Siyasal toplumsallaşma

Yayın tarihi: 23 Ocak 2022 Pazar 11:04 am - Güncelleme: 23 Ocak 2022 Pazar 11:04 am

Hasan Güneş

Bir çocuk doğduğu toplumun özelliklerini, kültürünü, kendisinin kimliğini bilmez. Bunlar çocuğun büyüdükçe ailesinden, çevresinden öğrendiği bilgiler ve kazandığı alışkanlıklardır. Siyasal toplumsallaşma bireyin ülkesindeki siyasal kültürü edinmesi sürecidir. Ancak, ülkemizde eğitimin bu seçkin işlevi en ihmal edilen bir alan olmuştur. Gerçekten, geçmiş yıllarda, ülkenin yönetim biçimi olan demokrasi tam olarak içselleştirilmediği için binlerce insan yaşamını yitirmiştir. Ülkemiz ne yazık ki zaman zaman darbelere maruz kalmıştır. Bugün için de demokrasinin içselleştirildiği söylenemez.

Yapılan araştırmalarda çocukların siyasetle ilgilenmeye, siyasal sisteme ilişkin tutum ve değer yargılarını edinmeye sanıldığından çok daha erken bir dönemde başladıkları anlaşılmaya başlamıştır. Örneğin, ABD’de demokratik değerlerin daha da gelişmesi için her siyasi parti, ilköğretim düzeyinde bir temsilcilik bulundurmaktadır.

Bir ülkenin siyasal yönetiminin temelleri okul öncesine kadar gidebilmektedir. Resmi olarak demokratik bir ülkeyiz. Demokrasi ve demokratik değerler ancak demokratik tutum ve davranışların hâkim olduğu ortamlarda anlam bulabilir. Ancak, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün araştırmasına göre, çocuklara yönelik şiddet oranının yüzde 60 düzeyinde olduğu görülmektedir. Bu ortamda değil demokratik değerleri yaşatmak, olsa olsa demokratik değerleri hiçe sayan bireyler yetiştirilebilecektir.

Geleneksel çocuk yetiştirme biçimine sahip ülkemizde çocuklar, yetişkinlik yaşamında kararlarını tek başına veremeyen, kendisine ve çevresine güvensiz bireyler olması muhtemeldir.

Geleneksel ailenin bireyi etkilediği tutumlar şunlardır: Sorumluluk almaktan kaçınan, kavgacı, karamsar, yeni düşünceler, fikirler öne süremeyen, cezayı özümseyen hata yapanlara tahammülü olmayan bireyler topluluğu. Bu durum ülkemizde oldukça yaygındır. Bu tutum ve davranışlar demokratik değerlerin edinilmesi açısından olumsuzluklar içermektedir. En acı gerçeklerden biri, rol model olacak yetişkinlerin demokratik değerlerden yoksun olan tutum ve davranışlarıdır. Yine çocukların siyasal sosyalleşmesinde aileden sonra, önemli bir yeri ve rolü olan okullardaki koşullar önemlidir. Gerçekten, okullardaki koşullar ülkenin yönetim biçimi olan demokratiklik açısından, uygun bireyler yetiştiriyor mu?

Eğer toplumda demokratik değerler ve davranışlar yeterince ödüllendirilmiyorsa, bunlar örtülü kalmaya mahkûmdur. O halde diyebiliriz ki eğer bir toplum demokrasiyi yaşam biçimi olarak benimseme yolunda gelişme gösteriyorsa okul bu tür yaşam biçiminin uygulandığı bir laboratuar olmalı, orada demokratik davranışları geliştirici ortamlar oluşturulmalıdır.