Merdan Yanardağ: İktidarıyla muhalefetiyle kurulan bir mutabakatı bozdum

Yayın tarihi: 17 Temmuz 2023 Pazartesi 8:53 am - Güncelleme: 17 Temmuz 2023 Pazartesi 8:53 am

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ Silivri Cezaevi’nden yazdığı yazısında hakkında hazırlanan iddianameyi değerlendirdi. İddianameyi “Tam bir Nazi hukuku oluşturma denemesi” olarak tanımlayan Yanardağ, ” Belli ki iktidarın elinden bir oyuncağı almış oldum. Bu tartışmayı da ilk kez geniş bir kesime yaydım. İktidarıyla muhalefetiyle kurulan bir mutabakatı bozdum. Kıyamet buradan koptu” ifadelerini kullandı.

4 Soru 4 Yanıt programında AKP’nin Abdullah Öcalan ile yeni bir çözüm süreci hazırlığında olduğu görüşünü anlatmak için kullandığı sözlerinin bağlamından kopartılarak sosyal medyada dolaşıma sokulmasının ardından AKP’li troller ve bazı İYİ Partililer tarafından hedef gösterilip “terör örgütü propagandası yapma” suçlamasıyla tutuklanan TELE1 Genel Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Yanardağ’ın 3713 sayılı TMK’nın 7/2-1.cümle, 7/2-2.cümle ve 5237 sayılı TCK’nın 215/1, 218/1 maddelerinden cezalandırılması talep edildi.

İslamcıların batıyla dansı-2

“ŞAKA GİBİ AMA GERÇEK”

Merdan Yanardağ Silivri Cezevi’nden BirGün’e yazdığı yazısında hakkında hazırlanan iddianameyi de değerlendirdi. Yanardağ’ın ‘İslamcıların batıyla dansı-2’ başlıklı yazısında şu ifadeler yer aldı:

“Savcılık benimle ilgili iddianameyi beklenmedik bir hızla hazırlamış. İki ayrı suçlama yönelterek 1 yıl 6 aydan 10,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Suçlama ise “terör örgütü propagandası” ve “suç ile suçluyu övmek”, iyi mi! Kanıt olarak da PKK yöneticisi Duran Kalkan’ın yaklaşık bir yıl önceki bir konuşmasını koyup benim sözlerim ile paralellik kurmuşlar. Şaka gibi ama gerçek. Tam bir Nazi hukuku oluşturma denemesi. Bu yöntemle toplumun yarısı yargılanabilir. Kanıta bakar mısınız?

İddianamede, ne benim AKP’nin Kürt politikasının eleştirisi var ne de bu partinin Diyarbakır Milletvekilinin sözleri… Bağlamından koparılan 62 saniyelik montaj video esas alınmış. Üstelik bu montaj videoda da “suç” yok; ama ortaya şöyle bir tablo çıkmış: Bayram öncesinde ben durduk yere “Gündem boş, şöyle Öcalan’ı öven bir program yapayım” demişim! Durduk yere. Gündem de değil, bağlamı yok, öylesine… Tam bir deli saçması!

Oysa gündeme de gelmiş, bağlamı da var. AKP Diyarbakır Milletvekili, 19 Haziran’da yeni bir “çözüm sürecini” ima eden ve Selahattin Demirtaş’ı suçlayan, Öcalan’ı ise öven bir röportaj verince biz de konuyu 20 Haziran’da yani bir gün sonra ele aldık. Ancak iddianamede programın esasını oluşturan bölüm adeta gizlenmiş. O bölüm benim, devletin infaz yasasının herkese adil ve eşit şekilde uygulanmasını istediğim sözlerimden oluşuyor; çünkü Ensarioğlu, Öcalan’ın “anlayışlı” olduğunu da söylediği röportajında, “tecrit” uygulamasının da Kandil ve Demirtaş yüzünden olduğunu öne sürüyordu.

“BELLİ Kİ İKTİDARIN ELİNDEN OYUNCAĞINI ALMIŞ OLDUM”

Bunun üzerine ben de “O halde tecriti kaldırın, ailesi ve avukatlarıyla görüşün, kamuoyunda ne söylediğini öğrensin. İmralı’yı siyasal bir araç olarak kullanmaktan vazgeçin” dedim. Belli ki iktidarın elinden bir oyuncağı almış oldum. Bu tartışmayı da ilk kez geniş bir kesime yaydım. İktidarıyla muhalefetiyle kurulan bir mutabakatı bozdum. Kıyamet buradan koptu. Ancak savcılık, asıl konuyu bir yana bırakarak biraz da ironiyle söylediğim ve deyim uygunsa işin magazini olan tarafını önere çıkararak “suç” üretmeye çalışmış; çünkü bir iktidara “devletin infaz yasasını herkese adil şekilde uygula” demek suç değil ama gürültünün asıl nedeni bu!

Bu kumpası da bozacağız. Hukuksuzluk ve zorbalık karşısında boyun eğmeyeceğiz.”