CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, MYK ve gündem ile ilgili basın toplantısı gerçekleştirdi. Öztrak, TELE1'e verilen ceza ve gazeteci Sedef Kabaş'ın tutuklanmasına da tepki gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Öztrak'ın konuşmasında öne çıkan ifadeler şu şekilde:
"Türkiye’miz; Gence düşman, kadına düşman, sanata ve sanatçıya düşman, tabiata düşman, sevgiye, saygıya düşman, adalete ve hukuka düşman, hoşgörüye düşman, eleştiriye düşman, şarkı sözlerine, atasözlerine düşman, milletini dilini kopartmakla tehdit edecek kadar gözü dönmüş bir ucube yönetim elinde savrulup duruyor. Bu ucube rejim ülkemizi yönetemiyor, cebimizi boşaltıyor. 'Açız!' feryatları, artık camilerimizden yükseliyor. Ülkemizde korku duvarları çoktan yıkıldı. Bu nedenle de kralcılık oynayanların yüreklerini, iktidarı kaybetme korkusu iyiden iyiye kapladı. Artık herkes biliyor ve görüyor: 'Kral çıplak!'
"TEHDİTLE GECE YARISI TUTUKLAMAYLA GÖZDAĞI VERMEYE ÇALIŞIYOR"
Bu beceriksiz yönetim; Televizyoncunun 'haber yorumuna' karışarak, sanatçının 'sahne kostümüne' takarak, 'şarkı sözünden' nem kaparak, vatandaşa yaşattığı zulmü gizlerim zannediyor. Bir sanatçıyı, hem de Yüce Allah’ın mabedinde, 'Dilini kopartmakla' tehdit edecek kadar gözü dönebiliyor. Bir gazeteciyi kendine hakaret ettiği gerekçesiyle, hukuk dinlemeden, gece yarısı tutuklayarak, millete gözdağı vermeye kalkıyor. 'Elinde sadece çekiç olan, gördüğü her şeyi çivi sanırmış.' Ama dediğimiz gibi, bu ülkede korku duvarları çoktan yıkıldı. Milletimiz o sınırları çoktan aştı. Üzerine aldığı Cumhurbaşkanlığı görevini, tarafsızlıkla yerine getireceğine, namusu ve şerefi üzerine ant içti. Ama ardından Parti Genel Başkanı şapkasını giyerek, siyasi rakiplerine, 'Cibilliyetsiz, zürriyetsiz, terörist, mankafa, alçak, şerefsiz, virüs, ölü sevici' gibi, ağza alınmayacak hakaretler sarf edebildi. Yandaş yargı da buna siyasi eleştiri dedi. Ama kendisi, muhalefetten ağzının payını aldığında, babasının koltuğunun altına sığınan korkak bir çocuk gibi, hemen cumhurbaşkanlığı zırhına sığındı. 'Bu, Cumhurbaşkanına hakaret' diyerek, Saray yargısını harekete geçirdi."
https://tele1.com.tr/oztraktan-erdogana-anlasilan-imraliyla-mektup-arkadasligini-hizlandiracak-545461/
"TELE1 ve FOX TV'YE YARGISIZ İNFAZ YAPILDI"
En son bir gazeteci, “Hak etmediği bir makama getirilen, o makamın değerini de düşürür” anlamına gelen, bir atasözünü dillendirdi diye beyefendi “Vay Cumhurbaşkanına hakaret ettin” diyerek, bilindik zırhına saklandı. Gece yarısı hukuka aykırı olarak, Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla gazeteciyi gözaltına aldırdı. Yetmedi, tutuklattı. Bunla da doymadı, vesayeti altındaki Adalet Bakanı’na, Yargıç cübbesi giydirerek, gazeteci hakkında hüküm verip, İnfazı gerçekleştirdi. Alenen hak, hukuk, usul ayaklar altına alındı. Bunlar da yetmemiş olacak ki, Saray muhafızı RTÜK alelacele devreye sokuldu.
TELE 1 ve FOX TV gibi kanallara en ağır cezalar salındı. Yargısız infaz yapıldı.
"CAMİDE NEFRETİNİ KUSTU!"
Hepsinden daha vahimi, daha ağırı, Bu yetkilerle o koltuğa oturan Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı külahını giyip, Bir caminin mihrabına çıkıp, savunmasız bir sanatçıyı, milletin bir evladını,
dilini kopartmakla tehdit etti. Camide nefretini kustu. O kutsal mabedi, kiniyle kirletti. Ama bu tehdide bu nefret söylemine, yargının çıtı çıkmadı. Nerede bu ülkede milletin hakkı, hukuku? Nerede adalet?
Peki, şimdi o kadar mürekkep döktüğünüz, AB’den fonlar aldığınız İnsan Hakları Eylem Planları Strateji Belgeleri ne oldu? Hepsi çöpe gitti. Bu ülke bugüne kadar 11 Cumhurbaşkanı gördü. Rahmetli Özal’a, Rahmetli Demirel’e en ağır eleştiriler yapıldı. Ama hiç biri bulunduğu makamı, vatandaşlarına karşı bir silah olarak kullanmadı. Ta ki 12. Cumhurbaşkanına kadar. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan, AKP Genel Başkanı 160 bin 169 kişi hakkında, cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla soruşturma başlatmış. 12 bin 881 yurttaşımızı da mahkûm ettirmiş. Hukukumuzda temel prensiptir: “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını, Hukuk düzeni korumaz.” Ancak Partili Cumhurbaşkanı tarafsız Cumhurbaşkanlığı için getirilmiş bir hükmü, alabildiğine istismar ederek, muhalefeti ve milleti susturmaya çalışıyor. Bugün bu ülkede en önemli açığın: Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına, Laik Cumhuriyet ilkesine bağlı, milletin huzur ve refahı için çalışan, üzerine aldığı görevi tarafsızlıkla yerine getireceğine, Namusu ve şerefi üzerine ettiği yemine sadık bir Cumhurbaşkanı olduğunu artık herkes biliyor. Emaneti ehline vermenin, layık olanı, layık olduğu makama getirmenin önemini, sadece atasözlerimiz ifade etmiyor. Peygamberimizin de, “İş layık olmayana verildiği zaman, kıyameti bekle” diyen, açık bir hadis-i şerifi var.
https://tele1.com.tr/akpli-cumhurbaskani-erdogandan-sedef-kabas-talimati-551825/
DOĞAL GAZ TEDARİKİ YÜZDE 40 AZALTILDI
Bugün, ne yazık ki, yaşadığımız her krizle, bunu çok acı şekilde tecrübe ediyoruz. İşte en son, Organize Sanayi Bölgelerinin elektriği 3 gün kesildi.
Doğal gaz tedariki de yüzde 40 azaltıldı. Tüm Türkiye’de üretim durdu. Böyle bir skandalla, Cumhuriyet tarihimizde ilk defa karşılaşıyoruz. Ortada çok büyük bir yönetim krizi var. İran’dan gelen doğal gazda, hemen hemen her kış sorun yaşanır. Ama bu nedenle, Tüm Türkiye’de üretimin durdurulduğuna, İlk kez şahit olduk. Buna şaşırdık mı? Hayır! Perşembenin gelişi, Çarşambadan belliydi.
Başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere, geçtiğimiz Ağustos ortasından bu yana nu kibirli yönetimi uyardık. “Önümüzde kara bir kış var. Doğal gaz depolarında yeterince gaz yok” dedik. “Böyle giderse kış günü ya gazsız kalacağız, Ya da çok yüksek maliyete katlanacağız, tedbir alın” dedik. Biz bu uyarıları yaptığımızda, doğal gaz depolarımızda doluluk oranı, yüzde 54’e düşmüştü. Bugün itibariyle doluluk oranı sadece yüzde 27’dir. Oysa 2018 ve 2019’un Ocak aylarında, depolarımızın yüzde 80’i, 2020 Ocak ayında yüzde 60’ı, 2021 Ocak ayında ise yüzde 57’si doluydu.
İşin ilginç yanı… Biz bu verileri dillendirmeye başlayınca, EPİAŞ gün gün açıkladığı, depolanan gaz rakamlarını, birden bire yayımlamayı bıraktı. En son veri, 18 Ocak 2022 tarihinde kaldı. Her işlerinde bir karartma, her işlerinde bir hinlik… Ve tabi sonunda kapatma ve keşmekeş. Daha dün trollerine, “Karadeniz’de gaz bulduk, Kombilerinizi yaz günü de açın” dedirtenler, Bugün depoda yeterli gaz olmadığı için, Sanayicimizi kış gününde gazsız, elektriksiz bıraktı"
"NEBATİ ENFLASYON YÜZDE 30'UN ALTINA DÜŞMEYECEK DEMİŞ"
"Nebati Bakan ilginç biri. Sarayın her dediğini harfiyen yerine getiriyor. Şimdilerde çok tartışılan o şarkıda söylendiği gibi, “Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete…”Ama Nebati Bakan, bu gidişi ballandırarak anlatıyor. Hafta sonu Nebati Bakan bir grup akademisyen, Analist ve ekonomist ile toplantı yapmış. Bu toplantıda, 'Merkez bankası faizini işlevsizleştirdik' ,'TCMB bağımsızlığı diyeceksiniz, yok öyle bir şey' diyerek, Bununla övünmüş. Söyledikleri doğru mu? El hak doğru. Faizi yüzde 14. Ama ticari kredi faizleri yüzde 30’lara kadar çıktı. Vatandaşın aldığı ihtiyaç kredisi faizleri yüzde 32’lerde, taşıt kredileri yüzde 30 sınırında… Faizi indireceğim derken, vatandaşın muhatap olduğu tüm faizler sıçratıldı.
Nebati Bakan yine aynı toplantıda, “Bu yıl
enflasyon yüzde 30’un altına düşmeyecek” dedikten hemen sonra, 'Kimse faiz artırımı beklemesin' demiş. Merkez bankasının döviz kasası tamtakırsa, Merkez Bankasının faiz silahı da işlevsizleştirildiyse, Nebati Bakan bilsin ki enflasyon yüzde 30’da kalmaz. Bu millet AKP hükümetinde üç haneli enflasyonu çok yakında tadar."
"YÜREĞİ YETİYORSA..."
Konuşmasının sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Öztrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Fetullah Gülen ile görüştüğü” iddiasına , “Süleyman Soylu bu işleri bıraksın. Yüreği yetiyorsa Yurtta Sulh Konseyi’nin üyeleri kimlermiş, açıklasın, görelim” karşılığını verdi.
https://tele1.com.tr/akpnin-kurucu-isimlerinden-sener-bunlar-iyi-gunlerimiz-ekonomiyi-toparlayamazlar-550451/