21 Eylül’de açılıyor! Peki, veliler çocuklarını okula gönderecek mi?

Yayın tarihi: 22 Ağustos 2020 Cumartesi 10:10 am - Güncelleme: 22 Ağustos 2020 Cumartesi 10:51 am

Koronavirüs salgınına rağmen 21 Eylül’de okulların açılacağının duyurulmasından kimi veliler, “Çocuğumu okula yollamak istemiyorum, çünkü kronik hastalığı var. Hijyen meselesi de sıkıntılı” derken, kimi ise çocuklarının uzaktan eğitimde çok zorlandığını, EBA TV’yi anlamadıklarını ama fırsat eşitliğinin de olmadığını dile getirdi.

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okuların 21 Eylül’de açılacak olmasıyla veliler, kara kara düşünmeye başladı. Evin okuldan daha güvenli olduğunu söyleyen veliler, 40 kişilik sınıfların koronavirüs açısından ciddi risk olduğunu dile getirdi. Normal şartlarda okullarda hijyen malzemelerinin eksikliğine dikkat çeken veliler, uzaktan eğitimin de verimli olmadığı görüşünde.

‘OKULLAR AÇILMASIN AMA FIRSAT EŞİTLİĞİ DE YOK’

Evrensel’den Deniz Sönmez’e konuşan, Emine Ekşi Karakuş, uzaktan eğitimi verimsiz bulduğunu söyleyerek, çocukların evde odaklanma problemi yaşadığını anlattı. Baknalığın düşündüğü sistemin düzgün işleyemeyeceğini söyleyen Karakuş, “Temizlik-hijyen standartlarını sağladığımız ev ortamında çocuklar daha güvende. Biz veliler olarak sağlık ve eğitim arasında kaldık, sağlık daha önemli. Ben okulların açılmaması taraftarıyım. Çocuklarımızın canı daha önemli, kaygılanmadan okula gitsinler istiyorum” dedi. Herkesin yeterli teknolojik alet ve internet bağlantısına sahip olmadığını belirten Karakuş, çocuklar arasında fırsat eşitliğinin olmadığını vurguladı.

‘OKULLARDA HALA SABUNA VE PEÇETEYE İHTİYAÇ VAR’

“İki gün okul olacağından bahsediyorlar. Okulun ve sınıfların iki gruba ayrılacağını, çarşamba okulun dezenfekte edileceğini söylüyorlar” diyen Karakuş, “Şu an 40 kişiyiz sınıfta. Diyelim ki 20 kişi sınıfa gitti. Ama bizim okulumuzda bir sürü şube var. Ders aralarında bütün bu şubelerden çıkan çocuklar tuvalete gitse ne olacak? Bunlar çocuk, hiç mi maske çıkartmayacaklar? Ellerini hiç mi yüzlerine sürmeyecekler? Mesafe nasıl ayarlanacak? Okul yönetiminin ve öğretmenlerin bu kadar çocuğu denetlemesi gerçekten çok zor” diye konuştu.

Hala sabuna ve peçeteye ihtiyacı olan devlet okullarında gerekli hijyenin sağlanacağını düşünmediğini belirten Karakuş, ayrıca her evde en az 1 kişinin çalıştığını, okulundaki çoğu velinin fabrika, hastane gibi kalabalık yerlerde çalıştığını o yüzden tedirgin olduğunu söyledi.

‘ÇALIŞAN VELİLERİN ÇOCUKLARIYLA KİM İLGİLENECEK?’

Geçtiğimiz dönemde kısıtlamalar nedeniyle işlerin durduğunu söyleyen Karakuş, “Önümüzdeki dönemde bu veliler çalışmak zorunda olacaklar. Fakat benim de tanıdığım, uzaktan eğitime devam edildiği takdirde çocuğunu emanet edecek kimsesinin olmadığı, eşinin ev işleri ve çocuk bakımında yeterli sorumluluk almadığı ve birden çok çocuk sahibi olan veliler var. Onlar da çok zor durumdalar, ne yapacaklarını düşünüyorlar” dedi.

‘EBA TV’Yİ BEN BİLE ANLAMADIM’

Geçtiğimiz dönemde eğitim sürecinin çok verimsiz geçtiğini belirten Demet Siler ise, çocuklarının uzaktan eğitimde çok zorlandığını söyledi. EBA’da kullanılan kitapların okulda kullanılanlarla aynı olmadığını belirten Siler, şunları söyledi: “EBA TV’yi ben bile anlamadım. Çocuğumu okula yollamak isterim fakat ben 3 çocuk annesiyim. Eşim çalışıyor, diğer iki çocuğum ise daha çok küçük. Sınıflar 40 kişiye yakın. Devlet okullarında temizlik zaten sorun. O kalabalıktan eve hastalık taşıma ihtimali var, küçük çocuğum ve bebeğim için de çok endişeliyim” dedi.

‘ÇOCUĞUMUN KRONİK HASTALIĞI VAR, OKULA GÖNDEREMEM’

Üç çocuğunun üçünün de ayrı ortamlardan, uzaktan ders takibi yaptığını anlatan Sevim Atay, “Ev resmen okul oldu. Biz de eşimle salona sıkışıp kaldık” dedi. Gidişatın belirsizliğinden kortuğunu söyleyen Atay, “Ben çocuğumu okula yollamak istemiyorum, çünkü kronik hastalığı var. Normal zamanda tuvaletler temiz değildi, hijyen meselesi de sıkıntılı geliyor bana” dedi.