacak konusu İran olacak ve süreç o yönde gelişirse bölge çok karışacak. Çünkü 2011’de Suriye’de olayların başlamasıyla AKP iktidarı dahil herkes mezhepsel söylemlerle hareket ediyordu ve bu söylemlere inanan yüz binlerce yerli ve yabancı radikal İslamcı ruh hastası “Alevi Esad ve ona destek veren Şii İran ve Şii Lübnan Hizbullah’a karşı cihat ilan ederek kafa kesmeye başlamıştı. İşte o kafa kesen tiplerden bazıları bugün Şam’da Esad’ın sarayında Suriye’yi yönetiyor ve birileri onları özgürlük ve demokrasi savaşçısı olarak pazarlamaya çalışıyor.
Onlar da çok güzel takiye yaparak kendilerince dünyayı kandırmaya çalışıyorlar. Medya ve trollerin desteğiyle bu yalanlar insanların bazılarını etkileyebilir ama bu tiplerin gerçek yüzü çok yakında ortaya çıkar. Adamlar; çağ dışı, ilkel, bağnaz ve içi boş dini söylemlerle 2011 öncesinde dünyanın en güvenli ülkesi Suriye’yi perişan ettiler şimdi de dünyaya seslenerek ‘bize yardım edin Suriye’yi yeniden imar edelim’ diyorlar. İsrail tarafından ordusu ve askeri alt yapısı yok edilen Suriye yeniden imar edilebilir ancak beyinsel çöküntüsü kolay kolay onarılamaz çünkü safsata ruhlu yeni yöneticilerin böyle bir derdi yok ve bu gerçeği kavrayabilecek kapasitede değiller.
Durum böyle olunca geriye sorulması gerek tek bir soru kalıyor :
AKP iktidar bu adamlara hangi konuda neyi öğretecek ya da ümmetin evlatları olarak onlardan neyi ne kadar öğrenerek Türk toplumuna ne kadarını öğretecek.
Sonuçta Mustafa Kemal’ın laik cumhuriyet felsefesinden haz etmeyen AKP iktidarının tek derdi var o da tüm kurumlarıyla Türk devletini ve toplumunu İslamlaştırmaktır ve 22 yıldır bunun için uğraşmaktadır.
Yoksa durduk yerde neden bizi BOP’da Eş-Başkan yapsınlar!