AKP başardı! Merkez faizi teke düşürdü

Yayın tarihi: 24 Kasım 2022 Perşembe 2:00 pm - Güncelleme: 24 Kasım 2022 Perşembe 2:32 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sebep enflasyon sonuç” teorisiyle başlayan faiz indirimleri serisi devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) faizi yüzde 10,5’ten yüzde 9’a indirdi. Böylece AKP iktidarı Nas açıklamalarıyla başladığı “Yıl sonu tek haneli faiz” hedefine ulaştı. TÜİK’in açıkladığı verilerde ise enflasyon son 25 yılın zirvesi olan yüzde 85,51 olarak açıklamıştı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sebep enflasyon sonuçtur. Bu kardeşiniz burada olduğu sürece faiz düşmeye devam edecek” sözlerinin ardından başlayan faiz indirimi serisi devam ediyor. Merkez Bankası bugün gerçekleştirdiği Para Politikaları Kurulu toplantısında yüzde 10,5 olan faizi yüzde 9’a düşürdü. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, “Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10,5’ten yüzde 9’a indirilmesine karar vermiştir.” ifadeleri kullanıldı.

Erdoğan faiz indirimi konusunda AKP iktidarını eleştirenlere de “Bu iktidar faizi artırmayacak. Tam tersine faiz indirmeye devam edeceğiz. Nas var nas…” diye yanıt vermişti.

Erdoğan’ın Nas ve faiz indirimi çıkışlarından sonra Dolar TL kuru 8 liradan 18 liraya kadar yükselmişti.

TÜİK’in verilerine göre enflasyon Ekim 2022’de yüzde 3,54 olarak hesaplandı. Yıllık enflasyon ise yüzde 85,51 olarak açıklandı. Bu enflasyon oranı, 24 yılın yeni zirvesi oldu.

Erdoğan’ın ‘Ben ekonomistim, faizle nasıl uğraşılır göreceksiniz’ sözleri yeniden gündemde

BANKALAR İSYAN ETMİŞTİ

Banka genel müdürlerinin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin katıldığı bir toplantıda ekonomideki olumsuz tablolardan bankaların etkilendiğini, TL’deki değer kaybı nedeniyle müşterilerine sunacakları yatırım aracı bulmakta zorlandıklarını söylemişlerdi. Banka genel müdürleri Nebati’yle yaptığı toplantıda, “Bize Merkez Bankası diyor ki ‘Bilançonu dönebildiğin kadar TL’ye dön, müşterilerini itebildiğin kadar TL’ye it’ Biz bunu yapalım ama TL’ye geçtikleri anda kendilerine sunabildiğimiz ne var? Yüzde 10,5’e inmiş bir politika faizi var. Bunun 3 puan üzerinde bir Kur Korumalı Mevduat faizi var 10,3 buçuk sonraki toplantıda politika faizi yüzde 9’a inecek KKM faizi de yüzde 12’ye inecek onun dışında yüzde 18-19la mevduat faizi var bunun dışında insanlara önerebildiğimiz hiç bir şey yok. Döndürmeye çalışayım da bununla ben nasıl ikna edeyim. İkna edemezsem bu sistemi nasıl yürüteyim. Hem sistemi yönetip Türk lirasına dönemeyeceğim. Hem döndüremediğim insanlar için gerçeklikten uzak faizle bono almak zorunda kalacağım. Aldığım bu bonoyla yazacağım zararı sermayemi yemesine razı olacağım. Sermayemi yedikten sonra dönüp sermayedarımdan bunu alamayacağımdan da eminim. biz şimdi ne yapalım’ diye sormuşları.

Bankalar Nebati’ye sitem etti iddiası: Bu süreci nasıl yönetelim? İnsanları nasıl ikna edelim?

MERKEZ BANKASINDAN YAPILAN AÇIKLAMA 

PPK sonrası açıklama şöyle:

Jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisi artarak sürmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları yüksek enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artarak devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.

2022’nin ilk yarısında güçlü bir büyüme gerçekleşmiştir. Yılın ikinci yarısına dair öncü göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. Bununla birlikte, imalat sanayi üzerindeki dış talep kaynaklı baskıların iç talep ve arz kapasitesi üzerinde şimdilik sınırlı olan etkileri daha belirgin hale gelmektedir. İstihdam kazanımları benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir. Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının ilan edilen makroihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği denge yakından takip edilmektedir. Kurul, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve ilave tedbirleri devreye alacaktır. Uygulanacak politikalar aralık ayında açıklanacak olan 2023 Yılı Para ve Kur Politikası metninde kapsamlı olarak ilan edilecektir.

Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Azalan dış talebin toplam talep koşulları ve üretim üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi ile arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliği açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 150 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, mevcut politika faizinin küresel talebe ilişkin artan riskleri dikkate alarak yeterli düzeyde olduğunu değerlendirmiş, ağustos ayında başlatılan faiz indirim döngüsünün sonlandırılmasına karar vermiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.