Seçim tahlili için meşhur Selim Şerbetçi’ye müracaat ettik. Selim Şerbetçi, seceresi 17. Asıra kadar uzanan bir neslin evladı. 17. asırda ikamet eden Lemi efendi şerbeti ile meşhurdur. Lemi efendinin şerbeti, diş ve baş ağrılarını tedavi etmekte imiş. Ve Deli lakabıyla tanınan Sultan İbrahim’in baş ağrısını tedavi etmiş. Bunun üzerine Sultan İbrahim, şerbetçiyisamur kürkle taltif etmiş, hakezaşerbetçiye paşalık verip, şehirde at ile dolaşma imtiyazı vermekle beraber, şerbetçiyi Şam’a vali haşa olarak göndermiştir. O günden sonra şerbetçi Paşazade Şerbetçi Lem’i olarak ünlenmiştir. Biraz evvel bizi şerbetçi villasında kabul zahmetine katlana zatı ekber, Osmanlı inkılabının evladı Selim Şerbetçizade’dir. Selim Şerbetzade Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika ve Abu Dabi’de hukuk, felsefe, psikomatik, sosyomatik ve egosekssosyoloji eğitimi almıştır. Bu müstesna insana ilk sualimiz şu oldu. -Efendim son seçimler Zatı alinize göre neyi ifade etmektedir. Şerbetçi- Türk halkı umumiyesi, bütün baskılara ve albombardına karşı fevkal beşer bir neticeye imza atmıştır. -Efendim bu imza nedir? Şerbetçi- O imza faşizme karşı atılmış imzadır. -Efendim faşizm tehlikesi nasıl anlaşılır? Şerbetçi- Anlaşılması gayet kolaydır. Mesela edebiyattan misal verelim. Bir zat Türk edebiyatı veya Türkçe edebiyat diyorsa o zat faşisttir. -Efendim Sizce nasıl bakmalı edebiyata? Şerbetçi-Adına Türkiye dediğimiz bu ülke etnik kıymet babında çok zengin ve çeşitlidir. Ve bu çeşitli unsurlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun bayrağı altında kardeşçe yaşamışlardır. Cumhuriyetle birlikte Türklük icat edildi. Bu icatla edebiyat Türke has bir vaziyete sokuldu. Oysa bu topraklarda Kürt var, Laz var, Gürcü var, Arnavut var, Ermeni var, Rum var, Yahudi var, Arap da var, bunların edebiyatı var. O zaman şöyle diyeceğiz, Türkiye edebiyatı. -Efendim Faşist edebiyat nerden neşet buldu? Şerbetçi- İnsancıl diye bir mecmua var. İlk satırından son satırana kadar, faşist yazılar neşr eden bir mecmua. Bu mecmuanın kapanması için casuslar sokuldu içine yine de muvaffak olunandı. -Efendim, burasını anlamadım. Şerbetçi- Anladığın kadarı yeter. Mecmuanın başındaki zat, 80 yaşında ölümünü bekliyoruz. Şerbetçi- O kadın “Ben Kayseri’yim diyor. O kadın 80’lik adamı çok seviyor. 80’lik ölünce, acıdan o da ölür diyoruz. -Efendim Daha başka müşahadeniz oldu mu? Şerbetçi- Çok enteresan müşahedelere şahit oldum. Bu seçimle birlikte iki düşmanımızı da yendik. Bu düşmanlardan biri emperyalizmdi. -Efendim, Emperyalizm nasıl bir düşmandı? Şerbetçi – Çok sinsi ve dost görünen bir düşman. Bu düşmanın belirgin hususiyeti şu. Fazi müdafa ediyor. Türkiye faizi indirdikçe kalemorlarıyla saldırdı. -Efendim, başka düşmanınız var mı? Şerbetçi- Çok düşmanımız var. Mesele dış güçler. -Efendim, dış güçlerin düşmanlığı çok çeşitli olabiliyor. Mesela bazıları lisanımızla oynar. Öz Türkçe diye bir lisanla atalarımızla irtibatımızı keser. Bir kısmı İstanbul sözleşmesini diline dolar, kadınla erkeği birbirine düşman eder. Yaşama hürriyeti diye eşcinselliği savunur. Bazıları idama karşı çıkar, suçluları müdafaa eder. -Efendim, çok düşmanımız var, anlaşılan. Şerbetçi- Çok düşmanımız, çok dikkatli yaşamalıyız.