Sedat Peker dizisinin 7’nci videosunda mekan değişti… İşte Sedat Peker’in son videosundaki iddialar

Yayın tarihi: 23 Mayıs 2021 Pazar 7:31 am - Güncelleme: 23 Mayıs 2021 Pazar 5:40 pm

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, kendisine yönelik operasyonlar sonrası yedinci videoyu çekti. Video #SedatPeker7 etiketiyle sosyal medyada ilk sıraya yükseldi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT Haber canlı yayınında sarf ettiği, “Karısının iç çamaşırına sığınamaz kimse, edepsiz. Bu kurguyla karşı karşıyayız. Bu kurguyu yapanların boğazından ilmek ilmek getirmezsek Allah bunun hesabını bizden sorar” sözlerinin ardından, Sedat Peker, “Söyledikleri cevapsız kalacak sakın zannetmeyin. Pazar günü yayınlayacağım videoda ona hak ettiği her şeyi söyleyeceğim” ifadelerini kullanmıştı.

Soylu’dan Sedat Peker’e: Karısının iç çamaşırına sığınan acizler

Peker, Youtube’da “Hayata korkusuzca bakanlar, ölümden de korkmazlar” başlıklı 7’inci videosunda açıklamalarına devam etti.

Türkiye’nin tam bağımsız tek haber kaynağı

MEKAN DEĞİŞİKLİĞİ: KALABALIK MİSAFİRLER GELDİ, DEVLETİ KARIŞTIRDILAR

7. videosunu sabah saat 07:30’da yayınlayan Peker’in bu kez ilk 6 videodan farklı bir mekanda olduğu görülüyor. Peker, yayının başında mekân değişikliğini “Türkiye’den kalabalık misafirler geldi. Devletimizi işin içine kattılar, o yüzden yer değişikliği yaptık” ifadeleriyle açıkladı.

Merdan Yanardağ: Sedat Peker’in başka hazırlıkları var

MESAJ VEREN KİTAPLAR

Her videosunda yer alan kitapları bu kez masa yerine arkasına kurduğu bir tahtanın önüne Koyan Peker, Oral Çalışlar’ın “Hz. Ali: İslam’ın Doğuşu ve İlk Ayrılıklar”, Dostoyevski’nin “Ezilmişler” ve Mümin Sekman’ın “Her şey seninle başlar” kitaplarını seçti.

Videolarında masasına koyduğu objelerle mesaj verdiği düşünülen Peker, yeni videosunda masasına üç ayaklı bir standa yerleştirilmiş ve saat 8:50’de sabitlenmiş retro bir analog saat da bulunduruyor.

ARKASINDAKİ TAHTA

Peker’in arkasına kurduğu tahtaya ise, “İran-Sabiha Gökçen-Mersin-S.D.?” ifadelerini yazdığı görüldü. Peker videonun içinde, arkasındaki tahtada yazanları işaret ederek Süleyman Soylu’ya sesleniyor ve “Şurayı oku, oku Sülü, Suriye ile filan kalmam o tarafa geçeriz. O zaman öyle şeyler olur, inan… Devletin aleyhine söylemem, uluslararası hukuk önümde. Ama…” diyor.

Peker, siyah gömlekle ilgili olarak ise “Benim üzerimden bahis yapıyorlar. Yok beyaz gömlekle, yok ceketle… Artık işe uyandım. Bak ters köşe yaptım. Üzerimden para kazandırmam” ifadelerini kullandı.

Sedat Peker’in videolarında neden Erdoğan yok?

Peker’in açıklamaları şöyle:

“ÇOK, ÇOK CİDDİ KONULARA GİRİŞ YAPMAYA BAŞLAYACAĞIZ”

“Derin Memet ameliyat olduğu için Bodrum’da hastanede, o yüzden onu yoklamaya almayacağız. Atmosferin değişikliğini görmüşsünüzdür, Türkiye’den kalabalık misafirlerimiz geldi, aslında ben düşkün Abdulkadir ile süslü Sülü’yü bekliyordum, ama onlar gelmediler, her zaman olduğu gibi devletimizi işin işine karıştırdılar. O yüzden bir yer değişikliği yaptık, belki önümüzdeki günlerde bir yer değişikliği daha yapmayı düşünüyoruz. Bugün çok çok ama çok ciddi konular bölümüne giriş yapmaya başlayacağız.

“BANA SEN FAŞİSTSİN DİYORLAR, SULTANGALİYEV’İ OKUDUNUZ MU?”

Bana sen Turan diyorsun, faşistsin diyorlar. Sultangaliyev, Sosyalist turan, düşüncesini okudunuz mu?…

Bir de, milleti sokağa dökmeye, ortalığı karıştırmaya çalışıyormuşum, öyle diyorlar. Eğer ki kim size sokağa çıkın burayı yağmalayın diyorsa o haindir. Bir gün ben size dersem sokağa çıkın diye, bilin ki ufak kızımın başına silah dayamışlardır. O yüzden onu söylüyorumdur. Sülü gördün mü bak bunu da söyledik, artık bloke oldu bu da.

Merdan Yanardağ yazdı: Düzenin mafyalaşması!

“BEN DESEM BİLE SOKAĞA ÇIKMAYIN”

Darbe için zemin hazırlıyormuşuz, ben bunları onun için yapıyormuşum. Namus sahibi olan herkes eğer bir gün darbe olursa bütün herkes darbeye direnmekle mükelliftir. Eğer ki bir gün darbe olursa, ben size dersem sokağa çıkın darbeye destek verin dersem bilinki, ufak kızımın başına silah dayamışlardır, dayanamamışımdır. Ben desem bile sokağa çıkmayın kardeşlerim.

En komiği, bir şema yapmış (Süleyman Soylu). Ben bunun çapını bildiğim için seyretmedim TRT’deki yayını. Başlıkları bana getirin arkadaşlar dedim. Süleyman sana vallahi devletin ruhunu anlatacağım, inşallah bu sefer anlarsın. Görüşeceğiz seninle.

“FETHULLAHÇILARIN İÇİNDEKİ CANAVARI GÖRDÜM”

Fethullahçılarla ilgili düşüncelerimi anlatmak istiyorum. Ben 80’lerde, sizin masumiyetinizi görüp ya iyi insanlar bunlar diyenlerdenim bütün ülke gibi. Ama ben sizin içinizdeki canavarı gördüm. Şehit Kuddusi Okkır’ın memleketine gidecek ambulans parası yoktu. Ölüsünü evine getirecek parası olmayan adamı Ergenekon’un finansörü diye ülkeyi inandırdılar.

Evinde arama yapıyorsunuz general adamın, çocuk pornosu çıktı diye gazetelere haber verdiniz. Başka bir general otele kız arkadaşıyla gidiyor. Otelde ihbar var deyip kadının çantasını ararken avuç içinde bir ekstaziyi bırakıp, ‘Büyük skandal, general-kadın uyuşturucu partisi’ diye haber yaptınız. Kan tahlili bile yok, çünkü siz koydunuz. General namuslu adamdı istifa etti. Daha örnek vereyim mi Ali Tatar… Herkes uyansın diye adam kafasına sıktı. Bunlar gazetede ‘Hesap vermeden nereye gidiyorsun?’ diye yazdılar. Sizin elinizde cennetin anahtarı olsa ben o cennete girmem. Ya siz Muzaffer abiyi kanser hastasıyken inim inim inlettiniz, şehit oldu. Ali Tatar da şehittir.

Sedat Peker’in sitesine erişim engeli!

“MUHABİRİN SORU SORDUĞU BAKANIN ABİSİ DE FETÖCÜ O ZAMAN”

Sülü ne oldu? Ama senin devamlı Fethullah Gülen’le yazıların çıkıyor. Röportaj yapmışsın. Danışmanlarının Fethullah Gülen’e övgüleri ortaya çıkıyor. Bak ben bu kadar açık söylüyorum ya sen? Ben Süleyman’ın buraya maketini koydum. En komiği, bir AA muhabiri genç arkadaş Süleyman Soylu ile ilgili soru sordu. Adamın abisi FETÖ’cüymüş dediler. Senin elinde devletin imkanlarını yok muydu? Bilmiyor muydun abisinin FETÖ’cü olduğunu. Onun abisi FETÖ’cü ise orada iki bakan bu konularla muhatap, onun da abisi FETÖ’cü, tutuklu. Her abisi FETÖ’cü olan FETÖ’cü ise bakan devletin her sırrının olduğu toplantıyı izliyor. Ciğeri yanmış adam (AA muhabiri) söylüyor. Yarın onu da FETÖ’cü bulursunuz. FETÖ’cüler de öyle yapardı. O onu aramış, o onu aramış, o da onu aramış… Zaten yedinci aramada, bir köyde en sade yaşayan bir insan bile dünyada her insanı silsileyle aramış oluyor. Onun matematiği var da uzun uzun burada anlatmayayım şimdi onu. Devletin ruhunu yok ettiniz.

“SUÇÜSTÜ YAKALANMIŞ BİR İNSANIN EZİKLİĞİ VAR ÜSTÜNDE”

Şimdi televizyona çıkmışsın. Seni rezil rezil rüsva edeceğim. Orada oturmuşun (TRT’deki yayın), vücut dili okuyanların hepsi, ‘psikolojisi, suç üstü yakalanmış bir insanın ezikliği hali vardı üzerinde’ diyor.

“MAHALLEDE OKEY MASASI KURACAK ADAM TOPLAYAMAZSIN”

Parti desteğiyle, basın desteğiyle siz bu kadar insan topluyorsunuz. Basın desteği yok, teşkilat yok, bir satır yazıyla ben sizin topladığınız kalabalığı topladım, sen mahallede okey masası kuracak adam toplayamazsın o sevimsiz suratınla. Vicdan ya, yarım saat orada uyuşturucu konusunu (Süleyman Soylu’nun TRT’deki yayını) anlatmışsın. Benim hayatım, uyuşturucu satanların ölümüyle suçlanmakla geçti. Oraya çıkıp onları söyleyip, benim bu şekilde seni rezil edeceğimi düşünemedin mi? BTK’dan devamlı yazdırıyorsunuz ya, siteler kapansın diye. Ne oldu kapattınız bir tanesini, ne oldu?

“EVİMDEKİ ARAMAYA KADIN POLİSLER SONRADAN GELDİ”

Bir yalanı söylerken bilmiyor musun yalanın ömrü kısadır. Ben en başından beri ne söyledim? Evime arama yapmaya geldiklerinde kadın polis yoktu, diğer polis memurları görevini yaptı onlardan Allah razı olsun dedim. İki tanesi, özellikle yaşlı olan biri, eşimi silahla duvara iten, bir de çocukların odasına girip silah doğrultan polisten bahsettim, o görüntüleri niye vermiyorsun? Milletin kandıracaksın he? Ben o iki bayan polis kardeşimize teşekkür etmedim mi? Eve bayan polis sonradan geldi demedim mi, milletin aklıyla dalga geçiyorsun.

“SANA İNANAN YÜZDE 9”

Bak millet seni nasıl gömdü. Organize suç örgütü lideri karşısında, sana inanan yüzde 9 çıkıyor. Sizin parti anketleri 30 bin denekle yapılıyor, 300 bin küsür insanının verdiği oy. Yüzde 91, onun suç örgütü dediği insana inanıyor.

“YENİ UYUŞTURUCU ROTASI NEDİR, SİZE DELİLLERİYLE İSPATLARIYLA ANLATACAĞIM”

Çapın yok. Televizyonda tehdit ediyorsun ya. Oradan çıktıktan sonra da bu tehditlerine devam etmiş. Alabiliyorlarsa alsınlar.

Ben sizin kurduğunuz uyuşturucu yolunu anlatacağım herkese, daha çok anlatacağım, böyle parça parça değil avuç içi avuç içi koparacağız… Nasıl bir güç, o gücü anlatacağım, yeni uyuşturucu rotası nedir, size delilleriyle ispatlarıyla anlatacağım…Yanlış adam, yanlış zaman.

“SENİN KARŞISINDA OTURANLAR GAZETECİ DEĞİLDİ”

Seni karşında oturanlar robottu, gazeteci değildi biliyorsun değil mi? Onlar adına ben üzüldüm, ekmek parası ne yapsınlar.

“BEN İNANIYORUM, TAYYİP ABİ BUNLARI GÖRECEK”

Vallahi ben inanıyorum Tayyip Abi bunları görecek. Ama bunu da anlamıyorum, bir İçişleri Bakanı, sinir kontrolü olmayan bir adama, televizyondan ‘karısının iç çamaşırlarının arkasına saklanan’ diyor. Biraz namus. Rahat ol, ben sana böyle bir şey demem. Utanmadan rezil ettin kendini. İnsanların bir parça saygısı varsa da o sözden sonra o da kalmadı.

“KÖFTECİ YUSUF KONUSU NEDİR ANLATAYIM”

Bir de Köfteci Yusuf. Köfteci Yusuf konusu (Soylu’nun Bursa’daki köfteciye Peker çökecekti, engelledik iddiası) nedir anlatayım. Köfte yemedim Süleyman.Bizim atalarımızın sürgünüyle ilgili Bursa’nın Gürsu ilçesinde bir anma etkinliği yapıldı. Ben oraya geldim, duyuru yapıldı. 15 bin kişi parkın içinde, internet görüntülerine bakabilirsiniz, 15 bin kişi de yukarıda konuşma yapacağım yerde bekliyor. Ben oraya gitmeden önce, gidenler aradılar; ‘Köfteci Yusuf var senin hayranın tanışmak ister misin?’ diye sordular. Ayıp olmasın nezaketen tanıştık. Kapattık. Başka ne hayatımda Köfteci Yusuf gördüm, ne köfte yedim ne bir şey yaptım. Sonra bu 4 arkadaş kim biliyor musunuz? Bir tanesi Afyon’un en zengin ailesi. Bilmem kaç bin tane daireleri, et kesim fabrikaları vardır, öbürü gazeteciler bilmem neyin yetkilisi ismi aklıma gelmiyor, öbür bir tanesi de diş malzemeleri ihraçatcısı. Bunlar hayatta sabıkaları olmayan, varlıklı arkadaşlar. Bu arkadaşlar demişler Köfteci Yusuf’a ‘Bizim et kesim yerimiz var, onu alır mısın? Değeri bu kadar, eksper değeri, biz sana daha ucuza verelim…’ Bu da, bunlar benim yakın diye çekinmiş birine demiş, emniyete gitmiş. Benim ne adım var ne sanım var ne de haberim var. Bu arkadaşları polis gözaltına almış şimdi hepsi serbest. Araştırıyoruz sonradan bu dosyanın içine bu şahıs bir daha gidiyor, ’Ben diyor Sedat Peker’den de davacıyım.’ Telefonda tanıştık, köfteni bile yemedim. Farz edelim ki ben demiş olsam git yerini buna sat, eksper değerinden daha düşük, suç yok. Ama böyle de bir şey yok.

Bir tane yeni savcı, üzerinde zan bırakmak için demiyorum ama bu kadar tesadüf kafa karıştırıcı. Avukatlıktan savcı olup aynı anda da özel yetkili, örgütlü suçlara bakan, benim dosya bir anda bu beyefendinin önünde. Vallahi zan altında bırakmak istemiyorum. Belki gerçek meslek adabı olan bir insandır bilmiyorum. Çünkü halen daha bu dosyayla ilgili aranmam yok. Yalancı bir adam yönetiyor İçişleri Bakanlığı’nı. Ben Köfteci Yusuf’un köftesini ne yapayım?

“AKRABAMA BASKI YAPIYORSUN YA, HERKES KAYIT ALTINDA”

Sen oralara geldin de bizi yönetiyorsun ya. Yaktın bizi, kendini yaktın, her şeyi yaktın, biraz sonra alev alev yanma dönemi başlıyor. Yanacaksın. Sülü bizim oralarda bir hikâye var bilir misin? Aslan, ormana çıkmış geyik, keçi falan yemek var. Bir bakmış bir tane küçük bir şey. Almış tam ağzına atacak kedi. Kedi demiş ki, ulan saygısız sen ne yapıyorsun, ben senin dayınım demiş. Nasıl olur, sen küçücüksün demiş aslan. Kedi de, insanoğlunun eline düştüm, insanoğlunun eline düşünce böyle olursun demiş. Aslan muhatap olmamış, atmış.. Sonra aslan yoluna devam ederken avcıların ağına yakalanmış, buna odunla vurmaya başlamışlar, çünkü silahla vururlarsa kürkü zarar görecek. Başlamış yalvarmaya, beni ne ederseniz edin ama ne olur dayımdan küçük etmeyin demiş. Elime düştün, seni öyle küçük edeceğim ki kibrit kutusuna sığacaksın, cezaevi kesin ilerleyen zamanlarda ama kibrit kutusuna sığacaksın.

Bizim akrabaya baskı yapıyorsun açıklama yapsın diye. Akraba makraba ayırmadım herkes kayıt altında. Reşat Baba, severim sayarım. Allah’a yemin olsun bir şeyler mırmır ediyor muşsun, paran çok, işin iyi, sakın böyle bir hataya düşme…

Bir de gazetecilere operasyon yaptırmışsın, komikliğe bak. Gazetecilerin HTS kayıtlarını, telefon trafiklerini açıklamıyorsun? Kaç kere konuşuyorsun? Devletin bakanısın neden facetime’dan, WhatsApp’tan, niye müdürünün telefonundan konuşuyorsun gazetecilerle, Reşat babayla, onla bunla…

“O MAKAMDAN AYRILDIĞINDA YİNE YÜZLEŞECEĞİZ”

Sana sözüm olsun, bugüne kadar üzdüğün bütün çocuklar ve onların anneleri için devletin o şerefli makamından ayrıldığında bir gün yine yüzleşeceğiz, bu dünya böyle sürmez. Kolpacı, alıp gelsene düşkün Abdulkadir’i.

BAE’de Türk düşmanı şeyhi varmış, ben ondan para alıp bu organizasyonları yapıyormuşum. Bana ne yaptınız gittiğim ülkelerde, anlatacağım. Ben Türkiye’den çıktım, sakin huzurlu, açıklama yapmıyorum. Orada herkes arkadaşımız oldu. 8 ayın sonunda emniyetten davet, herkes arkadaşımız orada da, iktidar partisinin ortakları, onlar, herkes… Bana dediler ki parmak iziyle resim yapacağız. Dedim ya bu suç işleyenlere yapılır; ben bu ülkede suç işlemedim ki oturumum var, şirketim var. Tek uygulama bana mı yapılacak? Oradan çıktım, hemen araştırdım, Türkiye Interpol’ünden yazı gelmiş. Aynı anda Sırp gazeteleri haber yapmaya başladı. Hemen işi anladım. Sırbistan ile kimin arası iyi, Müslüman ülkelerden daha çok Sırbistan’a yardım ediyor Türkiye, TİKA bile… Kosova’ya geçtim, orada da oturum iznim var. Baktım orda da bir farklılık var, gel gitler oluyor, hemen Makedonya’ya geçtim. Üçüncü ayın sonu, yüzlerce asker baskın yaptı, bizim elçilik şu kadar silah olur, adam olur diye aktarmış. Geldiler, evde çoluk çocuk… Aldılar beni, dediler iki gün vize ihlali var, yav cezası 50 euro, o operasyonun masrafı en az 50 bin eurodur. Sonra beni Kosova sınırına bıraktılar. Nereye gitsem, deport ettiriyorlar. İşi öğrendik, resmi işlem yaptırmadan Arnavutluk’a geçtim, orada da hareketlendiler, içeriye aldılar. Güçlü bir ailenin müdahalesiyle bıraktılar, uçakla Fas’a geçtim, ikinci gün her yer polis, bir nefes almayayım. Gidecek ülkeler bitiyor, deport edilmekten. Derken Türkiye’de de operasyonu başlattılar.

“SİZİN TEMİZ TOPLUMUNUZ BU”

Fas’a insansız hava aracı hibe edilmiş mi, gazeteciler araştırsanıza veya çok çok düşük paralarla verilmiş mi? Sizin namusunuz maaşınız kadar. Temiz toplumcular, ortalığı velveleye verdiniz, Aydın Doğan indirsin milyar dolarlık işleri, Dinç Bilgin indirsin. Sizin temiz toplumunuz bu… Gerçek hümanist insanları sarıp sarmalamalıyız. Süslü sülü devamlı temiz toplum diyor ya, devamlı indiriyor (parayı kastediyor)… İndir sülü indir.

Baktım işler Fas’ta da karıştı, tam uçuş izni aldık, iptal uçuş izni bir anda, ben tabi uçağa binmeyip yürüdüm insanların arasında. Neyse sonunda geldik buraya (Birleşik Arap Emirlikleri)… Gidecek ülke bırakmadılar.

“SURİYE İLE KALMAZ, ÖBÜR TARAFA GEÇERİZ, O ZAMAN ÖYLE ŞEYLER OLUR Kİ”

Bir de beni seven insanları toplayıp böyle zulüm etmeyi planlıyor muşsun, Allaha yemin olsun sülü, şurayı oku (Arkasındaki tahtadaki şema; İran-Mersin-Sabiha Gökçen Havalimanı yazan), Suriye ile kalmaz o tarafa geçeriz, o zaman öyle şeyler olur, devletin aleyhine söylemem uluslararası hukuk önümde, ama beni seven insanları toplayıp ezip döveceklermiş, yapın, kibrit kutusuna sokacam sizi, adam nasıl küçülüyor göreceksiniz.

“ÇEVRE BAKANLIĞI’NI KİM YÖNETİYOR, KURUM MU, SADIK SOYLU MU?”

Senin akraban var ya Ankara’da, Sadık Soylu. Bir iş merkezi var yine Ankara’da Next Level diye geçiyor. Bu devletin bir yeri. Şimdi bakanlığın tüm yüksek bürokratları orada, tüm işadamları orda. Murat Kurum mu yönetiyor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, Sadık Soylu mu? Bir de Erdal Kayapınar var, bakanlığın mekansal planlama genel müdürü. Bu adamla ilgili FETÖ soruşturması varmış, o nasıl kapandı. Soruşturma kapandı? Sayın savcılar siz delil mi istiyorsunuz, kameralar var, bu Sadık Soylu’nun resmi bir unvanı yok, devletin bakanlığa ait resmi binasında nasıl oturuyor müsteşar gibi, bakan gibi… Neden işadamları ile devletin görevlileri orda. Sayın savcı bir yazı yazacaksın, HTS kayıtları gelsin diye, hangi bürokratlar bu adamın yanına gidip geliyor, hangileri arıyor. Ben iddia ediyorum, Murat Kurum’u o kadar aramıyorlardır.

“UYUŞTURUCU HATTINI VENEZUELA’YA KAYDIRDILAR”

Bu kokainle ilgili anlattılar ya, ben size gerçeğini anlatayım. Kokain önce Kolombiya üzerinden geliyordu. ABD DEA (Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi) orada çok etkili, orada sistemi döndüremeyeceklerini anlayınca yeni bir güzergah çalışması yaptılar. Venezüela’da DEA kontrolü yok, Kolombiya’dan kokaini bu ülkeye geçirmek çok kolay. Oradan gelen mal Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidiyor deniliyor ya, hayır, Avrupa’da ucuz kokain, burada pahalı, asıl en pahalı olduğu yer Ortadoğu. Suriye Lazkiye Limanı da DEA’nın kontrolünde değil. 4 ton 900 kilo kokain yakalandıktan sonra yeni güzergah kurmak için Venezuela kim gitti? Eski başkanımız Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım… O mal yakalandıktan sonra bu senenin başında, şubat ayında gitti 4 gün kaldı. Karakas (Caracas) Limanı var, Venezuela’nın en büyük limanı, oradan kuru yük gemileri doğrudan Türkiye’ye gelebiliyor, ama konteynır gemileri Dominik üzerinde durma yapıp, o şekilde devam edebiliyor. Şimdi Dominik üzerinde de yakalanmalar artacak, çünkü yeni güzergah burası. Ben bizim liman çok önemli dedim ya (Yalıkavak marina), herkes oraya gemi giremez dedi. Ben gemi girer mi dedim, kokain Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra 30-35 metrelik uzun yolculuk yapan yatlarla, 500 kilo, 1 ton kokainler o şekilde dağılıyor. Özellikle ama Suriye Lazkiye üzerinden de yapılıyor. Şimdi para trafiği nasıl oluyor? Kıbrıs, Halil Falyalı, tüm para trafiği buradan dönüyor. Halil Falyalı denen şahıs, 20 sene önce hiç bir şeyi olmayan adam şimdi Kıbrıs’ın sahibi. Halil Falyalı’nın Türkiye’de 10 tane dosyası var, neden Halil Falyalı’yı Türkiye’ye getirmiyorsunuz. Tüm yasadışı bahis işleri ondan geçiyor, devletin resmi raporlarında var. DEA almak istiyor, o da alamıyor, uyuşturucu işinden dolayı başka ülkeler de almak istiyor. Erkan Yıldırım-Halil Falyalı, birazdan geleceğiz uyuşturucu işine… Erkan Yıldırım Kıbrıs’a gittiğinde Halil Falyalı’nın ya otelinde ya casinosunda misafiri. Binali beyin böyle bir organizasyonun içinde olduğunu düşünmüyorum. Ama ilk zamanlar Erkan Yıldırım’la ilgili çektikleri kasetleri, kumar kasetleri değil, rüşvettir şeydir, daha sonra bunu işe yönlendirdiler ve bu işin aparatı haline getirdiler. Kokainin Türkiye’ye gelişi gidişi, tüm organizasyon bu şekilde. Neden kokain yakalanamıyor, Erkan Yıldırım’ın direkt gemisiyle ilgili de değil, başka gemiler koordinasyon ediyor.

“MEHMET AĞAR BU ORGANİZASYONUN TAM ORTASINDA”

Peki Mehmet Ağar bu organizasyonun neresinde, tam ortasında. Erkan Yıldırım, Süleyman Soylu dostluğuna bakın. Erkan Yıldırım’ın Süleyman Soylu’nun çevresinde bu konularla ilgili dostluğuna bakın. 5 ton kokain yakalanmış, hastalık vardı (korona) vardı, o yüzden polis yollayamadım (Süleyman Soylu) diyor. 5 ton kokain, özel uçağı kaldırsana bir tane Türkiye’den. Buna da gerek yok, sayın savcılar zahmet etmesin ben yazdırayım: İlgili makama, Adalet Bakanlığı üzerinden Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla Kolombiya Dışişleri Bakanlığı ile ilgili makama ulaştırılmak üzere… Şu şu tarihte ülkenizde yapılan uyuşturucu operasyonuyla ilgili ülkemizin adı geçmekte. Geminin varacağı yer burasıdır, bu konuyla ilgili bilgi belgeleri ivedilikle göndermesiniz talep ederiz…

Yav sülü postacılık bitti, adam göndermene gerek yok.

“KUTLU ADALI’YI KORKUT EKEN ÖLDÜRTTÜ”

Rahmetli Uğur Mumcu… 1996, Kutlu Adalı cinayetine değineceğiz dedik, söz namustur. Biz o zaman Korkut Eken, Mehmet Ağar hep beraberiz. Korkut abinin odasının, Mehmet Ağar’ın odasının yanında. Çok iyi dinleyin burayı. Genciz, vatanseveriz, işte şu PKK’ye yardım ediyor diyorlar ama genelde işadamlarını yönlendiriyorlar bizi faili meçhullerden ziyade. Onları da anlatacağım, bugün yetişmez. Bana dedi ki, Kıbrıs’ta bir adam var, evet abi dedim, bu dedi Kıbrıs’ı Rumlara satmak istiyor, genciz o zaman, bizi bi doldur boşalt…. Dedi ki, iki tane bana profesyonel lazım. Dedim ki abi sana öz kardeşimi vereceğim, Atilla Peker’i dedim, uzmandır dedim. THY bilet hard disklerini atmıyor, biletlerden bakabilirler; Korkut Eken, Atilla Yıldırım bu cinayetten ne kadar önce gittiler. Allaha şükürler olsun, onun (Kutlu Adalı) kanını bize nasip etmedi, namuslu adam, bugünleri görmüş adam, bunun için çalışmış, Rumlara falan satacağı yok ülkeyi… Hep böyle yapıyorlar vatanseverlik, vatanseverlik, milleti coşturuyorlar herkesi birbirine sokturuyorlar. Allaha şükürler olsun, geldiler 3-4 gün sonra, denk gelememişler, Korkut abiyle konuştuk, dedi sonra tekrar gideceğiz. Sonra orada bunlara bağlı olan başka bir ekip öldürmüş, karşılaştık Korkut abiyle, halloldu dedi. Atilla Peker kanser ameliyatı oldu evde yatıyordu. Allaha yemin olsun böyle oldu. Kumarın, uyuşturucu işinin git gide Kıbrıs’ı ele geçirdiğini görüyor Kutlu Adalı, bunlarla ilgili çalışma yapıyor, Kıbrıs’ı Rumlara sattı diyorlar, yav adam zaten Denktaş’la mücadele arkadaşı, hep devlet için yapıyor.

“AĞAR KENDİ GEÇMİŞİNİ TEMİZLEMEK İÇİN ÖLDÜRTTÜ BU İSİMLERİ…”

Bu Mehmet Ağar var ya Mehmet Ağar. Emniyet müdürlüğü döneminde en iyi arkadaşları, Behçet Cantürk, Hüseyin Baybaşin, Savaş Buldan… Hepsinden para alıyordu. Ağar en son siyasete girince, hayali cumhurbaşkanlığı, geçmişini temizlemek için Milli Güvenlik Konseyi’ne bir sunum yaptı, o zaman Tansu Çiller’i ikna etti, sonra Milli Güvenlik Konseyi’ni, devletler kendi gelecekleri için bu tip eylemler yapabilir şeklinde sözlü karar çıkarttırıp sonra başladılar öldürmeye. Vallahi vatan millet için yapmadı, kendi geçmişini temizlemek için.

“UĞUR MUMCU ŞEHİT EDİLDİĞİNDE, KATİL EN ÖNCE GELİR: MEHMET AĞAR”

Uğur Mumcu, görüşüne katılırsınız katılmazsınız. Bence şehittir. Namuslu adam, dürüst adam… Neden öldürüldü? Öldürüldüğü zaman yazdığı yazılara bakın. Terörden beslenen, terör lordları. Bunun üzerine çalışması. Terör bölgelerinde uyuşturucu tarlaları olur, satışları olur ve silah ticareti. Uğur Mumcu şehit ediliyor, yanına ilk gelen kim, katil en önce gelir. Mehmet Ağar, Eşine diyor ki, ‘Ben buradan bir tuğla çekersem devlet aşağı iner.’ Bu meşhur sözdür, devletin içinde yaşayanlar bunu bilirler. Uğur Mumcu, temiz adam, saf adam, tek başına bir adam. Derin PKK de var, unutmayın… Mehmet Ağar’ın yaptığı tüm işler kendi cebi içindi, yav bana işadamını arattırıyorlardı PKK’ye para veriyor diye. Yav abi bu adam Çorumlu nasıl PKK’li olur deyince, yav para veriyormuş diyor… Sonra biz adamı arıyoruz, bu gidiyor çantayla para alıyor. Diyarbakır’da çocukların babalarına dışkı yedirilip o eziyet edilmeseydi, yav öldür adamı onu yapacığına, arama yapıyorsun kadını soyup, çocuğu görüyor. Bizim içimizdeki bir kaç aptal yüzünden.

Bir de para lordları, uyuşturucudan silahtan beslenen. Uğur Mumcu, terörü yazıyor ama terörden beslenenleri yazınca adamı tak şehit ettiler.

5 TON KOKAİN… KARAKAS LİMANI’NDA ÖZEL BÖLÜM KİRALANDI MI?

Sülüman, hadi sen bizim şu arkadaşları bir alsana, bana destek olacaklarmış diye 600 küsür kişiyi dinliyorsun ya, bir alsana. Nasıl uyuşturucu hattı? Sayın savcı Kolombiya’ya, Venezuela’ya yazı yazacaksınız. O mal yakalandığı tarihten 3-4 ay sonra Erkan Yıldırım oraya geldi mi? Ocak ve şubat ayında Karakas limanına gidip özel bir bölüm kiralamak için görüştü mü, kiralandıysa kimin üzerine? Sevkiyat başladı. Pisliğin, pisliği iğrençsiniz. Uyuyan devi uyandırdınız.”

İki büyük sorun var, gelecekte bizi büyük felaket bekleyen; Kürt meselesi, Alevi meselesi. Yav çözümleri çok basit, hep çözülmemesi için çalışılmış. Gelecek sıkıntılı günler için birlik olmak lazım