Pfizer-BioNTech aşısına Türkiye’den gönüllü olan gazetecinin yaşadıkları

Yayın tarihi: 14 Ocak 2021 Perşembe 11:13 am - Güncelleme: 14 Ocak 2021 Perşembe 12:45 pm

Tartışma yine çok tanıdık ve çok bildik: AKP koronavirüs aşısında bile yakınlarını kayırıyor! Konu AKP olunca bu çok normal. Bazı üniversite hocaları da aşıyı olduklarına dair bilgileri sosyal medyada paylaşınca bu tartışma kendiliğinden başladı. Oysa bütün bu kayırmacılıklara rağmen aşılar aylardır Türkiye’de.

Bu da yetmezmiş gibi dün akşamüzeri Çin’in SinoVac şirketi tarafından üretilen CoronaVac’a önce Acil Kullanım Onayı verildi, ardından aşı şov başladı. Önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve bilim kurulu üyeleri canlı yayında kolları sıvayıp ilk doz aşıları aldılar. Bir günde hatta birkaç saat içinde önemli gelişmelerdi bunlar. Hem kamuoyundaki beklentiyi yatıştırmak istediler hem de aşı etrafında konuşulanları kendilerince susturma yoluna gittiler. Kimin ne zaman ne aşısı olduğu sorusu havada kaldı.

Aşıda “ayrıcalıklı vatandaşlar” iddiası doğru çıktı! Rektör kendini ifşa etti

CHP’li Engin Altay sormuştu: “Faz 3 çalışması dışında 25.000 doz Pfizer – BioNTech aşısı Türkiye’ye getirilip yakınlarına uygulandı mı?”
Bu sorunun yanıtını da canlı yayında kolları sıvadıkları Çin aşılarıyla verdiler. Peki konu kapandı mı? Elbette ki hayır! Hatta yeni başlıyor. SinoVac CEO’sunun bile yüzde 50 civarı açıkladığı Faz 3 çalışması sonucu demek ki bize yeterli gelmişti.

Türkiye aşı laflarıyla oyalanırken arka planda aslında aşılar ülkeye gelip gidiyordu.
Özellikle Çin aşısı SinoVac’ın Brezilya macerasını daha yazmıştım. Bidonlarda giden 600 litrelik dökme Çin aşısını gördükten sonra Türkiye’ye nasıl geleceğinin sorusunu sormuştum. Doğru dürüst bir yanıt gelmeden 3 milyon doz SinoVac aşısı Sağlık Bakanlığı’na teslim edildi.

Herhangi bir faz çalışmasının sonucu alınmadan bu kadar aşı Türkiye’ye nasıl getirildiğinin detaylarını sadece Sağlık Bakanı ve Saray biliyor olsa gerek. Kaldı ki dün de Sağlık Bakanı Koca canlı yayında aşıyı yaptırınca konu başka bir boyuta evrildi.
Ancak bundan önce de bu aşı Türkiye’de vardı ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde bazı gönüllülere uygulandı.

Kaldı ki o yazıda biri Pfizer – BioNTech aşısı ve SinoVac aşısı testlerine katılan iki arkadaşımın olduğunu ve onların deneyimlerini paylaşacağımı yazmıştım. İşte bu son tartışmalar üzerine o deneyimlerden birine katılan gazeteci meslektaşımız Esin Gedik’in yaşadıklarını sizinle paylaşmak istiyorum.

Televizyondan izlediği bir basın toplantısının ardından gönüllü olmaya karar veren Esin Gedik, SinoVac aşısını beklerken karşısına Pfizer – BioNTech aşısı çıkıyor ama o fikrini değiştirmeyip gönüllü oluyor.

Meslektaşımız Esin Gedik’in Eylül ayında başlayan macerası Ekim ve Aralık aylarında iki dozun kendisine uygulanmasıyla devam etti. Aralık sonunda verdiği kan örneklerinde de antikor oluşup oluşmadığının sonucunu bu günlerde bekliyor.

Ancak bütün bu Faz 3 çalışması süreci Çapa Tıp Fakültesi’nde yaşanırken gönüllülerden alınan her türlü veri Türkiye’de hiç işlenmeden Amerika’ya Pfizer şirketine gönderildi. Yani Türkiye’de sadece 550 kişiyle yapılan bu çalışmanın sonuçlarını yine sadece kendileri işleyecek. Ve bu aşının Faz 3 sonuçları açıklanmadan yüzde 50’yi biraz geçen etkinlikteki Çin aşısıyla birden aşılamalar başladı.

Peki hakkında bir çok iddia ve henüz açıklanmamış verilere rağmen -üstelik iki Türk bilim insanı tarafından geliştirilen Pfizer – BioNTech aşısının Türkiye macerası nasıl gelişti. Adım adım ve gün gün meslektaşımız Esin Gedik’in deneyimiyle sizinle paylaşalım.
Ve sonra bu güne kadar yanıtını alamadığımız bazı kritik soruları da bu deneyimin ardından tekrar soralım.

HACETTEPE REKTÖRÜNÜN BASIN TOPLANTISINDAN ÖĞRENDİM

Eylül ayında Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran Covid 19 aşısının Faz 3 çalışmasıyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi ve ben de izledim. Çin aşısı SinoVac ile ilgili yapılan bu toplantıda özetle şunlar söylendi:

“17 eylül itibarıyla gönüllü başvuruları başlamıştır. Gönüllü bulmakta zorlanıyoruz ve bu yüzden uzun süreceğini tahmin ediyoruz. Bizimle beraber İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’nde de bu çalışma başlayacak.”

Bunun üzerine Çapa’nın internet sitesinden gönüllü olmak için başvuruda bulundum. Ancak ilk günler arayan soran olmadı. Ben de umudu kestim. Ni
hayet bir ay sonra aradılar. Dediklerine göre ben Çin aşısını beklerken Pfizer BioNTech aşısı daha önce gelmiş. Bu aşı için gönüllü olur musunuz diye sordular ve kabul ettim.

HAMİLELİK DAHİL HER TÜRLÜ TESTİ YAPTILAR

26 ekim 2020 için randevu verdiler. Çapa Tıp Fakültesi Dahiliye bölümüne gittim. Önce koronavirüs testi yaptılar. 60 yaşın altındaki herkese menopoza gir veya girme fark etmiyor, hamilelik testi de yaptılar. 30 sayfalık bir form dolduruyorsun. Yarısı teknik bilgiler yarısı da kişisel verilerin korunmasıyla ilgili bilgileri içeriyor ve detaylı okumak gerekiyor. Eve gönderecekleri kuryeye kadar ön onay alıyorlar.

Ardından detaylı bir doktor kontrolünden geçiyorsunuz. Daha çok risk altındaki grupları tercih ediyorlar. Çalışıyor musun, toplu taşıma aracı kullanıyor musun gibi detayları öğrenmek istiyorlar.

YARIM SAAT BEKLEYİN AŞINIZ GELİYOR, DEDİLER

Bütün bu süreçleri aynı gün içinde geçtikten sonra tamam dediler. Bir yarım saat bekleniyor. Çünkü – 80 derecedeki aşının uygulanabilir ortam ısısına gelmesi gerekiyor. Aşının ilk dozundaki miktar az bir ölçekle veriliyor.

GERÇEK AŞI MI YOKSA PLASEBO MU BİLMİYORSUNUZ

Gelen aşının gerçek aşı veya plasebo (etkisiz bir ilacın telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma halidir. ‘hoşnut etmek’ anlamına gelir. Halk arasında ‘Şeker hapı’ olarak bilinir) olduğunu öğrenemiyorsunuz. Söylediklerine göre bunu bilgisayar atıyor ve sadece uygulayan görevli biliyor. İlk aşıyı oldum. Bir yarım saat daha bekledim. Hiçbir belirti görmedim. Sadece bir ağrı oldu ama daha önce olduğumuz aşılardaki ağrı kadar bile değildi. Sadece ertesi gün 36.5 derece olan ateşim 37.4’e yükseldi ama ertesi gün o da geçti.

GÖNÜLLÜLERİ VERDİKLERİ AKILLI TELEFONDAKİ GÜNLÜKLE TAKİP ETTİLER

Bu işlemler bittikten sonra bana bir akıllı telefon verdiler. İçinde görüşme yapabileceğiniz bir hat vs. yoktu. Sadece bir bu süreci takip edecekleri bir sağlık uygulaması yüklüydü. 8 gün boyunca bu uygulama üzerinden soruları yanıtlamamı istediler:
Ateşin var mı?
Eklem ağrın oldu mu?
Nefes darlığın oldu mu?
Kızarıklık oldu mu?
Eğer bu tür sorulara yanıt vermezseniz size mesaj geliyor ve günlüğünüzü doldurmanız isteniyor.

NORMAL HAYATIMA DEVAM ETMEMİ İSTEDİLER

İlk aşıdan sonra normal hayatıma devam etmemi istediler. Sadece muayeneyi yapan doktorun verdiği ilaçların dışındaki Koronadan korunmak için alınan vitamin benzeri takviyeleri kullanmamızı istemediler. Ağrı kesici kullanma dediler. Vücudun direncinin çok yüksek olmasını istemiyorlar. Aşının nasıl tepki verdiğini görmek istediler.
Sadece çok ateşin çıkarsa haber vermemi istediler. Zaten verdikleri uygulamada da bir buton var. Ateşin 38’in üzerine çıkarsa sana mesaj geliyormuş, ağrı kesici al diye.

2. DOZ İÇİN 16 ARALIK TARİHİNE RANDEVU VERDİLER

İlk aşı vurulduktan sonra yine aynı testler yapıldı. Korona, hamilelik gibi testler yenilendi. Doktor kontrolünden geçtim.
İkinci doz yapılırken kolum bile ağrımadı. Hatta ilk aşıdan daha yüksek bir doz uyguladılar. Ateşim yine 37.4 civarına yükseldi ama devamlı olmadı.

ARALIK SONUNDA TEKRAR TEST İÇİN ÇAĞIRDILAR

İkinci doz uygulandıktan sonra bu kez kan vermem için çağırdılar. Hatta eğer plasebo verdilerse çağırmazlar diyordum. Fakat oradaki hocanın söylediğine göre herkese bu testler yapılıyormuş. Eğer size verilen aşı plasebo ise gerçek aşı Türkiye’ye geldiğinde bu aşının bize ücretsiz ve öncelikli yapılacağının garantisini verdiler.

BÜTÜN TEST BİLGİLERİMİZ AMERİKA’YA GÖNDERİLDİ

Yapılan bu son kan testleriyle birlikte en baştan beni yapılan korona, hamilelik testleri de dahil olmak üzere bütün verilerimiz Türkiye’de işlenmeden Amerika’ya gönderiliyormuş. Burada yaptıkları sadece prosedürleri uygulamak oldu. Sonuçları bu günlerde Amerika’dan bekliyorum.

AŞI TAKVİMİNE DAİR BİR BİLGİ VERMEDİLER

Bu çalışmayı Çapa Tıp Fakültesi’nde Klinik Araştırmalar birimi yönetiyor. Farklı farklı birimlerden gelen görevlilere eğitimler verilmiş ve bu çalışmayı onlar yürüttü. Fiyatını, aşının ne zaman geleceğini bilmiyorlar. Belki de Çin aşısı için de veriler Çin’e gönderiliyor olabilir.

GERÇEK AŞI DEĞİLSE GELMESİNİ BEKLEYECEĞİM

Bu süreçte herhangi bir şikayetim olmadı. Eğer gerçek aşıysa mayıs ayına kadar rahatım diyebilirim ama plasebo grubundaysam aşının gelmesini mecburen bekleyeceğim. Bu yüzden kafandaki tedirginliği atamıyorsun.

PİYANGO ÇIKMIŞ TALİHLİ GİBİ OLUYORSUN

Kendi sosyal medya hesaplarımda gönüllü olduğumu paylaştıktan sonra kendimi piyango çıkmış talihli gibi hissettim. Kimler kimler aramadı. Herkes bir şeyi merak ediyor. Tereddüt edenler, şüphesi olanlar, genç-yaşlı birçok akraba aramaya başladı. Doktor tanıdıklarım dahi aradı, tek söylediğim aşı bulursanız mutlaka yaptırın demek oldu.

MERAKLISINA VE YETKİLİSİNE SORULAR

Pfizer BioNTech ile yapılan aşı alım anlaşması ne durumda? Birkaç milyon doz olarak geleceği söylenen bu aşının alımı acaba Amerika’daki ilaç şirketlerine olan 2.3 milyar dolarlık borca takılmış olabilir mi?

Çünkü 24 Eylül tarihinde bu haberler gündeme geldi ama yanıtını bulamadı. Eğer ki Türkiye’nin bu büyüklükteki borcu ödenmiş olsa kamuoyundaki yansıması da o büyüklükte olurdu. Anlaşılan bu borç öylece bekliyor. Eğer ki aksi bir gelişme oldu ve bu milyar dolarlık borç ödenmeye başladıysa bunun belgelerini buradan yayınlamaya hazırız.

Bir diğer soru; Pfizer BioNTech şirketinden alınması planlanan aşıların toplam bedelinin 600 milyon dolar olduğu söyleniyor. Ve Türkiye’nin önceden gelen 2.3 milyar dolarlık borcundan kaynaklanan kötü karnesi üzerine Pfizer bu parayı Türkiye’den peşin olarak istedi mi?
Türkiye’nin genel olarak zorda olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Eğer Türkiye’nin böyle bir ödemeyi nakit olarak yapacak gücü yok diye mi bu aşıdan vaz geçiliyor?

Ve son soru Çin ile yapılan anlaşmanın detaylarını kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşan olmadı. Bu da bazı soruları gündeme getiriyor.
En basitinden başlayalım; Çin aşıları için yapıldığı söylenen 50 milyon dozluk anlaşmanın mali portresi nedir? Kaç liradan geliyor ve nasıl ödenecek?

Soru bu kadar basit ama yanıtını vermek bu kadar basit mi göreceğiz!